Din, afyonunuz değil pusulanız olsun…
Dikkat ediyor musunuz, nerede din adamı maskesi altında akla sığmayan yorumlar yapan var ise onun bir süre sonra asıl yüzü ortaya çıkıyor. Dini, Arap kültürünün taklidi sayan, devlet makamlarına sızıp “en iyi sarıkları biz saracağız” diyen kişi, çocuk tacizinden tutuklandı. Allah sanki kelamını işkembesinden yorumlayıp İslam’a zeval getirenlere mercek tutuyor da, kullarının üzerindeki gaflet perdesi yırtılsın istiyor... Ama ne oluyor, üzerlerine çöken gafletten sıyrılamıyor kullar… Şeyhlerini savunmaya geçiyorlar; abartıp bir de “Allah tarafından yapıldı bu” diyorlar, “şeyhimize büyü yaptılar” diyorlar, diyorlar da diyorlar… Ama kimse de kalkıp, bu adam sapıkmış diyemiyor. Dünyadaki son ve hak din olan İslam’a tabiler, tüm ilimlere ışık tutan Kur’an önlerinde ama bir gram feyz yok... Niye..? Çünkü Allah’ın kullarına indirdiği kelamını okumaya akıllarının yeteceğini düşünmüyorlar ve düşüyorlar bir şeyhin peşine… Şeyhlik de moda oldu ama o iş öyle kolay mıydı..? Eski âlimlerin, ulemaların ve hakiki şeyhlerin eline su dökebilir mi acaba şimdinin şu sapkın şeyhleri… Gerçi her dönemin dini kullanan bir şeyhi, mehdisi olmuştur o ayrı.. İnsanlar Allah’ın verdiği akıllarını küçümsüyor, kandırılıyor, dini afyon edip uyuşturuluyorlar.
Çocuk tacizinden tutuklanan ve Uşşaki tarikatına bağlı olduğunu iddia eden, şeyh olarak tasvir edilen bu sapık din tüccarı için Uşşaki tarikatı ret açıklamalarında bulundu. Uşşaki Vakfı olarak geçen sosyal medya hesaplarından, basın açıklamaları yayınlandı. Hatta bu açıklamalarını, dört yıl öncesinde de aynı grubu reddettiklerini gösteren paylaşımlarıyla da pekiştirmeye çalışıldı. Aslının nasıl olduğu şu an muamma, bu adam Uşşaki tarikatının şeyhidir diye itham etmek pek doğru olmaz ama adamın sapkın olduğu ve çevresindekileri de din(!) ile uyuşturarak mürit eylediği aşikâr. Din derken âlemlere irfan olan İslam değil elbette ki, bunlar işkembe dininin tüccarları… “Siz aciz kullar”, diyorlar “Allah’ı da, kitabını da, peygamberini de tek başınıza anlayacak akla sahip değilsiniz.” O yüzden biz uydurup size satacağız, boynunuza da tasma takacağız, sarığı başınıza şalvarı da ayaklarınıza dolayacağız, bize kul olacaksınız, biz de sizin yerinize Allah’a kul olacağız.”… bizim aciz kullar da takılıyor peşine bu papazların… Öyle şeyler oluyor ki akla, mantığa, dine sığmaz. Allah’a dua etmiyor, şeyhine dua edip medet bekliyorlar, şeyhlerinin fotoğrafına bakıp zikir çekiyorlar, eşlerini, kızlarını dergâhlara hizmete gönderiyorlar… Bu mesele mühim, bakın sözü geçen sözde şeyh de dergâhında hizmette olan çocuklara tacizde bulunmuş. İfadeye göre anne ve kız dergâhta hizmette, sözde şeyh anneye çay saatini mesaj atıyor, mesaj… *Söz onlara gelince, haremlik selamlık diyerek Arap adetini din diye dayatıp kadınları toplumdan yatak odalarına süpürmek isterler …* Yorumları da, sohbetleri de, imanları da, uygulamaları da hep işlerine göre… Elbette ki tüm cemaatleri, tarikatları veyahut din adamlarını kapsamıyor bu sözlerim, Allah yolunda hakkı ile olan kimseye söz haddimiz değildir ve de kim hakkı ile bu yolda kim başka türlü bir tezgâhta biz bilemeyiz. Bunu da ancak Allah bilir, yargılayacak da odur. Ama dinin, cemaatleşmenin ve tarikatların kullanıldığı aklı olan için ayandır. İslam’ı birilerinde hikmet arama olarak görüp kolayca kandırılıyor insanlar, bilinmelidir ki tek hikmet sahibi Yaradan’dır. Allah’a inanan, kitabını anlayarak okuyup, uygulayan ve peygamberine tabi olan kimse hikmeti başka yerde aramaz. Birilerinin bizi acizleştirmesine müsaade edersek Allah’a değil şeyhe kul oluruz. Geniş sokaklardan Allah’a varmak varken; dar sokaklara girip birilerini aracı etmek niye..? Seninle Allah’ın arasına giren, gözüne de perde olur. İşte bu çocuğa taciz olayı hatta bu olaydan önce de yaşanan binlerce olay da buna kanıttır... Elbette ki tasavvuf için, feyz için cemaatleşip ibadet edilir, sohbet edilir, ilim sahiplerinin ilminden nasiplenilir… Ama işin ötesi, kula kul olmaya dayanıyor. Yaradan hepimizi eşit yarattı, her şeyi, herkesi gören odur; her şeyi, herkesi duyan odur… Allah yolu diye varılan ticarethanelerde, Allah’ın kudretinden şüpheye düştüklerinden haberleri yok. Halbuki el açıp dilediğiniz anda duyan Allah’tır. Şeyhinizi aracı etmeye gerek yok, şefaat beklenen şeyhi de yargılayacak olan Allah’tır. İnsanlığa rahmet olarak inen şu güzel dini, yaradılışın hikmetine varamayıp kirletiyorlar. Müslümanlar(!)ın İslam’a verdiği zararı, bir gayrimüslim veya ateist vermiyor.
Bizim cenk meydanımız evvela içimizde kurulmalı, hak yolda haktan gayrı kervan yürütenleri mağlup etmeden İslam’ın rahmeti üzerimize yağmaz. Bunlar şemsiye olmuşlar göklerin hikmetine, hakikate perde çekmişler… Gaflet perdelerini yırtan bir irade, şemsiyeleri kaldırıp rahmetle buluşan bir cesaret dilerim hepimize…