Genelde Azerbaycan Türkleri birbirleriyle konuştuklarında sık sık güney - kuzey olayına vurgu yaparlar. İki kısıma parçalanmış Azerbaycan’ın güneyini ve kuzeyini kast etmektedirler. Kuzey Azerbaycan bağımsız olsa da, Azerbaycan’ın güneyi İran esareti altındadır. Azerbaycan Türklerinden ‘güneyli dostumuz, kuzeyli yazar, güneyli şair’… gibi tabirleri duyduğunuzda Azerbaycan’ı parça halinde değil bir bütün halinde düşünmemiz gerekmektedir. Bu kelimeler bütünlük arz ettiği için esarete bir başkaldırı duygusu vardır.

Dili yasaklanan, Türkçe isimlerin konulmasını engelleyen, ana dilinde eğitim alamayan 35 milyon Türk'ün yaşadığı Güney Azerbaycan… Lakin bunca zorluklara rağmen lisanını haykıran, türküsünü, töresini, ağıtını velhasılıkelam güneyin sesini gelecek nesillere ulaştıran nice erenler vardır. Abbas Lisani de bunlardan biridir. Ömrünün yarısını İran hapishanelerinde geçiren Abbas Bey, Türkçülük uğrunda mücadeleden geri durmadı. Tehditlere aldırmadan meydanlarda ön sıralarda yer aldı. Abbas Bey'in soyadı - Lisani Arapça dil demektir, soyadı dil olan bir insanın ne garip ki binlerce güneyli gibi kendi ana dilinde eğitim alma hakkı yok. Erdebilde doğan Abbas Bey, Azerbaycan Milli Hareketinde ağırlığı olan, özellikle gençler arasında çok sevilen ve geniş çevresi olan kanaat önderidir. Mücadelesini bütün alanlarda sürdüren Abbas Bey'in evi birçok toplantıların ve önemli kararların merkezi haline gelmiştir. Azerbaycan’ın bütün haklarıyla – ekonomi, kültür, politik, ekoloji vs. konularda itirazların başlamasında ve gençlerin aydınlanmasında, aynı zamanda birlikte hareket etmesinde anahtar rolü var. Çirkin ve etik olmayan usullerle susturulmaya çalışılsa da, ailesine karşı ahlaksız kampanya başlatılsa da Abbas Bey yılmadı ve tam tersi inandığı davaya daha da sıkı bağlandı. Abbas Bey'in hayatı güneyli gençler için bir ilham kaynağı oldu. Sade, samimi, mübariz ve geleneksel bir Azerbaycan beyi olan Abbas Bey, onlarca kez tutuklanarak işkence gördü, hanımı Rügeyya Lisani ve üç çocuğu ciddi tehditler gördü fakat İran rejimine asla taviz vermedi. Yurt dışına çıkma şansı olsa da o bu yolu seçmedi, mücadelesini içeride devam etme yolunu tercih etti ve benim buradan sadece cesedim çıkar dedi defalarca.

Ocak ayının 5’inde tekrar tekrar gözaltına alınan Lisani Tebriz cezaevine alındı. Mahkemenin haksız ithamlarına ve içeriğine itiraz eden Abbas Bey mahkemeye, yazılı bir temyiz başvurusuyla mahkemeye çağrıldığını ve kararın SMS ile bildirildiğini protesto etti ve 10 ay hapis cezasının infazı askıya alınarak şartlı tahliye edildi. Yargının adaletsizliği ile ilk defa tanışmayan güneyliler için bu olaylar sıradan bir şeydir. Söz konusu burada Abbas Lisani değil, onun timsalinde susturulan Güney Azerbaycan Türklüğüdür. Bir daha emin oluyoruz ki ne kadar çok baskı olsa da sözümüz susturulamaz, kimliğimiz asimile olunamaz. Buna Tebriz, Erdebil, Araz, Savalan, Heyderbaba izin vermez… Buna güney izin vermez.

GÜNEY’İN SAZI

Yasaklanan ve tutuklanan şahıslar değil, mefküredir. Saz sanatının önde gelen isimlerinden bir tanesi olan Aşık Gaffar İbrahimi 64 yıllık yaşamı boyunca Güney Azerbaycan Türklerinin nefesi olmuş ve bu uğurda ömrünü adamış bir saz üstadıdır. Onlarca kitabı ve yüzlerce şiirine, binlerce Güney Azerbaycan Türkü'nün duygusunu işlemiştir. Defalarca güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı ve Türk milletinin demokratik ve ulusal haklar uğruna kültürel mücadelesi için çeşitli baskılara maruz kaldı. Aşık sanatı sahasında öğrenciler yetiştirerek milletine hizmet etti. Yüreği her zaman vatan sevgisi ile çarpan Aşık Gaffar, ocak ayının 6’sında vefat etti. Bulunduğu her ortamda vatan aşkını aşılayan ve halkı vatansever olmaya çağıran ozan, defalarca İran rejimi tarafından tutuklansa da türküleriyle halkının kalbinde taht kurdu… En son tutuklanması da bir şiir akşamında vatan şiirleri söylerken yaşandı.

Aşık Gaffar İbrahimi, birçok ülkelerde Azerbaycan kültürünü ve musikisini yorulmadan tanıtmış bir saz sanatkarıydı. Defin merasimi zamanı bozkurt yumruklu Güney Azerbaycan Türkleri tarafından ‘Yaşa Yaşa Azerbaycan’ sedaları altında mezarlığa kadar eşlik edildi.

Yolun devamlı olsun, ozan!