Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
Türkiye, 1984 yılından beri kesintisiz bir şekilde bölücü terörle mücadele eden, daha önce ASALA başta olmak üzere, çeşitli terör örgütlerinin küresel düzeyde saldırılarına maruz kalmış bir ülkedir.
Dünyada, Türkiye kadar terör saldırılarından mağdur olmuş ve terör örgütleriyle etkin mücadele verip başarı sağlamış pek az ülke vardır.
Son yıllarda, Suriye’de yaşanan insani kriz, DEAŞ yanında bir diğer terör örgütünün daha, PKK’nın bir kolu olan YPG’nin bölgemizde palazlanmasına yol açmıştır.
Topraklarında 4 milyon sığınmacıyı barındıran Türkiye, aynı zamanda, sınırlarını hedef alan DEAŞ ve PKK-YPG terör örgütleriyle de mücadele etmiştir.
Fırat Kalkanı Harekatıyla 3 binin üzerinde DEAŞ’lıyı ve 600 YPG’liyi etkisiz hale getirdik. Zeytin Dalı Harekatıyla 4 bin 500 YPG’liyi etkisiz hale getirirken, aynı zamanda DEAŞ’ın harekat alanını da büyük ölçüde sınırlandırdık.
İdlib’de Rusya ile birlikte oluşturduğumuz Gerilimi Azaltma Bölgesi sayesinde, hem 3 milyon kişiyi ilgilendiren büyük bir insani trajediyi önledik hem de terör örgütlerinin hareket alanlarını bir kez daha daralttık.
Barış Pınarı Harekatımızı da hem PKK-YPG terör örgütünün bölgedeki varlığını ortadan kaldırmaya ve ülkemizdeki Suriyeli sığınmacıların geri dönüşünü sağlamaya hem de DEAŞ’ın Suriye’de yeniden melce bulmasını engellemeye yönelik olarak başlattık.
Aynı şekilde, ülkemiz tarihinin gördüğü en alçak darbe teşebbüslerinden biri olan 15 Temmuz’un faili olan FETÖ terör örgütüyle de kapsamlı bir mücadele yürütüyoruz.
Görüldüğü gibi, Türkiye’nin attığı her adım terör örgütleriyle mücadeleye ve teröristleri etkisiz hale getirmeye yöneliktir.
Üstelik Türkiye bu mücadeleyi, kendi sınır güvenliği yanında, NATO ittifakı başta olmak üzere, tüm dostlarının huzuru ve geleceği için yürütmektedir.
Buna rağmen, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan 2018 Yılı Terör Raporu’nda, PKK terör örgütüne yer verilmesine rağmen, onun Suriye kolu olan YPG’den ve siyasi kolu PYD’den, aynı şekilde 15 Temmuz darbe girişiminin faili FETÖ’den söz edilmemektedir.
Bu tavır, son dönemde örneklerine çok sık rastlamaktan dolayı üzüntülü olduğumuz, terör örgütlerine karşı çifte standartlı yaklaşımın en bariz örneklerinden biridir.
Terörle mücadele gerekçesiyle dünyanın dört bir yanında faaliyet yürüten Amerika Birleşik Devletleri’nin, bu raporun ardından terörizm konusunda kimseye söyleyecek sözü kalmamıştır.
Terör örgütleriyle aynı yatağa girenlerin akıbetinin, eninde sonunda o zehirli yılan tarafından ısırılmak olacağını bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Türkiye, PKK ve DEAŞ’la olduğu gibi, PYD ve FETÖ başta olmak üzere, diğer tüm terör örgütleriyle de kararlılıkla mücadele etmeyi sürdürecektir.