Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Karadeniz'de "Sakarya sahası" adı verilen bölgede 320 milyar metreküp doğal gaz tespit edilmesinin ardından yeni keşifler için sinyal veren Erdoğan, "İnşallah bu müjdenin devamı gelecek. Ve bu kuyuların sayısının fazla oluşu oradaki ümitlerimizi çok daha arttırıyor. Tespit edilen rezervin çok daha büyük bir kaynağın ilk habercisi olduğu yönünde kuvvetli bulgular var. Akdeniz'de de benzer haberleri alacağımızı umut ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
GİRESUN'DAKİ SEL FELAKETİ
"Afetin duyulduğu andan itibaren devletimiz halkımızın yanında yer almıştır. Bugünkü kabine toplantımızda durumu etraflıca değerlendirdik. Giresun'daki vergi mükelleflerimizi mücbir sebep kapsamına alıyoruz. Bildirimlerin süresini 15 Aralık 2020'ye , tahakkuk eden vergilerin ödeme süresine 31 Aralık 2020'ye kadar uzatıyoruz.
Her türlü ceza, gecikme sürelerini 31 Aralık'a alıyoruz. 2020 yılı üçüncü geçici vergi dönemine ilişkin geçici vergi beyannamelerinin de alınmamasını kararlaştırdık. Amme borçlularından faizsiz şekilde 24 ay süreyle erteliyoruz.
Vergi mükelleflerini mücbir sebep kapsamına alıyoruz. Ülkemizin pek çok yeri gibi Karadeniz'de de şartların zorlamasıyla coğrafyanın gerçeklerini dikkate almayan bir yapılaşma ortaya çıkmıştır. Bir süredir bu konudaki hassasiyetimizi kentsel dönüşüm, yeni imar planları ile zaten hayata geçiriyorduk. Yaşadığımız her afet bizi daha kararlı hareket etmeye yöneltmektedir.
Sel felaketi sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum hemen bölgeye giderek incelemelerde bulundu. Ve bölgede incelemelerine devam ediyorlar.
"ELEKTRİK ÜRETİMİ ORANINI ÜÇTE İKİYE ÇIKARDIK"
Türkiye'nin kalkınma mücadelesindeki en büyük sıkıntılardan biri enerjideki yüksek oranlı dışa bağımlılığı olmuştur. Ufak tefek petrol ve doğal gaz kaynaklarına sahipsek de ihtiyacımızın yanında devede kulak misali kalıyordu.
İhracatımızı fevkalade arttırmamıza rağmen enerjideki yapısal sıkıntı sebebiyle cari açığımızı bir türlü kapatamıyorduk. Yerli ve milli imkanları seferber ederek enerjideki dev açığa kısmi de olsa çözüm getirmeye çalıştık. Elektrik üretimi oranını üçte ikiye çıkardık. Petrol ve doğal gazda dışarıya bağımlılığımız ciddi bir düzeydeydi.
"BU MÜJDENİN DEVAMI GELECEK"
Çalışmalarımızı engellemek isteyenlere gerektiğinde zor kullanmak pahasına hakkımıza sahip çıkacağımızı gösterdik. Ege'de de, Akdeniz'in en uzun kıyısına sahip devleti olarak ülkemizin hakkının, hukukunun, çıkarlarının gereğini tereddütsüz şekilde yerine getirdik. Karadeniz'i de arama alanımıza dahil ettik. Azim ve kararlılıkla bu çalışmaları hayata geçiren Enerji ve Tabii Kaynaklarımız eski Bakanımız Berat Albayrak ve halihazırdaki bakanımız Fatih Bey'e bir kez daha teşekkür ediyorum.
Karadeniz'de dokuzuncu sondajımızda ülkemizin en büyük rezervini bulduk. Ülkemiz enerji liginde en üst basamağa çıkmış durumdadır. 320 milyar metreküp rezerve doğal gaz kaynağı keşfettik. İnşallah bu müjdenin devamı gelecek. Ve bu kuyuların sayısının fazla oluşu oradaki ümitlerimizi çok daha arttırıyor. Tespit edilen rezervin çok daha büyük bir kaynağın ilk habercisi olduğu yönünde kuvvetli bulgular var. Akdeniz'de de benzer haberleri alacağımızı umut ediyoruz.
"YAPTIRIM TEHDİTLERİNİ SAĞLAM DURUŞUMUZLA BİRER BİRER BOŞA ÇIKARTTIK"
Yaptırım tehditlerini sağlam duruşumuzla birer birer boşa çıkarttık. Maruz kaldığımız çifte standart, çiğnenen temülllere rağmen girdiğimiz yoldan geri dönmedik. Siyaset, ekonomi, askeri alanda kendi kararlarını kendi alan, kendi hedeflerini belirleyen, projelerini kendi uygulayan bir Türkiye inşa ettik. İnşallah en zorlu dönemi geride bıraktık. Ektiğimiz tohumların hasadını toplamanın, verdiğimiz emeklerin karşılığını görmenin vaktidir. Bu zorlu mücadelede ülkemizin ve milletimizin yanında yer alan herkesten Allah razı olsun diyorum.
Kendi halkın safında olmak yerine gavurun kılıcını çalmayı tercih edenleri de milletimize havale ediyoruz. Teröriste terörist, darbeye darbe diyemeyen, düşmana düşman diyemeyen rabbim bizi böyle mankurtlardan eylemesin diliyorum. Kin, nefret, husumet çukurunda boğulanları kendi akıbetleriyle başbaşa bırakıyoruz. Biz 83 milyonla daha güçlü, büyük, huzurlu, müreffeh bir geleceğe doğru başlattığımız bu kutlu yürüyüşü sürdüreceğiz.
Bize destek olan bizimle yürüyen herkesten Allah razı olsun. Diğer alanlarda ülkemize diş geçiremeyenler yine ekonomimize saldırıyorlar. Klasik hale gelen döviz kuru, faiz, enflasyon, şer üçgenini bir kez daha başımıza musallat etmek için tüm güçleriyle yükleniyorlar.
Merkez Bankamızın 45,4 milyar doları dövizdir. 2016 yılında altın rezervimiz sadece 14 milyar dolar seviyesindeydi. Yurt dışındaki altınımızı ülkemize getirerek, ülkemizde çıkan altını Türk Lirası üzerinden alarak altın rezervimizi yaklaşık üç kat arttırdık.
"TÜRKİYE DÖVİZ VE ALTIN KIYMETLERİ TARAFINDAN ÖNEMLİ GÜCE SAHİPTİR"
Türkiye döviz ve altın kıymetleri tarafından önemli güce sahiptir. En büyük rezervi de Karadeniz'in altında bulduğumuzu tekrar hatırlatmak isterim. Türkiye çok yakında doğal gazda dünyanın en büyük rezervlerinden birine inşallah sahip olacaktır. Buradan elde edilen her kuruşluk kazanç milletimizin hayat seviyesini yükseltecek çalışmalara gidecektir. Her alanda milletimizin cebine ilave kaynak girişi sağlayacağız.
Bu hakikate rağmen ülkemizle ilgili olumsuz hava pompalayanların bir kısmı bunu zaten doğrusuna, yanlışına bakmaksızın taammüden yapıyor. Amaçları siyasi sonuç almaktır. Ekonomiyi araç olarak kullanıyorlar. Dünyanın salgınla en başarılı mücadelesini yürüten ülkelerinden birini en kötüleri arasına koyanların içerideki akıldanelerinin kim olduğunu gayet iyi bildiğimiz yeminli Tayyip Erdoğan ve AK Parti düşmanlarıdır.
Ekonomi notumuzu olumsuza dönüştürenlerin bu aklı nereden aldıklarını görebiliyoruz. Tüm dünyanın borç batağına sürüklendiği dönemde Türkiye kendi dengeleri üzerinde yoluna kararlılıkla devam ediyor. Türkiye kamu borç yükünün milli gelire oranında yüzde 35,6 ile gerçekten çok iyi bir yerde duruyor.
YUNANİSTAN'IN NAVTEX AÇIKLAMASINA TEPKİ
Yunanistan'ın böyle bir hakkı yoktur. Uluslararası hukuka, iyi niyete aykırı bu tutumuyla Yunanistan kendi kendini içinden çıkamayacağı bir kaosun içine atmıştır. Bundan sonra bölgede tek zarar gören yine Yunanistan olacaktır.
Yunanistan'ı Türk donanmasının önüne atanlar, yarın ortada gözükmeyecek."