25 Kasım 2024
weather
2°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Gündem ''6+1 partinin yaptığı toplantı sonucu tam bir fiyaskodur''

''6+1 partinin yaptığı toplantı sonucu tam bir fiyaskodur''

MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin talimatlarıyla gerçekleştirilen ''Adım Adım 2023, İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma” programımız kapsamında MYK ve MDK üyeleriyle Muğla'da bir araya gelen MHP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Kılıç önemli açıklamalarda bulundu.

8 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
''6+1 partinin yaptığı toplantı sonucu tam bir fiyaskodur''

MHP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Kılıç'ın açıklamaları şu şekilde;

''Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin talimatlarıyla gerçekleştirilen “Adım Adım 2023, İl il Anadolu” Temalı İl ziyaretlerimizin ardından “Adım Adım 2023, İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma” programımız kapsamında MYK ve MDK üyelerimizle Muğla’da sizlerle birlikte olmak bizleri heyecanlandırmakta ve mutlu etmektedir. Öncelikle Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin Muğlalı vatandaşlarımıza ve kıymetli haziruna muhabbetlerini ve selamlarını iletmek isterim.

“Anlatma ve Aydınlatma” toplantılarımız sıradan siyaseten yapılan toplantılar değildir; sizlerle paylaşacaklarımız da sıradan sözler değildir. Bilge liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendi’nin talimatlarıyla bugünkü CHP’nin gerçek yüzünü ortaya koymak amacıyla buradayız.



Konuşmamda muhalefetin, millet ittifakının ve hassaten de CHP’nin ve CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu’nun özellikle son aylardaki söylemlerinden bir kısmını hatırlatmak ve birlikte bir daha düşünmek ve değerlendirmek niyetiyle hareket edeceğim.

Muhalefetin, millet ittifakının ve hassaten de CHP’nin ve CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinden bir kısmını hatırlayarak birlikte bir daha düşünelim. Şu hususu özellikle vurgulamak isterim; MHP’nin Atatürk ilke ve inkılaplarının koruyucusu ve takipçisi, vatanperver CHP seçmeniyle hiçbir sorunu yoktur. Sağduyu sahibi, gerçekleri gören ve gelişmeleri yakinen takip eden aziz milletimizin 18 Haziran 2023’te 6+1 yapılanmasına gereken cevabı vereceğinden eminiz.

28 Şubatta 6+1 partinin yaptığı toplantı sonucu tam bir fiyaskodur. İkinci 28 Şubat bildirisiyle açıklanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem taslağı temelsiz ve sonuçsuzdur. Yapılan toplantı sonrasında görünmez ortak HDP ile 6+1 partinin genel başkanlarının imzaladığı ve yayınladığı mutabakat metninde hiçbir şey söylenmemiştir. 48 sayfalık sözde güçlendirilmiş parlamenter sistemi anlatan metinde bir kez dahi Türk Milleti ve Atatürk ifadesi geçmemiştir. Anayasanın ilk dört maddesine yer verilmemiş, cumhurbaşkanının nasıl seçileceği tanımlanmamıştır.

HDP Eş Başkanı Pervin Buldan’ın 28 Şubat’ta Ankara’da kurulan zillet masası için “Bizi yok sayanı biz de yok sayarız.” demesinin ardından CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yuvarlak masanın altındaki bölücü HDP’yi daha fazla saklayamamış, HDP’nin yok sayılamayacağını, HDP ile de görüştüklerini ve ihtiyaç olduğunda yine görüşeceklerini söylemiştir. Yorumu sizlere bırakıyorum.

Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin 8 Mart 2022 tarihli TBMM Grup toplantısında belirttiği gibi “Coğrafyamızı değiştirme ihtimalimiz yoktur. Bunu aklımızdan geçirmeye hakkımız bile yoktur. Bu vatan kıyamete kadar bizimdir, bizim kalacaktır.”

Ülkemizin siyasi ve stratejik konumunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. “Dünyada sıcak savaş bitti” derken “Ukrayna-Rus savaşı” bu yorumun doğru olmadığını ve güçlü bir ordunun, güçlü bir savunmanın ne kadar önemli ve gerekli olduğunu gösterdi.

Türkiye, siyasi ve stratejik konumu gereğince ve Sayın cumhurbaşkanımız ile Dışişleri Bakanımızın yoğun temasları neticesinde Rusya ile Ukrayna arasındaki arabuluculuk yapacak tek ülke olarak öne çıkmış durumdadır. Her iki ülke arasında ve dünya liderleriyle gerçekleştirilen telefon trafiği ve Antalya’da Türkiye’nin arabuluculuğunda Rusya ve Ukrayna arasında yapılan barış görüşmeleri Türkiye’nin önemini daha da artırmıştır.

Pandeminin bütün dünyadaki olumsuz etkisini bertaraf edemeden patlayan Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle zor günlerden geçtiğimiz bir sırada, muhalefetin ayçiçek yağı üzerinden gerçek dışı beyanlarla toplumsal panik halini körüklemesi, “yönetemiyorsunuz, sebep yağ fiyatları, hayat pahalılığı sonuçtur; Türkiye bunu hak etmiyor” sözleri bühtandır, kaos çıkarmaya dönük iftiradır.

Bu savaş bize çok güçlü bir savunma sistemimizin olması gerektiğini bir kez daha somut olarak göstermesine rağmen Savunma Sanayindeki başarılarımız başta CHP’li yöneticiler ve Kemal Kılıçdaroğlu tarafından yoğun bir şekilde olumsuz eleştirelere maruz kalmıştır. Gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Milleti’nin güvenliği için sınır ötesi askeri ve istihbarat yönlü operasyonlarımızı, gerek S-400 alımları ile ilgili tepkileri, gerekse konuşlandırılan S-400 füze bataryalarının yerlerinin nereler olduğunu öğrenme ve dış ülkelere duyurma niyetleri bizleri ve Aziz milletimizi neyi amaçladıkları noktasında düşündürmektedir.

Yakın geçmişi hatırlayalım: 26 Ekim 2021: CHP’nin genel başkanı mecliste “Tezkereye hayır” derken, birkaç gün sonra “Kandil’i başlarına yıkacağım” diye açıklama yapmıştır. Kandili başlarına yıkmak nasıl oluyor? Cevabını kendi de verememiştir. Sayın Kılıçdaroğlu hızını alamamış, 5 Kasım 2021’de büyükelçilere Türkiye’yi şikâyet etmiştir. Ulu önderimiz, Türk Milleti’nden başka bir irade ve güç tanımamışken, şimdiki CHP yönetimi siyasi güç elde edebilmek için başta ABD olmak üzere AB ülkelerinden açıkça medet ummaktadır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürt sorununu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz.” Sözleri üzerine HDP vekili Sezai Temelli’nin de cevaben “demokratik çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı’dır” mesajı, yine Kılıçdaroğlu’nun “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer.” beyanı, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in katıldığı TV programında seçimlerin ikinci turda kendi adayları tarafından kazanılması durumunda Selahattin Demirtaş’ın Temel Karamollaoğlu ve Meral Akşener ile birlikte Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmasını teklif etmesi, kimin kimlerle beraber olduğunun itirafı ve ispatı niteliğindedir.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, binlerce askerimizi, polisimizi ve vatandaşımızı şehit eden PKK terör örgütü militanlarına “barikat kuran arkadaşlar” diye hitap etmek, Eli kanlı katiller sürüsünü “piknik yapan insanlar” olarak göstermek, “Yani onlar mı bize saldıracak” diyerek YPG’li teröristleri masumlaştırmak, “YPG, kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur” sözleriyle terör örgütü YPG’nin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru göstermek ve övmek suretiyle “Silahlı Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçunu işlemektedir. Unutulmasın ki, dağda elde edilmiş stratejik üstünlüğün Meclis’te kaybına göz yummamız MHP olarak mümkün değildir. CHP ile İP, HDP tarafından tutsak alınmıştır.

Birkaç örneği de CHP’nin ve ortaklarının Türk tarihi ve Türkiye’nin jeopolitik konumuna dair bilgisizliklerini ya da belki daha doğru bir ifadeyle kötü niyetlerine dair verelim:

Aziz Atatürk’ün “Dünyanın falan yerinde bir rahatsızlık varsa, bana ne? dememeliyiz. Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramızda olmuş gibi onunla alakadar olmalıyız.” sözlerine karşılık CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ne işimiz var Suriye’de, ne arıyoruz Afganistan’da, Libya’da, ne yapıyoruz Irak’ta sözleri, bizatihi Aziz Atatürk’le taban tabana zıttır, bütünüyle çelişmektedir.

Karabağ’da Azerbaycanlı soydaşlarımız vatan topraklarını savunma mücadelesi verirken, Ermenistan saldırılarını ülkemizin de ortak olduğu doğalgaz nakil hatları üzerine yoğunlaştırırken, CHP’nin Karabağ’a cihatçı gönderildiği yalanıyla Azerbaycan’ın mücadelesine karşı çıkması akıl tutulmasıdır.

Aziz Atatürk’ün kurduğu parti meşum ellerin denetimine girerek kökünden ve kimliğinden tehlikeli ölçülerde kopmuş, Atatürk’ün partisi olduklarını savunanlar Atatürk’ün ilke ve değerlerine hakaret eder duruma gelmiştir.

Kimin kiminle yol yürüdüğünü, nasıl bir planın içinde buluştuğunu, birbiriyle benzemez görünürde altı, gizli ortak HDP ile bir araya getiren ve ortak bir paydada buluşmalarını sağlayan asıl faktörlerin neler olduğunu her insanımız, milli ve manevi hasletlerle bezenmiş her vatandaşımız merak etmektedir.

12 Şubat'ta CHP, DEVA, Demokrat Parti, Gelecek ve İP Partisi liderleri ile birlikte Ahlatlıbel zirvesinde yer alan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu "Uzunca bir süredir ülkemizin hasret kaldığı uzlaşı, hoşgörü ve diyalog iklimi yeniden yeşermiştir. 6 siyasi partinin genel başkanları olarak bir araya geldiğimiz o masa, umudun ve çözümün adresi olmuştur" derken, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Abdullah Sevim ‘Tabanımız CHP ve HDP ile görünmemizden hoşnut değil’ ifadelerini kullanmış, Üçüncü bir ittifakı oluşturmamız lazım” diyerek rahatsızlıklarını dile getirmiştir. Saadet partisinde olduğu gibi CHP’nin seçmeni de tabanı da CHP’nin PKK ve HDP karşısındaki tutum ve söylemlerini tasvip etmemektedir.
Cumhur ittifakına karşı yuvarlak masaların çevresinde toplamalarının sebebi kafalarının içerisinde yer alan dış kaynaklı yıkıcı ve iç kaynaklı bölücü destekçilerin istediği zilletin yöneteceği Türkiye’dir.

Uğraşmaları boşunadır. Aziz milletimiz PKK, FETÖ ve kazanmak İçin gizli olarak görüştükleri Avrupa ve Amerika destekli strateji dernekleriyle, terör örgütleriyle bağlantılı bu kör ve sağır ittifakın gerçek yüzünü görmüştür.

Belediyecilik ile devlet yönetme kavramlarını birbirlerine karıştıran CHP ve destekçisi İP uzun zamandır Cumhurbaşkanı adaylığı noktasında bir karara varamamış, Cumhur ittifakına ve adayı Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a karşı bu uğurda herkes ve her türlü grup ve zihniyetle anlaşır, gerekirse desteklerini alırız düşüncelerini sürdürmüşlerdir.
Millet İttifakı “Hükümet gitsin, cumhurbaşkanı gitsin” her yer güllük gülistanlık olacak, her dert bitecek, herkes uçacak, her derdin çaresi millet ittifakı, şeklinde açıklamalarına eminim kendilerinden başka hiç kimse, hatta kendileri bile inanmamaktadır. Milletimizin sıkıntılarına çare olabilecek zillet İttifakının ortaya koyduğu somut hiçbir çözüm önerisi de bulunmamaktadır.

Sayın Genel Başkanımız, 22 Şubat 2022 tarihli Meclis Grup toplantısında 6 millet ittifakı parti liderinin bir araya geldiği yuvarlak masa toplantısında zahirde 6’nın gerçekte MHP gözünde 6’nın tepe taklak olmasıyla 9 ışığın zaferi olacağı şeklinde yorumlamış ve “bakmak”la “görmek” arasındaki farkı ortaya koymuştur. Başka söze ne hacet..

Tekraren ifade ediyorum, MHP’nin Atatürk ilke ve inkılaplarının koruyucusu ve takipçisi, vatanperver CHP seçmeniyle hiçbir sorunu yoktur. Sağduyu sahibi, gerçekleri gören ve gelişmeleri yakinen takip eden aziz milletimizin Haziran 2023 seçimlerinde 6+1 yapılanmasına gereken cevabı vereceğinden eminiz. Bu duygu ve düşüncelerle, değerli hazirunu tekrar selamlıyor, toplantımızın, partimiz, camiamız ve ülkemiz adına hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sağ olun, var olun. Ne mutlu Türküm Diyene!''

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
İstanbul Valisi uyardı: Zorunlu olmadıkça trafiğe çıkmayın

İstanbul Valisi uyardı: Zorunlu olmadıkça trafiğe çıkmayın