Konuşmasında Cumhur İttifakına değinen İsmet Büyükataman, "Cumhur İttifakı, geleceğin güçlü ve lider ülke Türkiye’sinin mimarı ve mihrabıdır" ifadelerini kullanırken şunları kaydetti:
"24 Kasım 2020 tarihinde yazdığı “Başkanlık sistemi üst aklın tehditi altında” başlıklı yazı ile kötü niyetini ortaya koyan Yeni Akit gazetesi yazarı Sabri Balaman, muhatap alınmadığını görünce bu sefer 8 Aralık 2020 tarihinde “Erdoğan, prangalarından kurtulmalı” başlıklı bir yazı kaleme alarak hadsizliğini tescillemiştir.
Bir süredir, aynı merkezden idare edilen partilere ezberlettirilen söylemlerin bu sefer Balaman tarafından dillendirilmesi, oyunu yönlendiren merkezleri de gözler önüne sermektedir.
Dünden bugüne gerek yazdığı yazılar, gerek içerisinde yer aldığı platformlar ve gerekse yaptığı konuşmalardan bozuk zihniyetini bildiğimiz bu şahsın cemâziyelevveli, sözlerinin aziz milletimizde bir karşılığının olamayacağını da göstermektedir.
Milliyetçi Hareket Partisinden bahsederken kullandığı nitelemelerle de partimizi hedef alan mezkûr yazı; başından sonuna dek kokuşmuş bir zihniyetin, çok gerilerde kalmış ve yırtılıp çöpe atılmış denemelerin canlandırılması temennisinden başka bir şey değildir.
Cumhur İttifakı, millî birliği sağlayıp büyük Türk milletinin desteğiyle ülkemizde ve ülkemizin etrafında yuvalanan terör unsurlarını yok etmektedir ve etmeye de devam edecektir. Bu suretle ülkemizin güvenlik sorunlarını bertaraf edip uluslararası sahada söz sahibi olmasından rahatsızlığını açıkça ifade edemeyen çevreler, her yerde bulunan devşirmeleri vasıtasıyla Cumhur İttifakı’nı oluşturan Ak Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarında bir memnuniyetsizlik varmış algısı oluşturmaya çalışmaktadır.
2015 yılında, bebek katili Öcalan’ın “Kürt Ulusal Hareketi’nin lideri” olarak görüldüğü, eyalet sisteminin, ana dilde eğitim hakkının talep edildiği, temiz Türk Devleti’ni özür dilemeye davet eden rezil bir raporu hazırlayan komisyonun başkanlığını da yapan Balaman’ın nasıl bir Türkiye hayal ettiğini bu rapordaki korkunç manzara göstermektedir. Sarı torba içinde görmeye tahammül edebileceğimiz teröristlerin karşımıza muhatap olarak çıkacağı bir Türkiye düşleyenler, hayal âleminde yaşamaktadır.
Analiz diyerek ortaya attığı ve ispat edemediğini söylediği safsataları, “Birileri böyle düşünüyor.” diyerek kendi düşüncelerini örtülü bir şekilde sunduğu rezil iddiaları; kendisi adına bir utanç vesikası, daha sonra saflarına katılacağı çevrelere kendini beğendirme çabasından başka bir şey değildir.
Hazırladığı açılım raporunda Türkiye’nin etnik grup temelinde eyaletlere bölünmesini teklif eden Balaman’ın DEVA ve Gelecek isimli proje partilerinin kuruluş sebeplerini de partimize bağlayacak kadar hayal dünyasının zengin olduğu görülmektedir. Bu hayal dünyasını safsatalar, ihanetler ve fitneler üretmek yerine edebî alanda kullansa kurgu ödüllerine kolaylıkla sahip olabilecektir.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın yapacağı reformları, gizli bir el olarak Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin engellediğini söyleyenlere kulak verilmesi gerektiğini ifade eden yazara açık açık sormak istiyorum:
“Kim bunlar, isimlerini ver de biz de bir kulak verelim?"
Yine Akit gazetesi yazarı olan Ali İhsan Karahasanoğlu’nun 27 Kasım 2020 tarihli soru işaretleri ile dolu yazısında, konuşmalarındaki söylem birlikteliklerini örneklerle gösterdiği Kılıçdaroğlu, Akşener, Davutoğlu, Babacan mı?”
Bir süredir yazdığı yazılarda Ak Parti teşkilatlarına açıkça savaş ilan eden Balaman, Milliyetçi Hareket Partisi üzerinden Şark kurnazlığı yapmanın peşindedir. Bu şahsın niyetinin ne olduğu, kimlere uşaklık yaptığı yakın zamanda ortaya çıkacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi, Milliyetçi-Mukaddesatçıdır. Türk milletinin yüce değerleriyle değerlenmiştir. Türk milletinin manevi ikliminde yetişen bir insanımızın partimizden herhangi bir rahatsızlık duyması söz konusu dahi olamaz. Aksine MHP’den rahatsızlık duyan her kimse; bu milletle ve bu milletin değerleriyle kavgalıdır.
Türk siyasetinin yüz akı olan Milliyetçi Hareket Partisi; bir pranga olmadığı gibi demokrasinin önündeki prangaları teker teker kaldırmayı bilmiş, demokrasi ile Türk Milliyetçiliğini daima ikiz kardeş kabul etmiştir.
Ülkücü-Milliyetçi Hareket’in yarım asrı aşan siyasi çizgisinde ne bir kırılma yaşanmış ne de aziz Türk milleti, desteğini esirgemediği partimiz dolayısıyla bir mahcubiyete muhatap olmuştur. Mahcup olan ancak ve ancak taşeronluğunu yaptıkları karanlık “mahfil”lere verdikleri sözü tutamayanlardır. Mahcubiyet bunları kurtaramayacak, Türk milletinin içine çıkamayacak derecede rezil de olacaklardır.
Cumhur İttifakı; 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün kriz ortamından çıkmak üzere kurulmuş geçici bir birliktelik değildir. Cumhur İttifakı, geleceğin güçlü ve lider ülke Türkiye’sinin mimarı ve mihrabıdır.
Cumhur İttifakı, geceyi gündüze katarak devletine, milletine, geleceğin parlak nesillerine huzurlu, istikrarlı, iç ve dış sorunlarını en aza indirmiş, refaha ve gelişmişliğe ulaşmış bir ülke kazandırmanın heyecan ve hedefindedir. Bunu da istiklal için birlik, istikbal için dirlik kavrayışıyla hayata geçirecektir.
Meclis aritmetiğinden bir sonuca ulaşamayıp örtülü bir şekilde sandığı işaret eden bu şahsa söyleyecek çok söz vardır ancak Balaman, ne söyleyeceklerimizi idrak edecek düzeydedir ne de kendisinde kızaracak bir yüz bulunmaktadır. Kargayı kılavuz, deve kuşunu rol model kabul eden Balaman; burnuna bulaşan pisliğin ve her yerinin açıkta olduğunun farkında dahi değildir."