FETÖ VE PKK arkasında ABD yok mu?
Dünyadaki birçok terör örgütünün kurucusu, besleyicisi, yönlendiricisi hep ABD olmuştur. Onun elinin olmadığı bir terör örgütü bulmak zordur. Ateist terör örgütü PKK’ya da destek olan, sözde İslamcı DEAŞ ve FETÖ’ye de destek olan hep ABD’dir. Dünya genelinde ABD’nin desteklediğine dair daha örnek vereceğimiz çok terör örgütü var ama Türkiye üzerinde terör eylemleriyle bilinen bunlar olduğu için yoğunlaşmamız bunlar üzerine olacaktır.
Terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı PYD-YPG’ye dünyanın gözü önünde tonlarca silah yardımı yapan ABD’nin PKK ilişkisi alenen ortadadır. DEAŞ’ı (İŞİD) ABD’nin desteklediğine dair birçok somut gösterge var ama eski ABD Başkanı Trump’ın “IŞİD’in kurucusu o. Obama IŞİD’i kurdu. Ve şunu da söylemeliyim, yardımcılığını da ezik Hillary Clinton yaptı.” sözü bizim için yeterli referanstır.
FETÖ’nün CIA tarafından peydahlandığı, eğitildiği ve yönlendirildiğinin son tescili 15 Temmuz hain darbe girişimi olmuştur. FETÖ’nün başının ve beyin kadrosunun ABD tarafından korunup, Türkiye’ye teslim edilmemesi de FETÖ’nün ABD tarafından beslendiğinin açık delilidir.
ABD, Türkiye’nin mi yoksa terör örgütü PKK’nın ve FETÖ’nün mü stratejik ortağı ve müttefikidir? ABD’nin ilişkilerine bakılırsa terör örgütleriyle stratejik ortaklık ve müttefiklik yapmaktadır.
ABD şeytani planları olmasa FETÖ’nün teröristbaşı ve terör örgütü mensuplarını Türkiye’ye teslim ederdi, değil mi?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu geçtiğimiz hafta bu konuya dikkat çekmek için “15 Temmuz’u FETÖ yapmadı” ifadesiyle başlayan bir cümle kurmuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Süleyman Soylu’nun tespitleri için “Üst düzey Türk yetkililerin tersi yöndeki açıklamaları bütünüyle gerçek dışıdır. ABD’nin Türkiye’deki gelişmelerden sorumlu olduğuna yönelik bu ve benzeri temelsiz ve sorumsuz iddialar, Türkiye’nin ABD ile NATO müttefikliği ve stratejik ortaklığıyla çelişmektedir” açıklamasında bulunmuş… ABD “müttefik ve stratejik ortak” lakırdısı yapacağınıza FETÖ örgütüne ait kim varsa Türkiye’ye teslim etse ya… Darbe yapmaya kalkanları, askerimizi, polisimizi şehit edenleri, masum vatandaşlarımızı öldürenleri koru ve kolla sonra çık “müttefik ve stratejik ortak” hikâyeleri anlat.
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği ‘‘Türkiye halkları Bahçeli’siz bir siyaset dönemine hazır olmalı” diyen firari FETÖ’cü Ergun Babahan’ın twitini resmi hesabından beğenmedi mi? Bu örnek bile başlı başına yeterli değil mi?
Türkiye’deki muhalefette aynı ABD gibi ikiyüzlüdür.
Joe Biden daha koltuğuna oturmadan ona dünyada ilk tebrik mesajı gönderen, “dört gözle çalışmayı bekliyoruz” diyen, “ABD Türkiye’ye demokrasi ve özgürlük getirsin” diyen CHP Genel Başkanı ve kadrosunun tüm yancıları “İşte duydunuz, işte gördünüz Süleyman Soylu 15 Temmuz’u itiraf etti” diye propaganda seferberliği başlattı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu katıldığı programda “15 Temmuz’u yapanlar sizi rahat bırakırlar mı? FETÖ mü yaptı 15 Temmuz’u? 15 Temmuz’u FETÖ yapmadı. Sizi rahat bırakmazlar. Ancak ayakta sağlam durursanız sizi rahat bırakırlar.” ifadesini kullanıyor. Programın sunucusu Candaş Tolga Işık ise “15 Temmuz’u FETÖ yapmadı ne demek?” sorusuyla cümleyi iyice açmasını istiyor ve Süleyman Soylu da 15 Temmuz hain darbe girişimin ardında ABD’nin olduğunu işaret eden şu cümleyi kuruyor : “FETÖ mü yaptı sadece diyorum. FETÖ bugün nerede duruyor? ABD’de. Beş bilinmeyenli denklem değil. Çok büyük matematik bilmeye gerek yok.”
Ama bugün terör örgütü PKK’nın, FETÖ’nün yanında saf tutan Türkiye’deki muhalefet buradan bile şeytani propagandalar çıkarmaya çalışmıştır. Hem FETÖ’yü kurtarmaya çalışıyorlar, hem de ABD ve onun maşası FETÖ yanında hizalandıklarını gizlemeye çalışıyorlar. Bir taşla iki kuş vurma dedikleri bu olsa gerek…
ABD Başkanı Joe Biden ne diyor: Türkiye’deki muhalefeti destekleyip, Erdoğan hükümetini devirmeliyiz.
Türkiye’de CHP’nin başını çektiği muhalefeti FETÖ tüm unsurlarıyla desteklemiyor mu?
Genel ve yerel seçimlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde FETÖ’nün temsilcileri, yorumcuları, yazarları bakın bakalım kimi desteklemiş?
“ABD’de Biden yönetimiyle ortak bir program hazırlayacağız.” diyen terör örgütü YPG’nin (PKK) başındaki Mazlum Kobani isimli teröristbaşı Türkiye’de HD(P)KK’dan sonra kime yakın?
Elbette “YPG terör örgütü değil, vatanını korumaya çalışan oluşum” diyen, Zeytin Dalı Operasyonu’nda YPG’nin zarar görmemesi için canını dişine takan Kemal Kılıçdaroğlu’na değil mi?
Siz hiç Kemal Kılıçdaroğlu’nun terör örgütü YPG’ye tonlarca silah yardımı yapan ABD’yi eleştirdiğine şahit oldunuz mu?
Duymadığımız gibi, katıldığı bir televizyon programında “ABD’nin terör örgütü YPG’yi nasıl desteklediğini biliyoruz.” diyen program sunucusuna “Türkiye’de beka sorunu yok, ABD’nin desteklediği YPG bize mi saldıracak?” diye kendini de tamamen YPG-ABD yanında açık etmiştir.
İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun “Terör örgütlerinin ve 15 Temmuz’un arkasında ABD var” vurgusu Türkiye’deki muhalefeti de ilgilendirdiği için hemen propaganda seferberliğine soyundular.
İşin en garip, en tuhaf tarafı ise Türkiye’deki muhalefet sürekli AK Parti hükümetini geçmişteki hatalarıyla, geçmişteki PKK, FETÖ tavizleriyle eleştiriyor ve bunlarla köşeye sıkıştırmaya çalışıyor ama şu an durdukları yer hem PKK, hem FETÖ yanıdır. Muhalefetin durumuna benzetme yaparsak aynı Ömer Faruk Gergerlioğlu gibiler.
Hem HD(P)KK milletvekili, hem de tüm FETÖ’cüleri savunuyor. CHP ve yancı ortakları da aynı bu durumdadır. Mevcutta PKK-FETÖ yanında saf tutup, şimdi PKK-FETÖ ile büyük mücadele eden AK Parti hükümetini suçlamak zekâ düzeylerini de ifşa ediyor. AK Parti’yi suçladıkları yetmiyor.
MHP’yi de AK Parti’nin geçmişteki yaptıkları üzerinden sürekli baskı altında tutmaya çalışıyorlar.
“AKP, PKK açılımı yaptı, AKP FETÖ’ye yol açtı” şeklinde sürekli propaganda yapıp, şimdi terör örgütü PKK ve FETÖ’ye ağır darbeler vuran, kaynaklarını kurutan, onlarla mücadelesini sürdüren AK Parti’yi suçlayıp, sırtını PKK ve FETÖ’ye yaslayıp nutuklar atmak tam da Türkiye’deki muhalefetin karakterine uygun bir durumdur. Aslında ortaya çıkan sonuç, Türkiye’deki muhalefetin düşmanlığı sadece Cumhur ittifakına yöneliktir.
Terör örgütü PKK ve FETÖ’den rahatsız olmadıkları birlikteliklerinden anlaşılmaktadır. AKP-MHP dendiğinde çıldırıyorlar fakat PKK-FETÖ dendikçe onlara daha çok sarılıyorlar.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerinin başını-sonunu kesip servis etmeleri, o servis ettikleri sözler üzerinden akıllarınca insanları aldatarak kendi ihanet ilişkilerinin üzerini örtmeyi denemişlerdir.
Artık şunu Türk milleti görmelidir. Türkiye’ye zarar vermeye çalışan terör örgütlerinin arkasında her türlü ABD vardır. Türkiye’de de ABD’nin yeni yönetimiyle “dört gözle çalışmayı” bekleyen bir muhalefet vardır. Denklem şimdi daha iyi anlaşıldı değil mi?
ABD, Cumhur ittifakı birlikteliğinden, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin milli duruşundan rahatsızdır. Çünkü ABD kendi ayakları üzerinde milli menfaatlerini koruyan Türkiye’yi değil, bölgede kendi menfaatleri için kullanacağı Türkiye’yi istemektedir.