21 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Gündem Başkan Eksert: Adalet çalışanları sahipsiz değildir

Başkan Eksert: Adalet çalışanları sahipsiz değildir

Türk Büro-Sen Genel Başkanı Osman Eksert, Habertürk TV'de yayımlanan bir programda kullanılan ifadeler üzerine yazılı basın açıklaması yaptı. Başkan Eksert, bahsi geçen beyanların TCK'nın 301. Maddesine göre açıkca suç sayıldığını hatırlattı.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Başkan Eksert: Adalet çalışanları sahipsiz değildir

Türk Büro-Sen Genel Başkanı Osman Eksert, basın açıklamasında şunları kaydetti:

"Habertürk TV ekranlarında yayımlanan "Teke Tek" isimli programının 02.03.2021 tarihli yayınında, İstanbul Zaim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ramazan ARITÜRK, yargı sorunlarına çözüm konusunun ele alınması esnasında, "SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN ADLİ KATİPLİK MÜESSESESİNİN GETİRİLMESİNİN GEREKLİ OLDUĞU VE ÇÜNKÜ MAHKEME KATİPLERİNİN ÇOĞUNUN LİSE MEZUNU OLDUĞU, YALNIZCA HAKİMLERİN GETİR GÖTÜRÜNÜ YAPTIKLARI, DOSYAYI İNCELEME VE İRDELEME YETİLERİNİN OLMADIĞI, YARGITAY KARARLARININ NE OLDUĞU YÖNÜNDE EN UFAK BİLGİ SAHİBİ OLMADIKLARI" yönünde ifadeler kullanmış, açıkça adliye çalışanlarını aşağılamış ve küçük düşürmüştür.

Oysa ki, mahkeme kalemlerindeki iş yoğunluğu herkesçe bilinen bir gerçek olup, adliye personelinin iş yoğunluğu karşısında gerektiğinde kendi özel hayatından feragat ederek, büyük özveri ile çalıştıkları aşikardır. Zira, adliyede neredeyse tüm iş ve işlemlerin düzenli bir şekilde ilerlemesinin belki de temel taşı adliyede çalışan kalem personelleri ile müdürler iken, adliye çalışanlarının yalnızca dosya getir götür işi yaptıkları ithamı ile karşı karşıya kalması kabul edilemez niteliktedir.

Adliye çalışanlarının büyük çoğunluğu en az iki yıllık yüksekokul ve dört yıllık fakülte mezunudur. Hoş lise mezunu olsalar bile bu iş bilmeyecekleri anlamına gelmez.

Zabıt Katiplerinin, Yazı İşleri Müdürlerinin, Mübaşirlerin, teknik personelin görevi hiçbir zaman hakim ve savcıların getir götür işlerini yapmak değildir. Hepsinin görevi Kanun ve Yönetmeliklerle belirlenmiştir ve hiçbirinin içeriğinde böyle bir ifade bulunmamaktadır. Fiili olarakta bunun olduğunu söylemek en basit tabiriyle aymazlıktır.

Adli katiplik müessesesinin kurulmasını talep etmek başka bir şeydir, mahkemede çalışanların lise mezunu olarak hiçbir işi bilmediğini iddia etmek başka bir şeydir. Adliyelerde Hakim savcı yardımcılığı gibi oluşumlar kurulabilir. Bunlar adliyelerin iş yükünü hafifletebilir. Bunları sendika olarak biz de talep etmekteyiz. Çünkü Adliye çalışanları yoğun iş yükü altında çalışmalarına devam etmektedirler. Bu sebeple bu konuda olumlu sonuçların alınacağı her kararın talepçisi ve takipçisiyiz.

Bir öğretim üyesinin, adliye iş ve işlemlerinin ne şekilde yürütüldüğünden bir haber olarak böyle bir yorum yapmasının altında iyi niyet aramak olanaksızdır. Zira, böyle bir yorum yapabilmek ve adliye çalışanlarını bu şekilde küçümseyebilmek için ya hiç adliye kapısından girilmemiş olması gerekmekte ya da adliye çalışanlarını aşağılama ve adli katiplik müessesesi için reklam yapma amacıyla kasıtlı olarak beyanlarda bulunulmuş olması gereklidir.

Dr. Ramazan ARITÜRK'ün beyanları Türk Ceza Kanunu kapsamında da açıkça suç olarak sayılmıştır. Şöyle ki; TCK'nın 301. Maddesi,

" (1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

(4) Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır." şeklinde düzenlenmiştir.

Devletin ve kamu hizmetinin devamlılığının sağlanması adına, büyük bir özveri ile çalışan memurların bu şekilde aşağılanmasının kabulü tarafımızca mümkün olmayıp, ilgili hakkında gerekli şikayet yollarına başvuracağımızı belirtiyor ve Sendikamızca, adliye çalışanlarına yönelik yapılan bu hakareti kınıyoruz."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
MHP'li Bünyamin Avcı: "Cumhur İttifakı'nın hedefi daha güçlü Türkiye"

MHP'li Bünyamin Avcı: "Cumhur İttifakı'nın hedefi daha güçlü Türkiye"