Namertler, mertleri kendisiyle karıştırmasın!
Geçmişte Fazilet Partisi ve Refah Partisi’nde Diyarbakır Milletvekili olan ve Kürtçü kimliğiyle tanınan Ömer Vehbi Hatipoğlu, Independent Türkçe’ye çeşitli açıklamalar yapmış, birçok haber sayfası da o açıklamalar üzerinden “Devlet Bahçeli, AKP ve Erdoğan’a tuzak mı kuruyor?” başlıklı haberler üretti.
HDP’nin kapatılması konusunda en net duran MHP ve Lideri Devlet Bahçeli olduğu için Ömer Vehbi Hatipoğlu’nun HDP’nin kapatılmasına yönelik açılan davanın gündemiyle ilgili “Ben şunu çok net söylüyorum. Bu da gizli kapaklı bir şey değil. Benim kanaatim çok net. Adalet ve Kalkınma Partisi yaklaşık 2-3 aydan beridir ciddi bir komployla karşı karşıyadır. Adalet ve Kalkınma Partisi kendi silahıyla vurulmak isteniyor. Adalet ve Kalkınma Partisi’ni bitirmek için uluslararası şebekeler ne kadar faaliyette ise Adalet ve Kalkınma Partisi’nin dost zannettikleri bazı unsurlar da bu kuyu kazmakta onlara yardımcı olmaktadır” cümlelerini kurması doğal olarak haberleri MHP üzerinden şekillendirdi.
HDP’nin kapatılıp-kapatılmaması MHP’nin meselesi değil, Türk milletinin meselesidir. Türkiye’yi bölmeye çalışan, askerimizi, polisimizi şehit eden, masum insanları öldüren, halkın can ve mal güvenliğine kasteden, milli ve manevi değerlere saldıran, ABD başta olmak üzere diğer emperyalist ülkelerden silah yardımı alarak ülkemizde ve bölgemizde terör estiren PKK terör örgütüne yardım ve yataklık eden HDP’nin kapatılması sadece ne MHP’nin meselesi olarak görülebilir, ne de AK Parti’ye tuzak olarak gözükebilir. Bu bakış açısı yanlış, sinsi ve HDP’yi korumaya yöneliktir.
Askerimizi, polisimizi şehit edenlerden, masum insanlarımızı öldürenlerden hesap sorulmasın mı?
HDP’nin suç işleme imtiyazı mı var?
HDP’ye Anayasa, hukuk, yasalar sökmüyor mu? AK Parti hükümeti, Türkiye’yi bu bölücü mikrop yuvasından kurtarınca tuzağa mı düşmüş oluyor?
Kaldı ki, davayı ne AK Parti, ne de MHP açmıştır.
Davayı açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığıdır.
HDP gibi bir partiye kapatma davası açılmayıp ne yapılabilir?
Mesela teröre yardım ve yataklıktan dolayı “demokrasi ödülü” falan mı vermeyi düşünüyorsunuz?
Ömer Vehbi Hatipoğlu gibiler gerçekten tuhaf bir zekâ sahibidir.
“Uluslararası şebekeler” bir taraftan terör örgütü PKK’ya silah yardımı yaparak, bir taraftan AK Parti hükümetinin iş başında olduğu bir dönem HDP’ye kapatma davası açtırarak bir taşla iki kuş mu vuruyor?
Ömer Vehbi Hatipoğlu, ne diyorsun yani?
ABD ve diğer ülkeler PKK’ya silah yardımı yapsın, HDP de bu terör eylemlerinde terör örgütü PKK’ya destek mi olsun?
Kimse bunlara dokunmadan bu terör düzeni devam mı etsin?
Hayırdır, ABD’nin terör örgütü PKK’ya yaptığı silah yardımından komisyon mu alıyorsun Ömer Vehbi Hatipoğlu?
Dünyanın neresinde HDP gibi terör örgütünün uzantısı bir partiye hayat hakkı tanınıyor?
Bir tane örnek göstersene?
Bir tane örnek göster, biz de HDP ile uğraşmaktan vazgeçelim. Hadi Ömer Vehbi Hatipoğlu bekliyoruz.
Terör örgütünün partisi olmaz. Olur diyorsanız karşılığı da bundan öncekilerde olduğu gibi kapatılmaktır.
Ama bu sefer önceki kapatmalardan farklı olmalıdır. Yeni yasal düzenlemeler yaparak terör örgütü PKK’nın adını dahi anamayacak hâle gelmelidirler. Mevzu sadece terör örgütü PKK değil, FETÖ, İŞİD ve diğer terör örgütleri için de geçerlidir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran irade olan TBMM’de Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalışanlar kara leke olacak, hazineden trilyonlarca para alıp terör örgütüne her türlü desteği sağlayacak ve bunlara “demokrasi, özgürlük” kılıfı öne sürülerek dokunulmayacak… Böyle bir dünya neredeyse gösterin biz de bilelim…
Ömer Vehbi Hatipoğlu tek kişi zihniyeti değil elbette. CHP, İP, Deva, Gelecek, Saadet gibi partiler ve bunların uzantıları da sürekli aynı gerekçelerle propaganda yapmaktadır.
Akıllarınca AK Parti hükümetini ürkütecekler… Ve bunu da “MHP tuzak kuruyor” servisi yaparak atmosferini oluşturmaya çalışıyor.
Genel ve yerel seçimlerde de “AK Parti, MHP yüzünden Doğu ve Güneydoğu’da oy kaybedecek” diye yine ürkütmeye dayalı propaganda yapmışlardı.
Oysa AK Parti ve MHP’nin oyu her iki seçimde de artmış, AK Parti terörle mücadelede en başarılı olduğu bu dönemde HDP’nin kale gördüğü yerlerde belediye başkanlıklarını kazanmıştı.
Hatta öyle bir şaşırmışlardı ki, Yalçın Doğan isimli MHP düşmanı yazar bile “Asıl şaşkınlık, MHP güneydoğuda oylarını nasıl arttırdı?” diye sormuş ve “Kürt politikasında en katı, en milliyetçi söylem MHP’den geliyor ve fakat bölgede MHP oyları artıyor!” diye hayretlerini kaleme dökmüştü.
Doğu ve Güneydoğu’da HD(P)KK ile mücadele aynı zamanda Kürt kökenli kardeşlerimizi kanlı terör kenesinden kurtarmak demektir.
Günümüzde HDP’ye sahip çıkanlar ya HD(P) KK ile aynı düşünceleri taşıyor ya da Cumhur İttifakı’nı devirebilmek adına HDP’yi siyasi proje aparatı olarak görüyor. Bunun dışında insan olan, vicdanı ve merhameti olan, hukuka ve adalete inanan kişi “HDP kapatılmasın” diyemez. HDP konusuna bu çerçevede bakarsanız kimin nerede durduğunu daha iyi anlarsınız.
HDP, Nevruz Bayramı’nı bahane ederek yaptığı son açık hava toplantılarında yine İmralı ve Kandil’e sırtını dayadığını göstermek dışında bir şey yapmadı. Hem de hakkında kapatılma davası açıldığı hâlde…
HDP eş başkanları, milletvekilleri teröristbaşı Öcalan’ın ismini ağzından düşürmedi… Ama ortakları bu durumdan hiç rahatsız değil. Tüm bunlara rağmen HDP’den çok HDP’nin kapatılmasına karşı çıkıyorlar.
Gerçi HDP Eş Başkanı Mithat Sancar’a “Öcalan ve PKK konusunda CHP ile aranızda bir sorun var mı?” diye sorduklarında “Hiçbir sorun yok” diye cevap vermişti.
Hâl böyle olunca CHP ve siyasi kuyrukları HDP’ye canla başla sahip çıkıyor. “PKK’ya sırtını dayamış HDP ile ne işimiz var?” diyemiyor.
HD(P)KK ile yan yana olanlar ürkmüyor da terörle mücadelede dünyaya meydan okuyup, mücadelesinden adım atmayan Cumhur İttifakı mı ürkecek?
MHP Lideri Devlet Bahçeli, kimseye tuzak kurmayacak kadar mert birisidir. Ama Türk milletine tuzak kuranlara karşı da tavizsizdir.
Türk milletine namert tuzak kuranlar, MHP’yi kendileriyle karıştırmasın…