AK Parti milletvekillerince hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi, baro levhasına kayıtlı ve en az 15 yıl kıdemi bulunan avukatlara hususi damgalı pasaport verilebilmesine imkan tanıyor.
Ancak avukatların haklarında, Türk Ceza Kanunu'nda belirtilen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan dolayı soruşturma veya kovuşturma bulunmaması şartı aranacak.
Teklif, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum, gruplara, terör örgütlerine üyeliği, iltisakı ya da bunlarla irtibatı nedeniyle haklarında idari işlem tesis edilenler ile suç soruşturması veya kovuşturması nedeniyle pasaportları iptal edilen ya da pasaport talepleri reddedilenlere yönelik düzenleme içeriyor.
Haklarındaki idari veya adli işlemler lehine sonuçlansa da pasaportları iptal edilenler veya pasaport verilmesi talepleri reddedilenlere, belirli koşulların bulunması durumunda kolluk birimlerince yapılacak araştırma sonucuna göre İçişleri Bakanlığınca pasaportları verilebilecek.
Bu maddeden OHAL kapsamında kabul edilen kanunlar uyarınca kamu görevinden çıkarılmaları veya rütbelerinin alınması nedeniyle pasaportları iptal edilenler, OHAL Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin KHK'nin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 5. maddesi ve 375 sayılı KHK'nin geçici 35. maddesi uyarınca pasaportları iptal edilenler, mahkemelerce yurtdışına çıkmaları yasaklananlar hariç olmak üzere pasaportları iptal edilenler ile haklarında pasaport verilmemesine yönelik idari işlem tesis edilmiş olanlar yararlanacak.
Ancak haklarında aynı nedenlerden dolayı; devam etmekte olan herhangi bir idari veya adli soruşturma veya kovuşturma bulunmaması, kovuşturmaya yer olmadığına, beraatine, ceza verilmesine yer olmadığına, davanın reddine veya düşmesine karar verilmesi, mahkumiyet kararı bulunanlardan cezasının tümüyle infaz edilmesi veya ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi şartları aranacak.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı
Avukatlık staj ve noterlik staj başvurularında Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nda başarılı olma şartları aranacak.
İlgili kanunlarda belirtilen şartlara ek olarak; hakim adaylığı sınavına girmek ve avukatlık veya noterlik stajına başlamak için Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nda veya İdari Yargı Ön Sınavı'nda başarılı olmak şartı gerekecek.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'na, hukuk fakültesinden mezun olanlar ile yabancı bir hukuk fakültesini bitirip de Türkiye'deki hukuk fakülteleri programlarına göre eksik kalan derslerden sınava girip başarılı olmak suretiyle denklik belgesi alanlar girebilecek. Sınav yılda en az bir defa yapılacak.
İdari Yargı Ön Sınavı'na, hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az 4 yıllık yükseköğrenim yapmış veya bunlara denkliği kabul edilmiş yabancı öğretim kurumlarından mezun olanlar girebilecek. Sınav, 2 yılda en az bir defa olacak şekilde diğer sınav gibi Adalet Bakanlığı ile imzalanacak protokole göre Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezince yapılacak.
Sınavlar test şeklinde olacak, en az 150 soru sorulacak ve 100 puan üzerinden en az 70 puan alanlar başarılı sayılacak.
3 ay içinde karara bağlanacak
Aynı veya farklı bölge idare mahkemesi dairelerince benzer olaylarda verilen kesin nitelikteki kararlar arasındaki aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin gerekçeli istemler, uyuşmazlığın konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri kurullarınca 3 ay içinde karara bağlanacak. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak verilen kararlar kesin nitelikte olacak.
Hukuk yargılamasında uygulanan ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasına dair hükümler, idari yargıda da uygulanacak.
Aday sayısının yüzde 20'sini geçemeyecek
İdari yargı hakim adaylığına hukuk fakültesi mezunu olmayanlar arasından yapılacak atamalarda, alan ve sayı sınırlaması getiriliyor. Siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarından mezun olanlar, hakim adaylığına atanabilecek. Ancak bu kişilerden atananların sayısı, her dönemde atanacak toplam aday sayısının yüzde 20'sini geçemeyecek.
Hukuk fakültesi mezunlarının Adli veya İdari Yargı Hakim Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavı'na girebilmeleri için Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nda; hukuk fakültesi mezunu olmayanların İdari Yargı Hakim Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavı'na girebilmeleri için İdari Yargı Ön Sınavı'nda başarılı olmaları gerekecek.
Adli yargı hakim adaylığı yazılı yarışma sınavı alan bilgisi konuları arasında iş hukuku da yer alacak.
Mülakat Kurulu 7 üyeden oluşacak
Mülakat Kurulunun üye sayısı 5'ten 7'ye çıkarılacak, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreteri ile Türkiye Adalet Akademisi Danışma Kurulundan bir üye de kurulda bulunacak.
Türkiye Adalet Akademisi Danışma Kurulunda; Yargıtay veya Danıştay mensubunun birden fazla olması halinde bu kişiler arasından, Yargıtay veya Danıştay mensubu bulunmaması halinde kurulda görev yapan hakim ve savcılar arasından her sınav için Danışma Kurulunca, üye tam sayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla, sınavın türüne göre bir asıl üye Mülakat Kuruluna seçilecek.
Teklif, Türkiye Adalet Akademisinde ders verenlere ödenecek ders ücretlerini de düzenliyor. Akademiye öğretim elemanı olarak atanan veya görevlendirilen hakim ve savcılar ile Yükseköğretim Kanunu hükümlerine göre akademide görevlendirilen öğretim elemanlarına haftalık 10 ders saatini aşan kısım için ders ücreti ödenecek.
Akademide ders vermekle görevlendirilen Yargıtay ve Danıştay üyeleri, hakim, savcılar, avukatlar, noterler ve alanında uzman kişiler, verdikleri her ders için ders ücreti alacak.
Akademide ders verenlerden üniversite öğretim elemanı olmayanlar bakımından birinci derecede olanlar için profesörlere, ikinci derecede olanlar için doçentlere, üç veya daha aşağı derecede olanlar ile kamu görevlisi olmayanlar için öğretim görevlilerine, Yükseköğretim Personel Kanunu'na göre ödenen kadar ders ücreti ödenecek.
Üniversite öğretim elemanlarının akademide ders vermesini sağlamak amacıyla bu kişilere Yükseköğretim Personel Kanunu'na göre ödenenin bir kat fazlası ders ücreti ödenmesi de öngörülüyor.
Teklife göre, haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmayacak.
Teklifle, uzmanların aile mahkemesi bünyesine atanmaları usulünden vazgeçiliyor, adliyelerde kurulacak müdürlükler bünyesine alınıyor. Aile mahkemelerinde, Adalet Bakanlığınca adliyelerde görevlendirilen psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacılardan yararlanılacak.
Soruşturma evresinde tutukluluk süresi
Soruşturma evresinde tutukluluk süresi, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işler bakımından altı ayı, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işler bakımından ise bir yılı geçemeyecek ancak Türk Ceza Kanunu'nun 2. kitap 4. kısımında yer alan "devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar ve devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk; Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu işlenen suçlar" bakımından bu süre en çok bir yıl altı ay olacak, gerekçesi gösterilerek altı ay daha uzatılabilecek.
Bu maddede öngörülen tutukluluk süreleri, fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmamış çocuklar bakımından yarı oranında, 18 yaşını doldurmamış çocuklar bakımından ise dörtte üç oranında uygulanacak.
Uzlaştırma ve ön ödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, cumhuriyet savcısı, üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine karar verebilecek. Suçtan zarar gören veya şüpheli, bu karara itiraz edebilecek.
Bu madde hükümleri, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar, kamu görevlisi tarafından görevi sebebiyle veya kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçlar ile asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hakkında uygulanmayacak.
İade edilecek iddianameler
Suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen iddianameler;
Ön ödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianameler;
Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen iddianameler, iade edilecek.
Soruşturma veya kovuşturma evresinde, dava nakli veya adli tıp işlemleri nedeniyle yerleşim yeri dışında bir yere gitme zorunluluğu doğması halinde mağdurun yapmış olduğu konaklama, iaşe ve ulaşım giderleri, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak.
Beyanlar uzmanlar aracılığıyla alınacak
Cumhuriyet savcısı veya hakim tarafından ifade ve beyanının özel ortamda alınması gerektiği ya da şüpheli veya sanık ile yüz yüze gelmesinde sakınca bulunduğu değerlendirilen çocuk veya mağdurların ifade ve beyanları özel ortamda uzmanlar aracılığıyla alınacak.
Cinsel istismar mağduru olan çocukların soruşturma evresindeki beyanları, bunlara yönelik hizmet veren merkezlerde cumhuriyet savcısının nezaretinde uzmanlar aracılığıyla alınacak.
Mağdur çocuğun beyan ve görüntüleri kayda alınacak. Kovuşturma evresinde ise ancak maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından mağdur çocuğun beyanının alınması veya başkaca bir işlem yapılmasında zorunluluk bulunması halinde bu işlem, mahkeme veya görevlendireceği naip hakim tarafından bu merkezlerde uzmanlar aracılığıyla yerine getirilecek. Mağdur çocuk yargı çevresi ve mülki sınırlara bakılmaksızın en yakın merkeze götürülmek suretiyle işlemler yerine getirilecek.
Beyan ve görüntülerin kayda alınmasında mağdurun rızası aranacak.
Kayda alınan beyan ve görüntüler dava dosyasında saklanacak ve gizliliği için gerekli tedbirler alınacak.
Seri muhakeme usulü
Teklifle, seri muhakeme usulü yargı sistemine dahil ediliyor.
Soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanacak.
Seri muhakeme usulü, TCK'de yer alan, hakkı olmayan yere tecavüz; genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması; trafik güvenliğini tehlikeye sokma; gürültüye neden olma; parada sahtecilik; mühür bozma; resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan; kumar oynanması için yer ve imkan sağlama; başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçları ile Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun, Orman Kanunu; Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun; Kooperatifler Kanunu'nda yer alan bazı suçlarda uygulanacak.
Cumhuriyet savcısı veya kolluk görevlileri, şüpheliyi, seri muhakeme usulü hakkında bilgilendirecek.
Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması şüpheliye teklif edilecek ve şüphelinin müdafi huzurunda teklifi kabul etmesi halinde bu usul uygulanacak.
Cumhuriyet savcısı, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği temel cezadan yarı oranında indirim uygulamak suretiyle yaptırımı belirleyecek.
Sonuç olarak belirlenen hapis cezası, cumhuriyet savcısı tarafından koşulları bulunması halinde Türk Ceza Kanunu'na göre seçenek yaptırımlara çevrilebilecek veya ertelenebilecek.
Bu madde kapsamında yaptırım uygulanması, güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uygulanmasına engel teşkil etmeyecek.
Cumhuriyet savcısı, şüpheli hakkında seri muhakeme usulünün uygulanmasını yazılı olarak görevli mahkemeden talep edecek.
Mahkeme, şüpheliyi müdafi huzurunda dinledikten sonra eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu kanaatine varırsa talepte belirlenen yaptırım doğrultusunda hüküm kuracak; aksi takdirde talebi reddedecek ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı cumhuriyet başsavcılığına gönderecek.
Mazeretsiz olarak mahkemeye gelmeyen şüpheli, bu usulden vazgeçmiş sayılacak.
Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanamaması veya soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hallerinde, şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, takip eden soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamayacak.
Suçun iştirak halinde işlenmesi durumunda şüphelilerden birinin bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi halinde seri muhakeme usulü uygulanmayacak.
Seri muhakeme usulü, yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı ile sağır ve dilsizlik hallerinde uygulanmayacak.
Resmi mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması halinde seri muhakeme usulü uygulanmayacak.
Cumhuriyet savcısının talebi doğrultusunda mahkemece kurulan hükme itiraz edilebilecek.
Basit yargılama usulü
Teklifle, yargı sistemine dahil edilmesi öngörülen ikinci düzenleme ise "basit yargılama usulü."
Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilecek.
Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame, sanık, mağdur ve şikayetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını 15 gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenecek.
Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilecek. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilecek.
Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın hüküm kurulacak. Mahkumiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilecek.
Mahkemece, koşulları bulunması halinde kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilecek veya hapis cezası ertelenebilecek ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek.
Hükümde, itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilecek.
Mahkemece gerekli görülmesi halinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilecek.
Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik halleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmayacak.
Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla işlenmiş olması halinde uygulanmayacak.
Basit yargılama usulünde itiraz
Basit yargılama usulünce verilen hükümlere karşı itiraz edilebilecek. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşecek.
İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılacak ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunacak. Taraflar gelmese bile duruşma yapılacak ve yokluğunda hüküm verilebilecek.
"İş ve çalışma hürriyetinin ihlali; güveni kötüye kullanma; suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi" suçları da uzlaştırma kapsamına alınıyor.
Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen başka bir suçla "aynı mağdura karşı" işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmayacak.
Bölge adliye mahkemesinin kararlarının kapsamı genişletiliyor
Buna göre, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerince duruşma açılmaksızın, cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ya da şahsi cezasızlık sebeplerine bağlı olarak daha az ceza verilmesini veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini gerektiren hallerde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilebilecek.
Teklifle, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma yetkisine yenileri ekleniyor.
Bölge adliye mahkemesi, soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmediğinin veya ön ödeme ve uzlaştırma usulünün uygulanmadığının anlaşılması ya da davanın ilk derece mahkemesinde görülmekte olan bir dava ile birlikte yürütülmesinin zorunlu olması halinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verebilecek.
Teklifle, istinaf aşamasında uygulanması kabul edilen istisnai hükümlerin kapsamı genişletiliyor.
Buna göre sanık, müdafi, katılan ve vekilinin davetiye tebliğ olmasına rağmen duruşmaya gelmemesi halinde duruşmaya devam edilerek sanığın sorgu tutanakları anlatılmak suretiyle dava yokluklarında bitirilebilecek. Sanık hakkında verilecek ceza, ilk derece mahkemesinin verdiği cezadan daha ağır ise her durumda sanığın dinlenmesi gerekecek.
Teklifle, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin temyiz edilebilecek kararlarının kapsamı genişletiliyor.
Teklife göre, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan hakaret, halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit, suç işlemeye tahrik, suçu ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, kanunlara uymamaya tahrik, cumhurbaşkanına hakaret, devletin egemenlik alametlerini aşağılama, Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve devletin kurum ve organlarını aşağılama, silahlı örgüt, halkı askerlikten soğutma suçları nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilecek.
Ayrıca, Terörle Mücadele Kanunu'nun, terör örgütlerinin; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren veya öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik eden bildiri veya açıklamalarını basmak veya yayınlamak suçları ile Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenlemek, yönetmek ve katılmak suçları, kanuna aykırı propaganda vasıtaları ve suç işlemeye teşvik ile direnme suçları nedeniyle de verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları da temyiz edilebilecek.
Düzenleme, kanunun yayımlandığı tarihten itibaren 15 gün içinde talep etmek koşuluyla aynı suçlarla ilgili olarak bölge adliye mahkemelerince verilmiş kesin nitelikteki kararlar hakkında da uygulanacak. Cezası infaz edilmekte olan hükümlülerin, tutukluluğunun devam edip etmeyeceği hususu, hükmü veren ilk derece mahkemesince değerlendirilecek.
Teklifle, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı yapılan itirazların öncelikle kararı veren ceza dairesi tarafından incelenmesi, dairenin itirazı yerinde görürse kararını düzeltmesi, yerinde görmez ise itirazın ceza daireleri başkanlar kurulu tarafından incelenmesi için bu kurula gönderilmesi sağlanıyor.
Kurula gönderilen itiraz dosyası hakkında, kararına itiraz edilen dairenin başkanı veya görevlendireceği üye tarafından kurula sunulmak üzere bir rapor hazırlanacak. Dairenin itirazı yerinde görmemesi üzerine başkanlar kurulunun itiraz hakkında vereceği kararlar ise kesin nitelikte olacak. Düzenlemeyle yapılan değişiklikler, kanunun yayımlandığı tarihten önce itiraz yoluna başvurulup reddedilmiş olan itirazlar hakkında uygulanamayacak.
İnfazın ertelenmesi ve durdurulması
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu'nda yapılan değişiklikle infazın ertelenmesine ilişkin nedenler arasına yeni bir neden ekleniyor.
Buna göre, bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturmalarda verilen kararların sanık lehine olması halinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıkların da istinaf isteminde bulunmuşçasına verilen kararlardan yararlanması ile hükmün bozulmasının diğer sanıklara etkisini düzenleyen maddenin uygulanma olanağının bulunduğu hallerde hükmü veren ilk derece mahkemesinden infazın ertelenmesine veya durdurulmasına ilişkin karar verilmesi istenebilecek.
Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmesi istenebilecek. Karar, duruşma açılmaksızın verilecek ve bu karara karşı itiraz yoluna gidilebilecek. Erteleme veya durdurma talebinin kabulü, güvence gösterilmesine veya diğer bir şarta bağlanabilecek.
Çocuk Koruma Kanunu'nda yapılan değişiklikle, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin hapis cezalarının üst sınırı 15 yaşını doldurmamış çocuklar bakımından 5 yıl olarak uygulanacak.
Teklifle, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu'nda yapılan değişiklikle, bazı suçlarda verilen erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilecek. Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilecek.
Kanun teklifinin gerekçesi
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ve AK Parti milletvekillerinin imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin gerekçesinde, hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesi, hukuki güvenliğin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, makul sürede yargılanma hakkının gözetilmesi, yargıya güvenin artırılması ve insan odaklı hizmet anlayışının geliştirilmesinin günümüzde ana ilke ve değerler olarak kabul edildiği hatırlatıldı.
Bu kapsamda Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak 30 Mayıs 2019'da kamuoyuyla paylaşılan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde de vizyon olarak "güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi"nin ortaya konulduğuna işaret edilen gerekçede, gelecek 5 yıl boyunca söz konusu belgede belirtilen amaç ve hedefler doğrultusunda faaliyetler yürütüleceği ve belgenin, bir "yol haritası" olarak esas alınacağı belirtildi.
İfade hürriyetinin, çoğulcu demokratik düzeninin vazgeçilmez gereklerinden olması nedeniyle birçok uluslararası belgeye konu olduğu ve Anayasa'da güvence altına alındığı dile getirilen gerekçede, bireylerin şahsiyetini tekamül ettirmesi ve demokratik toplumun gelişmesinin temel koşulu olmasına bağlı olarak, ifade özgürlüğü alanını genişletecek ya da bu özgürlüğün güvencelerini artıracak adımların her fırsatta atılmasının, yargı reformlarının öncelikli hedefleri arasında yer aldığı ifade edildi.
Bu kapsamda ifade özgürlüğüyle doğrudan etkili olan suçlar esas alınmak suretiyle temyiz edilemeyen bazı kararlara karşı temyiz kanun yolunun açılması sağlanarak, farklı uygulamaların önüne geçilmesi ve bu şekilde ülke genelinde yeknesak bir uygulamaya ulaşılmasının hedeflendiği belirtilen gerekçede, haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağının özellikle vurgulandığı kaydedildi.
Gerekçede, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda internet erişiminin engellenmesine yönelik tedbir kararlarında kademeli bir uygulama getirildiğine işaret edildi.
Hızlı ve etkin yargılama
20 Temmuz 2016'da bugüne kadar uygulanan istinaf sisteminin, hızlı ve etkin bir yargılamanın gerçekleştirilmesini sağladığı ve yargılama sonucunda verilen kararların kesinleşme sürelerini kısalttığı hatırlatılan gerekçede, şu ifadelere yer verildi:
"İstinaf sistemiyle hukuki denetim yanında vakıa denetimi de yapılabildiğinden, ilk derece mahkemelerince verilen kararlardaki eksikliklerin giderilmesi ve böylelikle daha adil kararların verilebilmesi imkanı getirilmiştir. Bununla birlikte uygulamadaki tecrübe dikkate alınarak istinaf ceza dairelerinin işleyişini daha etkin hale getirmek amacıyla, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunu esastan reddedebilme ve bozma yetkisi genişletilmekte, daire kararlarına karşı yapılan itirazların etkili bir şekilde incelenebilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca aynı veya farklı bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasındaki aykırılık veya uyuşmazlıkları giderme görevi, Danıştayın ilgili dava daireleri kurullarına verilerek bu yolun daha etkin bir şekilde işletilmesi sağlanmaktadır."
1950'li yıllardan itibaren, ceza muhakemesinde suç mağdurlarının haklarına da yer verilmesi gerektiğinin kabul edilmeye başlandığı anımsatılan gerekçede, günümüzde ise "sosyal devlet ilkesi" ile uyumlu olarak suç mağdurlarının daha etkin, kapsamlı, hızlı, güvenli ve az masraflı bir biçimde ek bir korumaya kavuşturulması amacıyla ilave güvenceler geliştirildiği ifade edildi. Gerekçede, bu kapsamda özellikle çocuklara karşı işlenen cinsel istismar suçlarında mağdurların soruşturma ve kovuşturma evrelerinde daha fazla örselenmesini önlemek amacıyla ifadelerinin özel ortamlarda alınmasının sağlandığı kaydedildi.
Tutukluluk süreleri
Ceza yargılamasında koruma tedbirlerinden biri olan tutuklamanın, kişi özgürlüğüne müdahale teşkil etmesi nedeniyle özgürlük ve güvenlik dengesi bakımından en çok tartışılan kurumlardan biri olduğu belirtilen gerekçede, şöyle devam edildi:
"Tutuklama, yargılama sistemi içinde bir cezalandırma aracı değil, ceza soruşturma ve kovuşturmalarının etkili yürütülebilmesi ve sonuçta adaletin temini için düzenlenmiş bir araç niteliğindedir. Mevzuatımıza göre tutuklama, istisnai ve en son başvurulacak bir tedbir olup, öncelikli olarak değerlendirilecek husus, tutuklama yerine adli kontrol veya diğer koruma tedbirlerinin yeterli olup olmadığıdır. Tutuklama tedbirinin uygulanmasında tartışılacak bir diğer husus ise tutukluluk süresidir. Tutuklulukta geçen sürenin makul olması hem Anayasamızda hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde vurgulanmış temel bir ilkedir. Bu bağlamda, mevzuatımızda öngörülen azami tutukluluk süresinin soruşturma evresi bakımından bir üst sınıra bağlanması, çocuklar bakımından tutuklama sürelerinin kısaltılması ve böylelikle temel hak ve hürriyetlerin etkin bir şekilde korunması öngörülmektedir."
İyi ve etkin işleyen bir ceza adalet sisteminin oluşturulmasının, hukuk devletinin temel amaçları arasında yer aldığına işaret edilen gerekçede, bu amacın gerçekleştirilmesi bakımından, toplumdaki uyuşmazlıkları en kısa sürede, en az masrafla, en etkili ve en tatminkar biçimde sonuçlandırmak için alternatif çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi dünya genelinde teşvik edilmekte ve alternatif çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, adil yargılanma hakkı ihlal edilmeksizin basit ve hızlı yargılama usullerinin geliştirilmesi yönünde mevzuat değişiklikleri yapıldığı hatırlatıldı.
Kovuşturmanın mecburiliği ilkesine istisna oluşturan alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin, belirli bir ceza eşiğinin altında kalan suçlarda, mağdurun haklarının korunması ve tatminini sağladığı gibi failin, eyleminin oluşturduğu haksızlık içeriğiyle yüzleşmesine ve bunu telafi etmesine imkan sağladığı ifade edilen gerekçede, hızlı ve maliyet, etkin çözümler üreten bu usullerin, özellikle ilk kez suç işleyenlere bir şans tanıyarak, failin ceza muhakemesinin erken aşamalarında yeniden sosyalleşmesini kolaylaştırdığı vurgulandı.
Teklifin gerekçesinde, geleneksel dava yollarına karşı geliştirilen alternatif yöntemlerin, yargı mercilerinin artan iş yükünün hafifletilmesi amacına da hizmet ettiği, daha karmaşık ve ağır suçlar için ihtiyaç duyulan zaman ve mali kaynağa tasarruf sağladığı kaydedildi.
Gerekçede, ceza ve ceza muhakemesi alanında sistem tercihinde bulunulmasının, devletin ceza siyasetiyle ilgili, Anayasanın temel ilkelerine ve ceza hukukunun ana kurallarına bağlı kalmak koşuluyla, soruşturma ve yargılamada uygulanacak yöntemlerin belirlenmesinin ise Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdir yetkisinde olduğu hatırlatıldı.
Anayasa Mahkemesinin 1 Ekim 2009'da aldığı bir kararında, yargının işleyişinin etkinleştirilmesi amacıyla başvurulan alternatif çözüm yöntemlerinin, uyuşmazlıkların daha kısa sürede ve daha az masrafla sonuçlandırılması, gizliliğin korunması ve mahkemelerdeki iş yükünün hafifletilmesi gibi sağladığı faydalara işaret ettiği hatırlatılan gerekçede, benzer değerlendirmelerin yer aldığı uzlaşmayla ilgili 3 Nisan 2013 tarihli başka bir kararında ise alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin kapsamına girecek suçların belirlenmesinin, Anayasal sınırlar içinde kanun koyucunun takdirinde olduğunu belirttiği ifade edildi.
Gerekçede, "kovuşturmanın mecburiliği" ilkesini "takdirilik" ilkesiyle yumuşatan "fail-mağdur uzlaştırması", "ön ödeme", "kamu davasının veya duruşmanın açılmasının ertelenmesi" gibi alternatif yöntemlerin, belirli bir ceza eşiğinin altında bulunan suçları işleyen kişilerin, ceza infaz kurumlarının etkilerinden uzak tutulması, devletin infaz külfetinden ve mahkemelerin iş yoğunluğundan kurtarılması amaçlarının yanı sıra cezanın genel ve özel önleme amaçlarını da gerçekleştirecek etkili birer ceza politikası aracı olarak uygulandığı aktarıldı.
Ceza adalet sistemine iki yeni yargılama usulü
1 Haziran 2005'de yürürlüğe giren yeni Türk ceza adalet sisteminin 14 yıllık uygulaması sırasında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine ilişkin sistemin aksayan yönlerinin düzeltildiği hatırlatılan gerekçede, uygulamadan gelen talep ve önerilerle günümüz çağdaş ceza adalet sistemlerinin genel yönelimi dikkate alındığında, ceza muhakemesinde yer alan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kurumundan beklenen hukuki faydanın sağlanamadığının anlaşıldığı ifade edildi. Gerekçede, bu nedenle, kurumun uygulama alanına ve işleyişine ilişkin düzenleme yapma gereğinin ortaya çıktığı belirtildi.
Teklifle yapılması öngörülen diğer bir önemli düzenlemenin ise basit suçlarda, muhakeme sürecini kısaltacak yeni bir usulün, "seri muhakeme usulü" adıyla ceza adalet sistemine kazandırılması olduğu dile getirilen gerekçede, şöyle devam edildi:
"Benzer muhakeme araçları, 'kovuşturmanın mecburiliği' ilkesini benimseyen Almanya ve İtalya ile 'takdirilik ilkesi'ni takip eden Fransa başta olmak üzere pek çok Avrupa Konseyi üyesi ülkede uygulanmaktadır. Bu usuller, sadece adalet sistemini zorlayan iş yükü baskısını hafifletme amacına değil, işlenen basit suçlara hızlı ve etkili bir karşılık verilerek, bozulan kamu düzeninin sağlanmasına da hizmet etmektedir. Ayrıca belirli bir yaptırım ağırlığına kadar olan suçlar bakımından kovuşturma evresinde duruşma açmaksızın dosya üzerinden yargılamanın tamamlanabilmesine, ancak itiraz üzerine duruşma açmak suretiyle yargılamaya devam edilmesine imkan tanıyan 'basit yargılama usulü' adıyla yeni bir usul kabul edilmektedir. Böylelikle, önemli veya daha ağır suçların kovuşturulması için yargılama makamlarına yeterli zaman ve imkan sağlanmakta, suçla etkin mücadeleyle birlikte yargılama süreçleriyle ilgili temel hak ve özgürlüklerin korunmasını sağlayan adımlar atılmaktadır."
Günümüzde sosyal, ekonomik ve teknolojik alandaki çok yönlü değişim ve gelişmelerin, yeni ihtiyaçları doğurduğu gibi karmaşık hukuki ihtilafların ortaya çıkmasına da neden olduğuna işaret edilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
"Bu durum nitelikli ve alanında yetkin hukukçulara olan ihtiyacı daha görünür hale getirmiştir. Bu kapsamda hukuk mesleklerini icra eden kişilerin yetkinliğini artırmak amacıyla ortak bir merkezi sınava tabi tutulmaları öngörülmektedir. Öte yandan, Türkiye Adalet Akademisinin açılması sebebiyle hakim adaylığı mülakat kurulu daha geniş tabanlı bir yapıya kavuşturulmaktadır. Son olarak, avukatların yurt dışında düzenlenen mesleki eğitim, seminer ve toplantılara katılabilmesi, bilgi ve tecrübe paylaşımı yapabilmesi ve uluslararası yargı süreçlerinde etkin yer alabilmesi amacıyla belirli bir kıdeme sahip avukatlara hususi damgalı pasaport alma imkanı getirilmektedir. Teklifle, Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında belirlenen amaç ve hedefler doğrultusunda düzenlemeler yapılmaktadır."