Nerede o eski normalleşmeler… Demeyin! Yenide hayat var
Bir virüsün, dünyanın foyasını ortaya serdiği anormal günlerin ardından gelen normal olmayan normalleşme günleri, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının ilanı gibi …
“Nerede o eski normalleşmeler …”
İç çekişleri hâkim yeryüzünde… Eee kıymetini bilmediğimiz her şey kaybolmaya mahkûmdur, öyle değil mi..? O normaller, bu anormallere gebeydi. İnsanlık normal günlerde anormal davranınca, anormal günlere evrildi dünya ve insanlar ibret ile normalleşti… Ve şimdi saflar netleşti; bu ibret zamanına rağmen hainlik türküsü tutturanlar yani normalleşemeyenler ve virüs bir, geri kalan herkes için lütfen maske ve mesafe, çünkü onlar bizim için kıymetli!
Eskiden maskeli insanların maskesini göremezdik, şimdi maskeler fora… “İnsanın başına ne gelirse çenesinden gelir.” sözünü kendimize ilke ederek maskeleri çenemize takıyoruz, kulağımıza küpe ediyoruz… Bu dönem birçok konuda öncü ve farklı olduğumuz gibi virüsü de çenesinden kapan ilk ülkeyiz.
***
Tabi şu husus da var; savaş bizim uzmanlık alanımız, her alanda, her koşulda görünen, görünmeyen, dağlara sinen yahut Mecliste Atatürk büstüne gizlenen düşmana yumruğumuzu gülle misali indirmekte mahiriz…
***
Hal böyle olunca haliyle bir eminlik oluyor insanımızda, nihayetinde bu devletin haini bile devlete sırtını yaslıyor, kendinden emin… Devletimize güvenimiz sonsuz yani ama milletimizin bu güveni tedbirsizliğe çevirmesi, devleti mağdur edebilecek cinste… Yani hainin hakkı demir bir yumruk, maskenin hakkı da ağzı ve burnu kapatmaktır. Çenemiz başımıza çok iş açabilir ancak düşünme yetimiz çenemizi, virüsü engelleyen bir maske gibi koruyabilir.
***Sözümüz meclisin içinden dışarıdır; sözün özü burnunuzu sadece maskenin içine sokun. Maskelenerek hainlik lügatinden gazel okuyan çeneler ve devletin, milletin işine çomak diye sokulan burunlar, işlevine oldukça aykırı.. Lütfen aklımızı vicdanımızla beraber, maskemizi de ağız ve burunla beraber kullanalım.
Tabiat bizi hizaya sokuyor, kabul edelim; bizi üstün kılan aklımızı ve vicdanımızı paslandırıp üstünlük iddiamızı hayat felsefesi yaptık. “Biz” olarak sahip olduğumuz dünyayı “ben”cil kullandık, duyarlıyken bile duyarsızdık… Şimdi tabiatta yaratılanların en üstünü kılınan özelliklerimize rağmen, bu maharetimizi körelttiğimiz için tabiat tarafından yeniden yetiştiriliyoruz. Bakın, bir kişi kendini korumasa birçok kişi hasta oluyor yani bir “ben”lik yok, durum tam olarak “biz”- liğe işaret ediyor. Biz olalım, her alanda biz kalalım… Yaşadığımız savaşın iki safı var; biri azılı bir virüs diğeri ise insanlık, bunun üçüncü bir tarafı yok, arada kalmak virüsü kapmak veya kaptırmaktır.
Tıpkı bir vatan evladının haine karşı verdiği mücadele gibi üçüncü taraf, haine yakındır.
*Eski normaller anormal dönemler doğurdu, normal günler için “yeni normalleşmeyi” seçin! Virüs için maske, mesafe ve temizlik; geri kalan her şey için vicdanla barışık bir akıl…