CHP’nin yol kesen hürriyeti
Bir rivayete göre 5 Mayıs 1960 tarihinde Ankara'da Demokrat Parti aleyhtarı öğrencilerin yaptığı 555K adını verdikleri protesto eylemi sırasında Deniz Baykal yahut Vedat Dalokay, Menderes'in “Ne istiyorsunuz?” sorusu üzerine başbakanın yakasına yapışıp “Hürriyet istiyoruz!” demişti. Menderes ise şöyle cevap vermişti: “Başbakanın yakasına yapışıyorsun, bundan büyük hürriyet olur mu?”
“Türkiye’de demokrasi, özgürlük yok” diyen CHP’nin bütçe görüşmelerinde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş’un önüne adeta barikat kurarak salona girişlerini engellediler.
Ali Mahir Başarır’ın başını çektiği kayyum protestosu yapan CHP'liler öyle iğrenç bir manzara yarattılar ki, ülkenin İçişleri Bakanı’nın yolunu TBMM içinde kesip sözlü ve fiili saldırı gerçekleştirdiler. DEM ile düşüp kalkmalarından, terör örgütleriyle irtibat ve iltisaklı oluşlarından dolayı CHP’nin günden güne marjinal sol bir partiye dönüştüğünü ibretle izliyoruz.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer tutuklanıp, yerine kayyum atandığı günden sonra CHP’lilerin eylemlerine, mitinglerine, tutum ve davranışlarını bakınca bunu net görmüş ve o günlerde yazılarımıza konu etmiştik. CHP’nin en üst düzey yöneticilerinin görevini yapan devletin polisiyle sözlü ve fiili adeta çatışması, bugün vites yükselterek Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yolunu kesmeye kadar gelmiştir.
Ali Mahir Başarır’ın birçok olayda sergilediği iğrenç davranış modellerinden birisini TBMM salonlarında yine izledik.
Özgür Özel böyle birini CHP Grup Başkanvekili yapmanın utancını yaşaması gerekirken tersine her türlü provokasyonu yapması için yol ve yetki veriyor herhalde.
Ben, Ali Mahir Başarır’ın notunu CHP kongresinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun yenildiğini öğrenince sahne arkasından oynaya oynaya, zıplaya zıplaya kürsüye doğru geldiğinde vermiştim. Kemal Kılıçdaroğlu’na bu saygısızlığı ve vefasızlığı yapanın zaten siyaset kalitesinin olması mümkün değildir. Kongrede taraf olursun, birini desteklersin, bu demokrasinin içinde var olan hakkındır ama CHP’de seni tanınır, bilinir ve yetkili hale getiren Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesinin ardından böyle bir dans yaptığın vakit, karakterin, ahlakın, güvenirliliğin her yönden tartışılır hale gelir.
Ali Mahir Başarır işte böyle bir şımarık siyaset modelidir. Böyle modeller siyaseti kirletmektedir.
Dünlerde mahkeme basıyordu, bugünlerde TBMM’de İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yolunu kesiyor, onu itiyor kakıyor. Yarınlarda ne yapacağı da meçhuldür.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yapılan sözlü ve fiili saldırıyı görünce “Allah CHP’ye iktidar yüzü göstermesin” duamı yine güncelledim.
Anlaşılan o ki son yerel seçimlerde CHP’nin birinci parti olarak kazanan olması özgüvenini oldukça dengesiz bir hale getirmiş. Seçimlerden sonra toplumda tüm partilerin ortak kanaati, bu CHP’nin bir projesinin olduğundan değil, Türkiye’nin ekonomik şartlarından dolayı iktidara yönelik bir uyarıda bulunmasından kaynaklanmıştır. Hatırlayın CHP seçimlerden önce o kadar rezil bir haldeydi ki, PKK ilişkileri, yolsuzluk, rüşvet, tecavüz olayları her gün ana gündem oluyordu. CHP o atmosferde Ankara ve İstanbul’da miting dahi yapamamıştı. İl mitinglerini bile 400-500 kişiyle yapıyordu. Özgür Özel kendi memleketi Manisa’da bile çok az bir kalabalıkla miting yapmıştı. Bedenen kimse CHP ile görünmek istemiyordu ama ekonomik gerekçelerle iktidara ders vermek için çizelgede Türkiye’nin 2. Partisi durumundaki CHP’ye sandıkta mecburiyetten oyunu verdi. Eğer ekonomi düzelsin emin olun bu CHP’nin yüzüne bakan bile olmaz. Türkiye’nin en önemli meselesi terör ve içinde bulunduğumuz ekonomik durumdur. Hükümet terörle mücadelede çok başarılı durumdadır. Ekonomiyi de düzlüğe çıkarırsa Türk milleti zaten rahatlayacaktır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin işaret ettiği “Eğer terör hayatımızdan sökülüp atılırsa,
Eğer enflasyon canavarına kesif bir darbe indirilirse,
Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarın zirvesine çıkarsa,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesi doğal ve doğru bir tercih değil midir?
Ne yapacağız CHP'nin içinde cumhurbaşkanı adaylığı için, 4 yıl varken adam mı arayacağız?
Birbirleriyle huzura kavuşamayanlar, birbirleriyle bir arada yaşayamayanlar Türkiye'nin ayrımcılığını nasıl giderecek, nasıl bir arada yaşayacak.
Bu kapsamda lazım gelen anayasal düzenlemeyi yapmak önümüzdeki görevler arasında olmayacak mıdır?
Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılının inşası için Sayın Recep Tayyip Erdoğan güvencedir, milletin sevdalısıdır, tecrübesiyle ve birikimiyle bize göre tek seçenektir.” şeklindeki tespit ve duruşunu birçok farklı anlamla değerlendirseler de çok doğru ve yerinde bir tespit olduğu açık değil mi?
CHP kendi içinde Kemalciler, Ekremciler, Mansurcular, Özgürcüler diye dört parçaya bölünmüş, CHP belediyeleri halka hizmet yerine sürekli vurgunlarla, beceriksizlikle anılıyor. Ankara ve İstanbul belediye başkanları belediye imkânlarını sürekli Cumhurbaşkanı adayı olma yolunda kullanıyor. Bu CHP milli konularda hep düşman safından politika geliştiriyor. Ve görüldüğü gibi günden güne de radikal sol partiler gibi toplumsal kavga yaratmanın peşinde…
“Türkiye’de demokrasi, özgürlük yok” diye diye yol kesen haramilere dönen CHP’nin Türk milletine kaos, kriz ve ihanetten başka vereceği bir şey yoktur.
Bu ülkenin İçişleri Bakanı’nın yolunu kesenler daha hürriyet, özgürlük nutukları atıyorlar. Ne adına? Kandil’in onayıyla DEM ile beraber “Kent Uzlaşısı” çerçevesinde seçilen belediye başkanlarına kayyum atandığı için… Kandil’deki PKK elebaşı Mustafa Karasu’nun "CHP bizim sayemizde kazandı DEM'e destek olsun" çağrısını bu süreçte beyninize not alın.
CHP kongresinin zıp zıp Ali Mahir Başarır’ı da belki Kandil’den Mustafa Karasu’nun mesajını hayata geçirmek için TBMM’de İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yolunu kesiyor. CHP bu ülkenin yabancı ayrık otudur. Bu ayrık otunun peşine düşüp de toplumda bozgunculuğa asla prim vermeyin.