26 Kasım 2024
weather
-1°
Twitter
Facebook
Instagram

Trol algısına ve müptezel aklına eyvallahımız olmaz!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Trol algısına ve müptezel aklına eyvallahımız olmaz!

          Daha dün, terör örgütü PKK ve FETÖ’nün etkisindeki, proje olduklarını kendi ağızlarından ifade eden muhalefetin nasıl bir kara propaganda ve algı çalışması yaptığına dair örnekler verdiğim bir yazı kaleme almıştım. 15 Temmuz akşamından ve Cumhur İttifakı kurulduğu günden itibaren AK Parti ve MHP bunlar tarafından hedef yapıldı. Aralıksız saldırılarını sürdürüyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli sürekli saldırıların hedefinde…

          MHP’ye saldırılar aslında 1 Kasım 2015 seçimleri sonrası “ele geçirme” operasyonu olarak başlamıştı. Tüm operasyonu FETÖ organize ediyordu. Ama Kandil’deki teröristbaşı Cemil Bayık bile o günlerde “MHP de değişmek zorundadır. MHP de artık on yıllar öncesinin diliyle, yaklaşımıyla Türkiye siyasetinde yerini alamaz.“ açıklamasını yapıyordu.

          1 Kasım 2015 seçimleri sonrası, MHP’yi ele geçirme operasyonu yapanlar başarılı olmuş olsaydı, 15 Temmuz hain darbe girişiminin seyri daha farklı olacaktı. Düşünsenize MHP’nin başında “Askeri kalkışma kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin yanındayız” diyen MHP Lideri Devlet Bahçeli değil de, “1980 öncesi Fethullah Gülen’in dinlerarası diyalog modeli uygulanmış olsa sağdan soldan gençler ölmezdi.” diyen kadın figüran olsaydı nasıl olurdu?

          15 Temmuz darbe girişiminden saatler önce Analizi Harbiyeli isimli sosyal medya hesabından “Şunu da yazın, olmazsa bana hesap sorarsınız; 2 ay sonra Devlet Bahçeli MHP ile ilişiğini kesecek.” şeklinde twit atan, FETÖ üyesi olmaktan tutuklu Jandarma Kurmay Albay Ömer Kulaç’ın bu mesajı bu manada önemli bir delildir.

          Türkiye’yi ele geçirmenin yolunun MHP’yi ele geçirmekten geçtiğini bilenler ilk önce bunu denemişti. MHP konusunda başarısız olunca 15 Temmuz günü direkt Türkiye’yi ele geçirme sahnesini kanlı olarak uygulamaya koydular. AK Parti hükümetinin ve MHP’nin dik ve kararlı duruşu bu kanlı oyunun bozulmasını ve engellenmesini sağladı. İşte o gün akşam AK Parti-MHP geçmişte tüm yaşananları bir kenara bırakarak, vatanın işgalden kurtulmasına yönelik sağduyu ve cesaret etrafında birleşmiştir.

          İşte bu birliktelik 15 Temmuz’un sonucunu başaramayanları çıldırtmıştır. Çünkü beyinlerinde hain 15 Temmuz ruhu hep yaşadığı için sorguladıkları hep “AK Parti ve MHP, Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli nasıl yan yana gelir, iş birliği yapar, ittifak kurar?” şeklindedir.

          “Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli’ye; Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan’a neler söyledi, nasıl yan yana gelebiliyorlar?” şeklinde hem AKP tabanını, hem MHP tabanını ayrı ayrı tahrik etmeye, aralarına fitne salmaya çalışmaları bu yüzdendir.

          Sürekli AK Parti ve MHP’nin kanlı bıçaklı olduğu günlere hafızaları sabitlemeye ve mevcutta yapılanları ve yapılacakları perdelemeye çalışıyorlar. Kendilerinin durduğu yere bakmıyorlar, hep geçmişte yaşananlarla milleti hipnoz etmeye çalışıyorlar.

Oysa ne demişler: “Devamlı dikiz aynasına bakarsan önünü göremezsin.”

          Dikiz aynasına zamanında, yerinde ve kontrollü bakarak yapılan yolculuk en güvenli yolculuktur. Geçmişten ders ve tecrübe çıkarılarak yapılan yolculuk en sağlıklı yolculuktur.

          Türkiye’deki proje muhalefetin hâli, FETÖ’cü olup PKK’nın siyasi uzantısı HDP’de milletvekilliği yapan Ömer Faruk Gergerlioğlu profilinde olduğu için hem birlikteliklere hem de propaganda tarzlarına şaşırmıyoruz. Mevcut ihanet birlikteliklerini perdelemek için geçmişte AK Parti iktidarında yaşananlar üzerinden sürekli MHP’nin hassasiyetlerini kaşımak istiyorlar. Genelde sabit propaganda cümleleri şu: AKP iktidarında PKK ile Oslo, Habur, Dolmabahçe, çözüm süreci yaşandı, Ülkücülere hakaretler edildi. Şimdi nasıl bunlarla nasıl berabersiniz?

          Bu cümleyi kuranlar genelde CHP’liler, İP’liler, FETÖ’cüler ve bunların yancıları olmaktadır. İlginç olan tarafı ise şu an bunların hepsinin sığındığı liman HD(P)KK olmuştur. Her konuda iş birliğini ve ittifakı HD(P)KK ile yapıp, AKP’nin geçmişteki yanlışlarını sürekli gündemde tutarak hem kendilerine maske sağlıyorlar hem de MHP-AKP içinde aklı karışıklar yaratmaya çalışıyorlar.

          Sanki geçmişte yaşanan bu ihanet süreçleri devam ediyor, MHP de bunlara destek oluyor gibi propagandasını yapıyorlar, oysa terör örgütü PKK’ya en ağır darbe son 5 yılda vuruldu. Son 5 yılda toplam 17.600 terörist öldürülmüş ama bunlar HD(P)KK’yı her manada korumak için kalkan olurken bile aynı propagandaya devam ediyorlar. Muhalefetin karaktersizi de böyle oluyor.

          CHP’nin, İP’in milletvekilleri, trolleri, yazarları sürekli videolar yapıyor “Dün böyle dediniz, bugün böyle” şeklinde… En son Tuncay Özkan ve Mehmet Bekaroğlu yaptı. Bu adamlar gerçekten acınacak hâldedir. MHP’nin AK Parti iktidarında karşı çıktığı atmosfer ile 15 Temmuz ve sonrasında oluşan atmosfer aynı mı?

          Aynı diyorsanız AK Parti hükümeti ve Cumhur İttifakı şimdi PKK’ya kan kustururken, HDP’ye bölücü nefesi aldırmaz iken siz niye HD(P)KK’ya çıldırmış gibi sahip çıkıyorsunuz?

          Terörist Demirtaş’ın yalanmadık yerini bırakmadınız, utanmadınız bir de şeref madalyası taktınız.

          Aslında bu embesiller hep kendi kendini yalanlıyor. Cumhur İttifakı kurulduğu günden itibaren “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Bahçeli’yi esir aldı” propagandası yapıyorlardı. Bu tutmayınca bu sefer “Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan’ı esir aldı” demeye başladılar. Kimsenin kimseyi esir aldığı yok ama bunlar PKK’nın, FETÖ’nün esiri olmanın dayanılmaz ezikliği, aşağılık kompleksi ile sürekli fitne servis ediyorlar.

          Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Lideri Devlet Bahçeli terörle mücadelede birleşti, Karabağ’ın işgalden kurtulmasında birleşti, Kıbrıs’ın zihniyet olarak Rumlaştırılmasını önlemede birleşti, Barzani denen çapulcunun bağımsızlık referandumuna karşı birleşti, tarihi ülkü olan Ayasofya’nın ibadete açılmasında birleşti, FETÖ mücadelesinde birleşti, Irak ve Suriye’de Türkmenlere sahip çıkmada birleşti. İşte bu ve benzeri milli ve manevi konularda güçlü birliktelik bunları çıldırtmaya yetmektedir. O yüzden hep eski defterleri açmaktadırlar.

          “Geçmişte Erdoğan Bahçeli’ye, Bahçeli Erdoğan’a şunları dedi” diyen trollerin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 7 Haziran seçimleri sonrası “AKP ile koalisyon kurulmazsa çok üzülürüm”, “AKP ile ön yargısız, kırmızı çizgisiz, 17-25 Aralık’ı dayatmadan, Türkiye için her türlü ödünü vermeye hazırız” ve ‘’AKP ile ön yargısız bir şekilde görüşeceğiz; 17-25 Aralık konusunda rövanşist olmayacağız’’ diyordu.

          Meral Akşener’in yardımcıları, milletvekilleri de 2018 seçimleri sonrası “AKP, MHP’ye muhtaç değil, destek verilmesi gereken konu olursa biz İYİ Parti olarak varız” açıklaması yapmıştı. İşte bunlar bu kadar yüzsüz, bu kadar sahtekârdır.

          Şimdi bunların trolleri işte MHP’yi ve bizim gibi yazarları geçmişte AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında yazdığımız yazılardan eleştiriyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’de en fazla dava açtığı ve 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar ömrünü adliyede geçirmiş bir yazarım. Hakkında 38 dava açılmış benim gibi yazara “Geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AKP’ye bu eleştirileri yapmışsın, bu tiwitleri atmışsın” diyenler de Kemal’in, Meral’in, FETÖ’nün, PKK’nın trolleri…

          Vefası, ahlakı, ölçüsü, Ülkücüye yakışır bir hayat tarzı olmayan müptezelin biri de şimdi oturduğu CHP, İP, HD(P)KK kucağından benim 2013 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında attığım twiti yeniden paylaşıyor. İşin garip tarafı o dönem Recep Tayyip Erdoğan’ın Ülkücülere yönelik ağır sözlerine ben tepki gösterip mahkemelerde yargılanırken, o müptezel AKP saflarında sıfat taşıyıp sus pus oturuyordu. Şimdi de CHP, İP, HD(P)KK safından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye saldırıyor.

          Tüm trollere, tüm müptezellere tekrar tekrar söylüyorum. 15 Temmuz hain darbe girişimi gününe kadar yaptığım hiçbir Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti eleştirisinden pişmanlığım yoktur. Türklüğe yapılanlar, Ülkücüye edilen hakaretler, Oslo, Habur, Dolmabahçe, çözüm süreci, BOP, FETÖ, ABD, AB ilişkileri ve benzer konularda zaten Türk milliyetçisi ve Ülkücü olanların olması gereken duruşu bellidir. Yazılarımız ve mücadelemiz bunlara yönelik olmuştur. Zaten o yazılarımın birçoğu kitaplaştırılmış şekilde piyasadadır. Geçmişe dair sadece şöyle üzüntüm olabilir; keşke Cumhur İttifakı’nın milli yönü Türkiye’de daha önceden kurulsaydı.

          15 Temmuz sonrası kurulan Cumhur İttifakı’nın ve Sayın Erdoğan ile Sayın Bahçeli birlikteliğinin bugün hangi hainleri çıldırttığına bakılırsa, durduğumuz doğru nokta daha net anlaşılır. Dün, biz PKK açılımına şiddetle karşı iken bugün 17.600 terörist öldürülmesini destekliyorsak bu bizim yanlışımız değil, bizi AKP’nin dünüyle eleştiren HD(P)KK ortağı CHP’nin, İP’in ahmaklığıdır. Bu siyasi ihanet çetesi olan ahmaklara kimse kanmamalıdır. PKK-FETÖ safına geçip, “AKP ile niçin ittifak kurdunuz?” sorgulaması yapanlar, Türkiye üzerindeki hain planlarını rahat uygulayabilmek adına Cumhur İttifakı arasına nifak sokmak için çaba göstermektedir.

          Türk milletinin varlığının, birliğinin güçlü korunması noktasında Cumhur İttifakı’nın birliği, Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’nin dostluğu daim olmalıdır. Bu birlikteliği bozmaya çalışan kim varsa emin olun karanlık hesapları olan Türkiye düşmanlarıdır. İşte bu yüzden Allah bu birlikteliği, birliği bozmasın vazgeçilmez duamızdır.

Biz, dün de yaşananları çok iyi biliyoruz, bugün de yaşananları…

          Biz, dün nelere karşı mücadele verdiğimizi biliyoruz, bugün hangi oyunları bozduğumuzu da biliyoruz. O yüzden ne müptezel aklına, ne trol algısına eyvallahımız olmaz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *