MHP’li Özarslan’ın açıklamaları şu şekilde:
Sözcü yazarı Ruhat Mengi'nin Ahmet Türk ile yaptığı röportaja attığı başlık, "Bütünleşmeyi esas almak" anlamına geliyor. O hâlde, başlık ile içeriğin uyumlu olması beklenir.
Ahmet Türk'ün sorulara verdiği cevaplar, neyi esas aldığını gösteriyor. "Kürtçe'nin ikinci resmî dil olması ve özerk yönetim talebiniz var mı?" sorusuna, "Statü talebimiz var ama demokrasi oluşmadan böyle bir talebimiz yok." şeklinde bir cevap verilmiş. Yani "Taleplerimizi şimdilik dile getirmiyoruz ama saklı tutuyoruz." cevabı verilerek bir vade biçilmiş. Vade de demokrasinin oluşması olarak belirlenmiş. Bu vade, "Türkiye, hukuk devleti olunca", "Türkiye, demokratik devlet olunca" söylemlerinin bir başka ifadesidir.
Biçilen bu vade, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra geliştirilen algı operasyonunun şifreleridir ve bu koroda, başından beri Kürtçüler de vardır. Nitekim Ahmet Türk'ün açıklamaları da bunu teyit etmektedir.
Öte yandan, "Herkesi samimi ve feragatçı olmaya çağıran", "Kürtlere yerelde kendini yönetmek imkânı verilmesi"ni talep eden Türk, "Öcalan'ın ve Demirtaş'ın bırakılmasını", "çözüm yeri ve aktörü olarak TBMM ile birlikte Öcalan'ın kabul edilmesini" de ilave ediyor.
"HDP, PKK'ya terör örgütü diyor mu? sorusuna cevap vermeyerek PKK'yı meşrulaştırma ve mazur gösterme gayreti içindeki Türk, "sınır içindeki PKK-sınır dışındaki PKK" şeklinde bir ayrımın da yapılamayacağını, buna ilişkin bir veri olmadığını da söylüyor.
Ahmet Türk'ün bu açıklamaları karşısında, en ufak bir itirazda bulunmayan ve sorabileceği pek çok soru varken hiçbirine yeltenmeyen Mengi ise başlık olarak "bütünleşmeyi esas almak" ifadesini tercih ediyor. Çelişkiler yumağı, tam da burada başlıyor. Her fırsatta Atatürk ve Cumhuriyet sevgisini dile getiren Mengi aslında, Kemalist olduğunu iddia eden bir kısım çevrelerin içine düştüğü açmazın tipik bir örneğini sergiliyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu değerlerinin temeli olan üniter-ulus devlete açıkça meydan okuyan Kürtçülüğe karşı tepki vermek yerine, taleplerini dile getirmeleri için zemin sağlama işlevi görüyor. Söylemlerini değil makyaj niteliğindeki ifadesini öne çıkarıyor. Bir dönem çokça kullanılan "Sözde değil özde Atatürkçülük" yerine, "Özde değil sözde Atatürkçülük" yapıyor. Seçim hesaplarının öne çıktığı ve "dostların desteği"nin dillendirildiği bugünlerde, yaptığı röportaj ile Mengi, Millet İttifakı'nın da stratejisini ele veriyor. Ortaya çıkan ve çıkabilecek tepkilere de attığı başlığı siper etmeyi düşündüğünü zannettiğimiz Mengi, Millet İttifakı'nın ruh hâlinin güzel bir yansıması olarak kayıtlara geçiyor.
Devletin bütünlüğü ve milletin birliği gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel kurucu değerlerinin hiçe sayıldığı bu anlayışa karşı, Mengi'nin sevdiğini bildiğimiz birinden, İsmet Paşa'dan güzel bir sözü hatırlatalım: "Vatan pahasına siyaset olmaz."