''Sana CIA'nın yasal penceresinden baktım aziz İstanbul''
Bugün size ortak noktası olan iki kişiden bahsedeceğim. Birisi Selda Tandoğan diğeri Yavuz Saltık…
Selda Tandoğan, İP kurucusu üyesi ve İP Genel Başkanı Meral Akşener’in Başdanışmanı…
Yavuz Saltık ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Özel Kalem Müdürü olarak atadığı kişi…
Gelelim ortak noktalarına… Her iki isim de CIA Bağlantılı kurumlarla faaliyet yürüten kişilerdir.
Selda Tandoğan, Denge ve Denetleme Ağı isimli kuruluşun temsilcisi iken, Yavuz Saltık da International Republican Institute (IRI), National Democratic Institute (NDI) gibi kuruluşlarla çalışmalar yapmıştır. Yavuz Saltık’ın özgeçmişinde bu bilgiler yer almaktadır.
Selda Tandoğan ve Yavuz Saltık’ın çalıştığı bu kurumların ortak birleşme noktası “CIA’nın yasal penceresi” olarak bilinen National Endowment for Democracy (NED) isimli kuruluştur.
NED isimli bu kuruluşla ilgili özet bir bilgi şöyle : 1983 yılında kurulan NED adlı kuruluş, eski CIA ajanlarının çalıştığı ve özellikle Ortadoğu'ya Amerikan emperyalizminin çıkarları doğrultusunda şekil veren politikaların yaygınlaşmasını sağlamasıyla biliniyor. NED, Türkiye ve benzeri ülkelerdeki STK'lara finans desteği veriyor. 2012'de destek verdiği mali kuruluşlar arasında Taraf gazetesinin de yer aldığı NED, Denge ve Denetleme Ağı'na da 700 bin dolar civarında finans sağlamıştı.
Yine yazar Emre Erciş’in verdiği bilgiye göre, Vietnam, Laos, Myanmar gibi ülkelerde 25 yıl CIA adına görev yapan Ralph Mcgehee, anılarını yazdığı, "Deadly Deceit My 25 Years in the CIA" isimli kitabında, ABD Kongresi tarafından kurulan NED hakkında şunları söylüyor: “CIA, yabancı ülkelerde iç karışıklığa yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarda bir çok işlevi, NED fonuna transfer ederken örtülü yürütülen operasyonlara ek olarak 'Uluslararası Kalkınma Ajansı' ve 'Birleşik Devletler İstihbarat Ajansı'nı da NED ile koordineli çalıştırdı."
Yazar Emre Erciş’in sosyal medya hesabında daha geniş detay ve bilgiler yer almaktadır. Okumanızı tavsiye ederim.
Bu CIA merkezli NED isimli kuruluşu bize ilk hatırlatan ve tartıştıran İYİ Parti kurucuları arasında yer alan Selda Tandoğan olmuştu.
2017 yılında bu bağlantıları değerlendiren bir yazı yazmıştım. Meral Akşener’in partisi İP’te Selda Tandoğan’ın ilişkileri deşifre olunca büyük bir telaş yaşanmıştı.
Selda Tandoğan’ın ismini “Meral Akşener’e Başdanışman Oldu” haberleriyle öğrenmiştik. Bu haberler birçok gazete ve internet haber sayfalarında yer almıştı. Hatta Meral Akşener’in gazetesi olarak bilinen ve sahibi İP milletvekili olan Yeniçağ gazetesinde de "Akşener'in başdanışmanı Selda Tandoğan Demirel oldu" başlığı ve “İP' de Genel İdare Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ve Divan üyelerinin görevlerinin açıklanmasının ardından Genel Başkan Meral Akşener'in başdanışmanı da belli oldu. Kurucular kurulu üyesi Selda Tandoğan Demirel, Akşener'in başdanışmanı oldu." Cümleleri de haber içeriği olarak kullanılmıştı.
Bunun üzerine de Selda Tandoğan Demirel "Sayın Genel Başkanımızın şahsıma tevdi ettiği, büyük onur olan Genel Başkan Başdanışmanlığı görevi için takdirlerine şükranlarımı sunuyorum" şeklinde teşekkürü sunmuştu.
Bu haberlerden sonra Selda Tandoğan’ın temsilci olduğu Denge ve Denetleme Ağı’nın “CIA’nın yasal penceresi” olarak bilinen NED ile olan bağı ortaya çıkmıştı. Bu ilişkiler ağı İP’in maskesini düşüreceği için hemen Ümit Özdağ devreye girmiş ve milleti kendine güldürecek “Öncelikle, Sayın Meral Akşener'in başdanışmanı olarak atandığı iddia edilen Selda Tandoğan Demirel'in hiçbir şekilde başdanışmanlık ya da danışmanlık kadrosuna atanması söz konusu değildir.” açıklamasını yapmıştı. Partisinin resmi yayın organı sayılan Yeniçağ gazetesinde uzunca haber ve Selda Tandoğan’ın “Başdanışmanlık” görevi için Meral Akşener’e teşekkürü de ortada iken, Ümit Özdağ niçin bu derece de yalana ve inkâra başvuracak şekilde telaşlanmıştı?
Ortaya çıkan CIA bağlantısı mı Ümit Özdağ’ı ürkütmüştü?
Yoksa bu bağlantıyı bizzat Ümit Özdağ mı sağlamıştı?
Partisi açıklamış, gazetesi duyurmuş, muhatabı teşekkür etmiş… O halde bu inkâr niye yapılmıştı?
Hadi “başdanışman yapılmadı” diyelim… Kadın partinin kurucu üyesi… Partiyi kuruyor ama Başdanışman olamıyor. Şu komediye bakar mısınız?
O konudaki kör nokta hala aydınlatılamadı. Ama şimdi de benzer bir konu İP’in desteklediği Ekrem İmamoğlu’nun Özel Kalem Müdürü Yavuz Saltık da ortaya çıktı. Özel Kalem Müdürü Yavuz Saltık şimdi özgeçmişinde değişiklikler yaparak ilişkilerini gizlemeye çalışıyor.
Özel Kalem Müdürü Yavuz Saltık da patronu Ekrem İmamoğlu gibi bir HDP aşığı… “Trabzonlu aydınlardan HDP'ye destek” başlığında 2015 yılında yayınlanan “HDP dâhil, bu ülkenin yasal herhangi bir partisi her yerde olduğu gibi Trabzon'da da örgütlenebilir, siyasi faaliyet sürdürebilir. Demokratik hak ve talepler hiçbir gerekçeyle engellenemez. “ şeklinde çağrıda bulunan bildiriye imza atan birisidir. Hatta o günlerde Trabzonlu yazar Nihat Genç de bu bildiriye imza atanları “Aynı aydınlardan PKK’nın arkasına Amerika’yı alıp öğretmenleri öldürmesine ‘bunlar da insan mı?’ diye bir cümlelerini de, duymuş olmak ve beklemek hakkımız.” Cümleleriyle ezmiş ve eleştirmişti.
Yavuz Saltık’ın aynı zamanda minibüs içinden Ekrem İmamoğlu’nu omzundan tutup çeken kişi olduğu da konuşuluyor.
Yavuz Saltık ismi “Mazbatasını verin”, “Her şey Çok güzel Olacak” sloganlarıyla stadyumları inleten Fenerbahçe taraftarlarını da çok yakından ilgilendiriyor. Çünkü Yavuz Saltık “Dünyanın en büyük hırsızlık çetesi Fenerbahçe” cümlesinin de sahibi… Gerçi Fenerbahçeliler, Ekrem İmamoğlu’nun FETÖ’nün televizyonu Samanyolu’nda program yaptığı günlerde, FETÖ’nün Fenerbahçe’ye kurduğu kumpasa verdiği desteği bildikleri halde İmamoğlu’nu desteklemişlerdi.
Şimdi de “CIA’nın yasal penceresi” olarak bilinen kurumlarla bağı olanların cirit attığı bir İstanbul zaferi konuşuluyor.
Meral Akşener’in partisi İP ve Ekrem İmamoğlu proje değil de nedir? Bunlar proje olmasalar terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile nasıl yanyana olabilir ki?
İpleri ABD’nin elinde olan terör örgütü PKK ve FETÖ kimi destekledi?
CIA’nın alt kuruluşlarıyla kimin bağı var?
İki soru ve cevabı, Türkiye’ye ve İstanbul’a nasıl ihanet edildiğini aydınlatmaktadır.
Merhum Yahya Kemal Beyatlı’nın “Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!” şiirleri artık tarihe karışacak ve yerini “Sana CIA’nın yasal penceresinden baktım aziz İstanbul ” olacak herhalde?
Örümcek ağı gibi örülüyor her şey…
“Hep Amerika’nın oyunu” şeklindeki kalıplaşmış ifade, artık mizah repliği olmasa gerek…
Mail: [email protected]
Twitter: Yildiraycicek9
Instagram: yildiraycicek1944