Fosforlu Cevriye hikâyesi ve Heval Meral'in hezeyanları!
Ne ibrettir kızarmak bilmeyen çehren, bırak kardeşim tahsili; git önce edep, hayâ öğren.
M. Akif Ersoy
Bir davası, bir ideolojisi olmadan şu an parti genel başkanları içinde en çok siyasi gezgin olan, geze geze en son kapağı da CHP-HDP yanına yancı olarak atan Heval Meral, Biji Akşener’in izlediğim en iğrenç grup toplantılarından birine geçtiğimiz günlerde şahit oldum. Her grup toplantısını yalanla, hamasetle, iftirayla, inkârla iğrençleştiriyordu. Bu son grup toplantısında da iğrençliği pik yaptı. Çünkü buna mecburdu. HDP’li siyasi lağım çukuruna öyle düştü ki debelendikçe batıyor. HD(P)KK ve terörist Demirtaş sevdalısı Ekrem İmamoğlu’nun PKK’lı Pervin Buldan paylaşımı partisini öyle bir karıştırdı ki her kafadan ayrı ses çıkmaya başladı.
Ekrem İmamoğlu’nun PKK’lı Pervin Buldan paylaşımı sonrası, Heval Meral’in Kolpaçino’daki Sabri Abi’nin “Ben bu dünyadan değilim evladım” repliğini sergiler gibi “Sayın İmamoğlu’nun attığı tweeti arkadaşlarımızın çoğu beğenmedi. Fikirlerini ortaya koydular ben de saygı duyuyorum” şeklinde yaptığı açıklama, partiyi “ne şiş yansın ne kebap” atmosferinde yönetmeye çalıştığını gösterdi.
Sürekli Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye çemkirdiği gibi Ekrem İmamoğlu’na “Sen beni nasıl PKK’lı Pervin Buldan ile yan yana getirirsin?” diyemedi. Zaten bir rahatsızlığı yok da en azından parti içinde sözüm ona tepki gösterenlere en azından hamamın namusunu kurtarmış gözükürdü. Ne Ekrem İmamoğlu’nu ne de Pervin Buldan’ı incitmedi. Hatta “Ben değil, parti içindeki arkadaşlar tepki gösteriyor” duruşunu sergiledi.
Fakat İP’in yoğun bir şekilde HDP-PKK-Demirtaş ilişkisi tartışıldığı için bir gündem manevrası yapılması şarttı. Meral Akşener iğrenç bir uslüpla bir grup toplantısı gerçekleştirdi.
Onun adına biz utandık. Ne edep kalmış, ne hayâ… Hz. Ömer “Utancı giden kimsenin kalbi ölür” diyor ya… Âdeta ruhen ölü bir kadın kürsüden bağırıyor, çağırıyordu. Meral Akşener’in konuşma metinlerini hangi gerzek kaleme alıyor gerçekten çok merak ediyorum. Bu kadar iğrenç, bu kadar ikiyüzlülük barındıran bir üslup olamaz.
“Bana fahişe dediler” diye bir parti genel başkanı ekranlara doğru, Meclis kürsüsünde kendinden geçer mi?
Bu nasıl utanmazlık, bu nasıl ahlak yapısı?
9 AYLIK TORUNUNU SİYASİ İSTİSMARA ALET ETTİ
“Bahçeli, nikâh şahidi olduğu oğlumun çocuğuna, 9 aylık erkek torunuma ‘nesebi gayrisahih’ dedi” diyor. Bunu nerede dedi ahlakı tükenmiş kadın? Ben o kadar özel-genel sohbetine şahit oldum, genelde “Hanımefendinin şu yanlışı, bu yanlışı” diye eleştirileri olmuştur. Bir gün kaba, argo ifadesi olmamıştır. Sen herhâlde erkekler arasında belden aşağı fıkralar anlatan şahsınla karıştırıyor olmalısın…
MHP’de en son milletvekili adayı yapıldığın 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi Haber Türk gazetesine verdiğin röportajda Sayın Devlet Bahçeli’yi şu sözlerle öven sen değil miydin? :
“Devlet Bey tam bir Adanalıdır. Adanalıların sohbetleri muhteşemdir. Devlet Bey de çok hoşsohbettir. Fevkalade mizahi bir tarafı vardır. Gençleri çok sever. Samimi ve inanmış bir demokrattır. Son derece yardımseverdir ama yardımlarını gizli yapar. Çok iyi de bir stratejik akla sahiptir. Satranç oyuncusudur, hep 5 hamle sonrasını görür. Bazı şeyleri göze alır ama demokrasinin yanında durur. Partiye zarar getirecek bir şey Türkiye’ye faydalıysa, onu yapar. Rastgele konuşmaz. Çok edeplidir. Çocuğu yaşında birini de ceketini ilikleyerek karşılar. Devlet Bey’i kamuoyuna doğru düzgün anlatamamamız bizim eksikliğimizdir. Devlet Bey ile daha rahat ve sükûnet içinde çalışılıyor. Fikirlerimizi çok rahat ifade edebildiğimiz biri.”
Senin bu sözlerinden bir yıl sonra mı edep, adap, ahlak sembolü olan MHP Lideri Devlet Bahçeli değişti?
“Celal Adan hepimize ‘nesebi gayrisahih’, yani ‘sizin analarınız belli babalarınız değil’ dedi. Bu nasıl bir şuur altıdır?” dedi diyorsun.
Kandil’deki teröristbaşı Cemil Bayık’ın bile “MHP değişmek zorunda” dediği, FETÖ’nün tüm unsurlarının, CHP’nin ve bunlarla bağlı tüm uzantılarının “MHP’de değişim” istediği bir süreçte Celal Adan’ın açıklaması “Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bey’i hedef tahtasına koyanlar, aslında bir bütün olarak Türk milliyetçiliğini ve Türklüğü bölmek, eritmek ve kontrol altına almak istemektedirler. Biz bu gerçeği görüyoruz, biliyoruz ve sonuna kadar bu art niyetlilerle mücadele edeceğiz. MHP proje partisi değildir. Partimiz, nesebi gayrisahih birtakım sözde siyasi karakterlerin küçük akıllarına oyuncak olmayacak kadar büyüktür” şeklindeydi. Nerede burada “nesebi gayrisahih Meral Akşener” ifadesi? Siyasi bir tanımdan nasıl kendine bir namus anlayışı çıkarabildin Meral Akşener?
Gerçi “9 aylık erkek torununu” bile siyasette istismar eden bir kadından ne bekleyeceksiniz ki?
MHP’de siyaset yaptığı günlerde, bir zamanlar FETÖ’nün içinde bulunmuş kişiler kendisi hakkında “Meral Akşener’in kaseti var” dediklerinde şimdi iftira attığı MHP Lideri Devlet Bahçeli milyonların huzurunda bu konu için “Kan davasının özü namustur, 40 yıl da geçse hesabı sorulur” tepkisini göstermişti.
FOSFORLU CEVRİYE’NİN HİKÂYESİ
Edebi, hayâyı siyasi hayatından silip atmış olan Meral Akşener yine diyor ki; “Sayın Bahçeli Konya’dan üst kurul delegelerini çağırıp, bana ‘Fosforlu Cevriye’ dedi. ‘Fahişe’yi kastettiler. Ağlayarak yanımıza gelen gençlere, Bahçeli onların gözünde yerle bir olmasın diye Fosforlu Cevriye’nin aslında fahişe olmadığını, sert ve eli sopalı bir kadın olduğunu söylemek zorunda kaldım. Ben onu korurken, gelen gidene kahkahalarla bunu söyledi.”
Her şeyden önce Meral Akşener eğer bu konuda senaryo yazmıyorsa kendisine çarpıtarak laf taşıyan Konya Üst Kurul delegeleri kimse harbi onlarda bir düşük karakter ve şeref yoksunluğu hâli vardır. Çünkü “Fosforlu Cevriye” sıfatı MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye ait değil, Meral Akşener FETÖ operasyonu ile MHP’yi ele geçirme figüranlığı yaptığı günlerde “Topuklu ayakkabılarımı giyerim, Arena Spor Salonu’na girerim ve kürsüye çıkar konuşurum” dediği için “Topuklu ayakkabılarımı giyerim” vurgusu üzerinden sosyal medyada milletin kendisine verdiği sıfat olmuştur. Meral Akşener’in olur olmaz ortamlarda seri bir şekilde kahkahalar atması ve “Topuklu ayakkabılarımı giyerim” ifadesi birleşince sosyal medyada dalga konusu olarak, bu sıfata layık görülmesinin patentini MHP’de aramaya çalışması prosedür hatasıdır.
Hadi abla başka kapıya, MHP sıfat patenti dağıtmıyor!
O yüzden MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin kendisine “fahişe” dediğini iddia etmek ahlaksızlık, seviyesizlik ve alçaklıktır.
Meral Akşener’in iğrenç grup toplantısındaki en ahlaksız, en seviyesiz MHP eleştirisi de “Çoğunun da eşini tanırım. Çok samimi söylüyorum kız ya da erkek hiçbir torunumu bu adamların yanlarına bırakamam, korkarım. Acaba ne yaparlar diye” şeklindeki ifadeleri olmuştur.
Meral Akşener herhâlde kendi partisinin ve siyasi kölesi olduğu CHP’nin yöneticilerini eleştirecekti ama karıştırdı. Mesela İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem’in, New York’ta eş cinsellerle katıldığı pride yürüyüşündeki görüntülerinin ortaya çıkmasını eleştirecekti ama MHP’li yöneticilerle onu karıştırdı. Ya da sürekli taciz ve tecavüzlerle gündem olan ve bu durumu “CHP içinde taciz, tecavüz oldu mu oldu, tabii ki olacak” şeklinde savunan CHP’yi ve en son “çok ahlaksız bir sebepten” istifa etmiş olan CHP milletvekilini ya da kendisinin yerel seçim ortağı HDP’nin Kürt çocuklarını Kandil’e götürüp teröristbaşlarının koynuna sokup kızlı-erkekli tecavüz edilmesine aracı olmasını eleştirecekti herhâlde, dili sürçtü. Bu arada âdeta gölgen gibi yıllardır yakın korumalığını yapan polis memurunu yanından niçin göndermiştin Heval Meral?
BARZANİ KONUSUNDA FAKA BASTIN
Partisi İP, “HDP, PKK ve terörist Demirtaş” ilişkileri konusunda köşeye sıkışmış olan Heval Akşener, bu durumdan çıkış yolu olarak, Papa’nın Irak’ın kuzeyine yaptığı ziyarette ortaya çıkan Barzani yönetiminin hazırladığı bölücü pulla ilgili cazgırlık yapmayı denemiştir.
Demiş ki; “Peki Erdoğan’dan bir tepki duydunuz mu? Küçük ortaktan, şöyle okkalı bir Twitter tabelası gördünüz mü? Hayır. İşte size, iktidarın zikzaklarla dolu hazin hikâyesi. Sayın Erdoğan; bu kafayla gidersen daha çok konfeti temizlersin. Küçük ortağın da artık o pulla, İmralı’daki arkadaşına mektup göndersin.”
Şu ağza bakar mısınız?
Konuşmalarını hangi gerzek kaleme alıyor derken sizce haksız mıyım? Teröristbaşı Öcalan için “Serbest bırakılsın” diyen iki müptezeli Genel Başkan Yardımcısı yapan kendisi, partisi kurulurken kimlerle düşüp kalktıysa partinin program taslağına “Kürtlersiz bir Türkiye asla düşünülmemelidir. Böyle bir durumda, Fırat’ın ötesinin Kürdistan, batısının da Türkiye olarak kalmayacağı asla akıldan çıkarılmamalıdır” cümlesini koyduran kendisi,
“Gelecek yüzyılda Kürdistan statüsü olacak. Belki federal devletleri, belki bağımsız devletleri olacak” diyen terörist Demirtaş’ın serbest bırakılmasını isteyen ve serbest bırakıldığında onun kahvaltı yapma çağrısına samimiyetle uyacağını söyleyen kendisi, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere birçok büyükşehirde ittifak yapan kendisi… Şimdi kalkmış sözde Kürdistan pulu üzerinden nutuklar atıyor.
Vallahi utanmıyor, billahi yüzü kızarmıyor…
Barzani’nin “bölücü pulu” üzerinden Cumhur İttifakı’na saldıran ve nutuklar atan Heval Meral’e, Biji Akşener’e iki şey hatırlatmak istiyorum.
Birincisi, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile yaptığı toplantıya yanında danışman olarak götürdüğü Ali Serim’i, ikinci olarak ise Barzani’nin sözde bağımsızlık referandumu karşısında siyasi patronu olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun takındığı tavrı. Zaten kendisinin “Kürtlerin siyasal temsilcisi” olarak gördüğü HDP’nin bölücü duruşu ortada…
Onun sana “Meral Akşener üniversite yıllarında hocam oldu. Çok beğenirim kendisini” dediği ve senin de ona “Ali Serim benim bir öğrencimdir. Sevilen bir gençtir. İyi bir ailenin oğludur” dediğin Ali Serim kimdi Meral Akşener?
“Kurd Daily” adı verilen ve hizmet felsefesini “Kürdistan’dan en güvenilir haberler için... Dünya’ya özel bir pencereden bakarken, amacımız Kürdistan’da özgürlüğü, demokrasiyi ve insan haklarını desteklemektir” şeklinde yazılar yazan haber sitesinde açılımcı yazılar yazan kişi değil miydi?
“Kurd Daily” isimli sözde Kürdistan haber sitesinde “Türkiye’nin en ilerici olmayan (yani en gerici) partisi MHP’dir” yazıları yazan öğrencin, danışmanın Ali Serim’in sözde Kürdistan ilişkilerine ne diyorsun?
Diğer Kılıçdaroğlu konusu ise şu şekildedir. Barzani bağımsızlık referandumu yapmaya kalktığında AK Parti hükümeti ve Cumhur İttifakı buna şiddetle karşı çıkmıştı. Hatta bunu İran ve Irak merkezi hükümetiyle yaptığı diplomatik görüşmeler sonrası engellemişti. Peki siyasi kölesi olduğun Kemal Kılıçdaroğlu, Barzani’nin referandumu için ne demişti?
Gelin ne dediğini Özgürlük ve Sosyalizm Partisi Genel Başkanı Sinan Çiftyürek’in ağzından dinleyelim: “Kemal Kılıçdaroğlu görüşmemizde bütün milletlerin olduğu gibi Güney’in de referanduma gitmeye hakları olduğunu söyledi.”
Peki, CHP’nin Diyarbakır İl Başkanı o günlerde “Başkan Barzani halkına, özgürlüğü isteyip istemediklerini soruyor. Bu çok insani durumdur. Referandum demokratik bir yöntemdir” açıklamasını kimin talimatıyla yapıyordu?
O dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, Barzani’ye “Bölgesel Kürt Yönetimi bütün yumurtalarını sadece AKP sepetine koymasın. Çünkü AKP bugün var yarın yok. Bütün siyasi oluşumlarla ilişkilerin götürülmesi uzun vadede Bölgesel Kürt Yönetimi’nin de işine yarar. Şu an Türkiye gibi bir dostlarının olması hem merkezi Irak Hükümeti hem de Bölgesel Kürt Yönetimi için bir avantajdır. Bu avantajı kullanırken de olabildiğince geniş bir perspektifle, her kesimle diyalog kurmak daha faydalı olur” çağrısını yaptığında CHP’den hiçbir tepki gelmiş miydi?
Ya da başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP’lilere Meral Akşener’in bir tepkisi olmuş muydu? Elbette olmamıştı.
Ama Barzani’nin referandumu karşısında Kerkük’ü koruma duruşu sergileyen AK Parti hükümetine “Kerkük sözcüklerinin duyulacak kadar seslendirilmesi bile, tarafımızda memnuniyetle karşılanmaktadır” açıklamasını yapmak zorunda kalan da kendisiydi.
7 Haziran 2015 seçimlerinden hemen sonra sözde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Sözcüsü Sefin Dizayi ne olur ne olmaz Türkiye yönetimi noktasında diyerek CHP Genel Merkezi’ni ziyaret etmedi mi?
Hani hatırladın mı siyasi patronun Heval Kemal’in ihanetine MHP’yi bulaştırıp, şu an aynen senin birliktelik kurduğun gibi CHP-MHP-HDP koalisyonu kurmaya kalkmış ve MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’den hak ettiği cevabı almıştı.
İşin en ilginç tarafı da Barzani konusunda bu nutukları atan Meral Akşener’in bu konuşmasından sonra Barzani’ye “Mesut abi” diyen, Barzani’ye Dışişleri Bakanı ve Başbakan iken en çok tavizi vermiş Serok Ahmet sıfatlı Ahmet Davutoğlu’nu İP Genel Merkezi’nde ağırlamıştır. Bu Serok Ahmet, Barzani’ye “Bağımsızlık referandumunu şimdilik dondur sonra uygula” diyen kişi değil miydi Heval Meral? Heval Kemal, Heval Meral, Serok Ahmet tam da birbirini buldular.
ORTAĞIN HDP VE KANDİL, APO’NUN MEKTUBUNA DESTEK VERDİ
İstanbul seçimlerinden önce teröristbaşı Öcalan’ın bir mektubu yayınlandı. Bu mektupta en şüpheli taraf PKK ve FETÖ’ye sürekli sahip çıkan Bülent Arınç gibi birinin olayın içinde olmasıdır. Zaten mektup olayı CHP’nin kendi ihanet birlikteliğini kapatmaya ve seçimde sonuç almasına yaradı. İlginçtir Apo’nun mektubunda rol oynayan Bülent Arınç, İstanbul seçimlerinden bir ay sonra da Meral Akşener’i İyi Parti Genel Merkezi’nde ziyaret etmiştir. Bülent Arınç kadim dostu Meral Akşener’e herhâlde Apo’nun mektubunun tüm detaylarını anlatmıştır.
Meral Akşener diğer çapsız ve ihanet çizgisinde yürüyen ortakları gibi sürekli teröristbaşı Öcalan’ın mektubundan bahsediyor. Hadi edelim o zaman… Gerçi biz de bunlara defalarca şu soruyu sorduk, hiç cevap veremiyorlar.
Apo’nun mektubuna Meral Akşener’in ortağı HDP “Öcalan’ın mektubuyla bizim düşüncelerimiz örtüşüyor. Kararımız değişmedi, Ekrem İmamoğlu’nu ve CHP’yi destekleyeceğiz. HDP’nin İstanbul seçimlerine yönelik seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişiklik söz konusu değildir” açıklamasını yapmadı mı? Meral Akşener, HDP’nin bu açıklamasına gösterdiği bir kelimelik tepkisi olmuş mudur?
Kandil’deki sözde en üst düzey teröristbaşı konseyi “23 Haziran’daki tutumunu da Önder Apo’nun ortaya koyduğu bu ölçü belirlemiştir. Önder Apo’yla hareketimiz, Önder Apo’yla halkımız arasında özel savaşçıların anlamadığı ve anlayamayacağı tarihsel, toplumsal, düşünsel ve duygusal bir bağ bulunmaktadır” açıklaması yaparak Apo’nun mektubuna sahip çıktı. Meral Akşener, Kandil’in bu açıklamasına gösterdiği bir kelimelik tepkisi olmuş mudur?
İyi Parti’deki birçok zevzek yöneticinin serbest bırakılmasını istediği Terörist Demirtaş, teröristbaşı Öcalan’ın mektubu için “Öcalan’ın demokratikleşme ve barış için alacağı her türlü inisiyatifin yanında olacağımdan, başarısı için samimi çaba sarf edeceğimden kimsenin kuşkusu olmasın” açıklamasını yapıp, ardından “Bugün için, Sn İmamoğlu’nun söyleminin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü biz birlikte güzeliz. HDP’nin tavrını Genel Merkezimiz açıkladı zaten, biliyorsunuz. Eminim sahada da gereği yapılıyordur” dediğinde bu terörist ile kahvaltı hayali kuran Meral Akşener dostu Demirtaş’a ne tepki göstermişti?
Teröristbaşı Öcalan mektubunda “Bu çerçevede HDP’de vücut bulan Demokratik İttifak anlayışı, güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır. Cumhur ve Millet İttifaklarının bu gerçekliğine karşılık HDP’de ifadesini bulan Demokratik İttifak ve bağlantılı demokratik müzakere opsiyonu çözüm odaklı olmayı esas almıştır” demişti. Bunun üzerine Kandil, HDP, terörist Demirtaş “Önder Apo’nun mektubundan gerekli mesajı aldık, kararımız, stratejimiz değişmedi. Ekrem İmamoğlu’nu ve CHP’yi desteklemeye devam edeceğiz” açıklamasını yapmıştı. Bunu anlamayacak kadar mı embesil siyaset yapıyorsunuz?
Yahu sizin nasıl bir zekâ düzeyiniz var?
Bu seviyedeki zekânızla bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Apo’nun mektubu sonrası Kandil, HDP ve terörist Demirtaş “Kararımız ve stratejimiz değişti, Cumhur İttifakı’nı ve Binali Yıldırım’ı destekliyoruz” dedi de bizim mi haberimiz olmadı?
PAPAĞAN GİBİ DOĞU TÜRKİSTAN İSTİSMARI
Düşünüyorum, taşınıyorum Türkiye’de 50 bin kişiyi öldürmüş, asker ve polislerimizin katili terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla, sözde siyasetçileriyle iş birliği, ittifak yapan Meral Akşener’in Doğu Türkistan davası ile ne işi olur? İnanın bir cevap bulamıyorum. Doğu Türkistan nerede desen haritada gösteremeyecek bu tuhaf kadın siyasetçi, papağan gibi Doğu Türkistan diyor. Yaptıklarıyla söyledikleri birbirine bu kadar mı tezat olur?
Suriye’de Türkmenleri terör örgütü YPG’nin elinden kurtaracak Zeytin Dalı Operasyonu’na Türkiye’de ilk karşı çıkan partinin Genel Başkanı olarak Doğu Türkistan davasını istismar etmesi kadar iğrenç bir şey olabilir mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Doğu Türkistan konusunda “Hafta sonu Türkistan’daki camilerden gelen görüntüleri izlemeyeniniz yoktur. Görüntülerde insanlar Kaşkar’daki camilerimizde insanlar yiyip içip eğleniyorlar. Birçok mescit ve cami, kafe ve restorana dönüştürüldü” diye sesleniyor. Ama İslam ve sembolleriyle dalga geçen, aşağılayan ateist terör örgütü PKK’nın uzantılarıyla iş tutuyor? 8 ay İçişleri Bakanlığı yapıp, Soner Yalçın gibi CHP yancıları tarafından 80 yıl İçişleri Bakanlığı yapmış gibi abartıldığın süreç içinde terör örgütü PKK’nın yaktığı camileri, camiden çıkan cemaati kurşuna dizmesini hiç mi araştırmadın da bugün hem Doğu Türkistan üzerinden cami edebiyatı yapıyor hem de böyle bir terör örgütünün mensuplarıyla iş birliği yapıyorsun?
Utanmadan, yüzü kızarmadan, arlanmadan bir de Türkiye’den Doğu Türkistan’a ilk giden devlet adamı olan, Türkiye’deki Doğu Türkistan derneklerine maddi ve manevi her zaman destek olmuş olan MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi “Haydi küçük ortak, Perinçek’in elinde esir, onu anladık. Koltuk uğruna, Türklük davasından caymış, onu da anladık” sözleriyle hedef almış…
Yine işin garip tarafı da Barzani olayında vurguladığım gibi, Doğu Türkistan, Türklük istismarı yapan Meral Akşener bu konuşmasından sonra askerlerimizin Tunceli dağlarına yazdığı “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözlerinden alerji duyduğunu geçtiğimiz yıl çok açık bir şekilde ortaya koyan Ahmet Davutoğlu ile İP Genel Merkezi’nde buluştular.
Irak’ta, Suriye’de Türkmenleri satanlar, PKK, YPG, PYD ile iş tutup Türkmenlerin yüzüne bakmayanlar, YPG’ye yapılan operasyonlara karşı çıkanlar Cumhur İttifakı’na Doğu Türkistan davasını anlatıyor. Allah’ım sen aklımızı koru, sabrımızı muhafaza et…
SON SÖZ…
Heval Meral demişsin ki;
“Ölüm olsa da sonunda mücadele etmezsem namerdim. Öldürülsem de tek kişi kalsam da bu mücadeleden dönersem namussuzum, şerefsizim.”
Senin siyaset hayatın döne döne geçti. DYP’den ANAP’ın kapısına, oradan AKP kapısına, oradan MHP kapısına geçtin. En son kendini de Diyarbakır göçmeni ilan edip CHP-HDP kapısına bağladın… Dönmek senin mesleğin olmuş… Heval Meral, istediğin kadar dön ama MHP’ye, Ülkücülere bulaşma…
MHP gerçekten senin siyasi çirkefliğini kaldıracak seviyede bir parti değildir. Sen yıllardır bunu gösterdin, siyasi menfaatlerin için her şeyi yapabilecek karakterde ve yapıda birisin…
İhanetlerini örtbas etmek için gündem değiştirmeye kalkma, bizim derdimiz Türkiye’ye yapılan siyasi namussuzlukla ilgilidir. 9 aylık torununu siyasette istismar eden bir kadına biz de ne anlatıyoruz.
Hadi Heval Meral, bağlı olduğun CHP-HDP kapısına dön, MHP kapısı sana göre değil…