Eski TBMM Başkanı ve Başbakan, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Yıldırım Akbulut (86) için ilk tören Mecliste düzenlendi.
TBMM Şeref Kapısı merdivenleri önündeki törene, Akbulut'un ailesi ve yakınlarının yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski TBMM başkanları Cemil Çiçek, Köksal Toptan ve Bülent Arınç, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri, bazı eski bakanlar, milletvekilleri, yabancı misyon temsilcileri ile Meclis personeli katıldı.
"Her siyasiye nasip olmayacak önemli görevlerde bulundu"
Cenaze töreninde konuşan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Akbulut'un, uzun devlet ve siyaset hayatında, birçok önemli ve en üst düzeyde görevler ifa ettiğini, ülkeye değerli hizmetlerde bulunduğunu söyleyerek kendisine Allah'tan rahmet diledi. Ölümün, hayatı anlamlı kılan, acı ama kaçınılmaz bir gerçek olduğunu söyleyen Şentop, "Ölüm, baki hayat yolculuğumuzda bir dönemin sona ermesidir ama yeni bir dönemin, yeni bir hayat safhasının başlangıcıdır." dedi.
"Ebedi hayatın başlangıcında, geride hoş bir sada, devletine milletine hizmetle dolu bir ömür bırakarak hayırlarla yad edilerek yolculuğa çıkanlara ne mutlu." ifadesini kullanan Şentop, Akbulut'un ebedi hayat yolculuğuna güzel bir şekilde çıkan seçkin, müstesna insanlardan olduğunu belirtti.
Akbulut'un Erzincan'da avukatlık yaptığı dönemde Adalet Partisi ile başlayan siyasi yolculuğunun, 1980 askeri darbesinin ardından kurulan ve kurucuları arasında bulunduğu Anavatan Partisinde uzun yıllar devam ettiğini hatırlatan Şentop, siyasette sivilleşme çabalarının yaşandığı o yıllarda Turgut Özal'ın en yakın yol arkadaşları arasında yer alan Yıldırım Akbulut'un her siyasiye nasip olmayacak büyük ve önemli görevlerde bulunduğunu dile getirdi.
Şentop, parti genel başkanlığı, milletvekilliği, İçişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı görevlerinde, ülkeye ve millete hizmet eden Akbulut'un, ömrünün son zamanlarında dahi hizmetten geri durmadığını, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu'nda ülkesi ve milleti için çalışmaya devam ettiğini anlattı.
Siyasetin zorlu çarkları arasında mütevazı, dürüst, sükunet içinde ve nezaketli kişiliğinden bir şey kaybetmeden ayakta kalabilmeyi başaran ve ömrü boyunca bundan taviz vermeyen Akbulut'un hafızalarda ve hatıralarda böyle yaşamaya devam edeceğini söyleyen Şentop, şunları kaydetti:
"Başbakanlığı sırasında Birinci Körfez Savaşı olarak bilinen ABD'nin Irak'a müdahalesine ülkemizin katılmaması yönünde sergilediği kararlı tutum devlet ve siyaset adamlığı açısından çok kritik bir hamledir. Ayasofya'nın açılışına dünya gözüyle şahit olması ise çok önemli hadise, müstesna bir mazhariyettir. Zira Ayasofya'nın Hünkar Kasrı uzun yıllar sonra, merhum Akbulut'un Başbakanlığı döneminde, kalıcı olarak ibadete açılmıştır. Samimiyeti, dürüstlüğü ve tevazusu ile bilinen merhum Yıldırım Akbulut halkın içinden bir devlet adamıydı. Ülkemiz ve siyasetimiz önemli bir değerini, kendine mahsus bir tarz-ı siyaset erbabını, simge bir ismini kaybetti. Cenabıhak rahmet ve mağfiret eylesin. Aile fertlerinin, sevenlerinin ve milletimizin başı sağ olsun."
"Hiçbir zaman gönül kırmadı"
Cenaze töreninde konuşan merhum Yıldırım Akbulut'un damadı İsmail Kırca, "Kendisi 28 yıldır kayınbabamdı ama kayınlık kısmını atmıştık, babamdı. Hem benim hem de evlatlarının babası olarak babalığın gereğini her zaman yerine getirdi." dedi.
Akbulut'un yanında olmaktan her zaman mutluluk duyduklarını, kendisine minnettar olduklarını söyleyen Kırca, şöyle konuştu:
"Kal değil, hal ehliydi. Az ve düşünerek konuşurdu. Bu konuda bilinçliydi. Nadiren yaptığı esprilerinde dahi bir kez olsun abartılı bir sözcük kullanmamıştır. Hiçbir zaman bir kişinin aleyhinde en ufak bir laf sarf ettiğine şahit olmadım. Bu konuda çok titizdi. Hep belli seviyeyi korumaya çalışan, vakar sahibi bir insandı. En yakını olsa dahi o seviyesini hep muhafaza etmeye çalışırdı. Olumsuz sözlerin muhatabı olsa dahi her zaman sükunetle karşıladı. Hiçbir zaman gönül kırmadı."
Saygı duruşunun ardından Akbulut için dua edildi. Daha sonra Akbulut'un Türk bayrağına sarılı naaşı, askerlerin omzunda top arabasına taşındı. Askerler tarafından top arabasından cenaze aracına alınan Akbulut'un naaşı, Ahmet Hamdi Akseki Camisi'ne götürüldü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tüm milletimize sabırlar temenni ediyorum
Ahmet Hamdi Akseki Camisi'nde düzenlenen düzenlene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, Akbulut'un ailesi ve yakınları katıldı.
Öğle namazı sonrası kılınan cenaze namazının ardından Akbulut için helallik istendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, namazın ardından yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Yıldırım Akbulut Beyefendi'yi ebedi aleme, ahirete uğurlamak üzere cenaze namazını kılmış bulunuyoruz. Rabb'im taksiratını hasenata tebdil eylesin, cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın. Yıldırım Bey'in malum devletin bir çok kademelerinde değişik görevleri oldu. En son Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Konseyi'nde beraber çalıştık. Yıldırım Bey'in gerçekten en önemli, en büyük özelliği tevazu idi, mütevazıydı ve bu tevazudan hiçbir an sapmadı. Düşüncelerini, bütün tecrübelerini bizlerle İstişare Konseyi'nde de paylaştı, kendisinden gerçekten çok çok istifade ettik. Rabb'im yar, yardımcısı olsun. Ailesine sabırlar diliyorum, tüm milletimize bu noktada sabırlar temenni ediyorum."
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve törene katılanlar, Akbulut için Fatiha okudu. Erdoğan, tören sonunda Akbulut'un ailesine başsağlığı diledi.
Yıldırım Akbulut'un naaşı, defnedilmek üzere Devlet Mezarlığı'na götürüldü.
Akbulut'un özgeçmişi
Erzincan'da 15 Kasım 1935'te dünyaya gelen Akbulut, babasının PTT memuru olması dolayısıyla ilkokulu Eskişehir'de, ortaokulu Samsun'da, liseyi ise Erzincan'da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirip serbest avukatlık yapan Akbulut, Adalet Partisi Erzincan İl Başkanlığı görevinde bulundu.
Anavatan Partisinin (ANAP) kurucuları arasında yer alan ve 1983'teki genel seçimde ANAP Erzincan Milletvekili olarak TBMM'ye giren Akbulut, 26 Ekim 1984 - 6 Eylül 1987 arasında Turgut Özal tarafından kurulan 45. Hükümette İçişleri Bakanı olarak görev aldı.
1987'deki genel seçimde yeniden milletvekili olan Akbulut, TBMM Başkanı seçildi ve bu görevini 9 Kasım 1989'a kadar sürdürdü. Turgut Özal'ın 1989'da Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından aynı yıl Akbulut'un Başbakanlığında 47. Hükümet kuruldu. 17 Kasım 1989'daki ANAP 1. Olağanüstü Kongresi'nde Özal'dan boşalan Genel Başkanlık koltuğuna Akbulut oturdu.
2002'de TBMM'ye veda etti
Akbulut, 15 Haziran 1991'de gerçekleştirilen ANAP Kongresi'nde Genel Başkanlığa Mesut Yılmaz'ın seçilmesinin ardından genel başkanlık ve başbakanlıktan ayrıldı. Bu süreçten sonra siyasi çalışmalarına devam eden Akbulut, 18 Nisan 1999 seçimlerinin ardından TBMM Başkanı seçildi ve bu görevini 2000'e kadar sürdürdü.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan ancak adaylığını 2. turun ardından geri çeken Akbulut, 2002'de ANAP'tan istifa ederek Doğru Yol Partisi'nden (DYP) İstanbul milletvekili adayı oldu. Akbulut, DYP'nin barajı geçememesi nedeniyle TBMM'ye veda etti.
Eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Samia Akbulut ile evli olan Akbulut 3 kız çocuğu babasıydı.