Zevzek partinin maceraları sürüyor!
Cumhuriyet Gazetesi “MHP lideri Devlet Bahçeli, bir emekli amiralin ismini de vererek, yayımlanan bildirinin ‘sizinle bağlantılı olup olmadığını’ sorguladı, ilginiz var mı?” diye soru yöneltmiş, Meral Akşener de “Amirallerin bildirisiyle ilgili olarak, ilk dakikadan itibaren dikkatimizi çeken bir nokta var. Kısa bir dönem partimizde görev almış ancak sonra kendi isteğiyle ayrılmış bir emekli amiral üzerinden bu mesele “İYİ Parti ile birlikte anılsın” istediler. Dikkat buyurun, MHP’nin gazetesi, televizyonu, yandaş yayın organlarında, ortak bir dille, emekli Amiral Ergün Mengi üzerinden, konuyu İYİ Parti’yle ilişkilendirmeye çalıştılar.” şeklinde cevap vermiş… Meral Akşener 104 emekli askerin bildirisine ilk tepkisinde “zevzeklik” demişti. Kendi partisinden ve CHP’den bu ifadesine yönelik tepkiler gelmeye başlayınca bir daha bu tür ifade kullanmamaya dikkat etti.
Hadi kabul edelim bildiriyi kaleme aldığı söylenen emekli Amiral Ergün Mengi partiden ayrılmış birisi, ya bildiri yayınlanır yayınlanmaz bildiriye destek olan üç İP’li vekiline ne diyecek Meral Akşener?
“Nasreddin Hoca’nın yanında seslice yellenen biri, kabahatini örtbas edebilmek için ayağını tahtaya sürtmeye başlamış. Hoca gülümsemiş; - Haydi sesini uydurdun diyelim. Ya kokusunu ne yapacaksın?”
Meral Akşener’in hali de aynen böyledir.
“Zevzeklik” dediğin bir konuda partinin milletvekilleri herkesten önce bildiriye destek veriyorsa elbette malum bildiri sizin partiyle anılır.
Meral Akşener ilk açıklamanda “Bu bir zevzekliktir. Partimiz demokrasinin yanında, Türkiye’nin demokrasisinin yanında, vesayet ve diğer odaklarının net bir biçimde karşısındadır.” dediysen, partin içindeki milletvekilleri bildiriyi destekleyen kişiler olduğuna göre senin bu sözlerine göre onlar demokrasinin karşısında yer almış olmuyor mu?
İP Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Aytun Çıray, “Bir tabip teğmen olarak altına imzamı atıyorum” ifadeleriyle, İP Erzurum Milletvekili Naci Cinisli “İşini ehliyle yapmış, ununu elemiş eleğini asmış emekli devlet memurunun tecrübelerini aktarmasından rahatsız olan, korkan, bunu fırsata çevirmeye çalışan iktidar acizdir” ifadeleriyle ve İP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili aynı zamanda 103 emekli amiral bildirisine imza atan Ergun Mengi’nin Başkanı olan Ahmet Erozan ise “126 emekli Büyükelçi Montrö Sözleşmesi konusunda bundan üç gün önce bir bildiri yayınladığında iktidar ‘Monşer’lere kulak asmadı... 103 emekli Amirale kükremesinin sebebi demek ki Montrö Sözleşmesi olamaz... Mesele Deniz Harp Okulu mezunu bile olmayan ‘Tarikatçı Amiral’...” dediğinde Meral Akşener bunlar hakkında bir parti disiplin soruşturması açtırdı mı?
Açtırmadığına göre ilk açıklamasına göre kendi milletvekillerinin “demokrasinin karşısında, vesayet ve diğer odakların yanında” olduğunu kabullenmiş olmuyor mu? Gerçi Meral Akşener’in bir dediği diğerini tutmadığı için ne söylense zaman kaybıdır. Meral Akşener bu konuyla ilgili ne açıklama yaptıysa hep bir önceki açıklamasını tekzip etmiştir.
“MHP’nin gazetesi, televizyonu, yandaş yayın organlarında, ortak bir dille bildiriyi bize bağladı” diyorsun ama kendi 3 milletvekilinin açıklamalarının ortada olduğunu göremiyor musun?
Meral Akşener “Bildiriye imzamı atıyorum” diyen İP Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Aytun Çıray’a ne diyebilir ki, adam “Akşener ile görüşüp, merkez parti kurmasını önerdim.“ diyen kişidir. Aytun Çıray Meral Akşener’e akıl verirken CHP milletvekiliydi.
Yani CHP’den İP’e parti komiseri olarak gelmiş bir kişidir.
Biliyorsunuz Aytun Çıray Türkiye’deki ve bölgemizdeki gelişmelerde İP adına hemen ön alan bir adamdır. Bildiri olayında bunu yaptığı gibi, Türk Ordusu’nun terör örgütü YPG’ye yönelik gerçekleştirdiği ve 4600 YPG’li öldürdüğümüz “Zeytin Dalı Operasyonuna” Türkiye’de İP adına karşı çıkan ilk açıklamayı yapmıştı. Hem de partinin sözcüsü ve Genel Sekreteri olarak aynen şunu demişti: “İyi Parti tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyecek ve beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına tamamen karşı”
Meral Akşener ve kadrosunun her konuda yaptığı tek şey laf salatasıyla, sürekli inkârlarla ve cambaza bak oyunlarıyla ihanetlerini, çapsızlıklarının üzerini örtmeye çalışmak oluyor.
Parti kuruluyor, parti programına terör örgütü PKK’nın, teröristbaşı Öcalan’ın talepleri, kavramları konuluyor. Hiçbir şey olmamış gibi kenara çekiliyorlar.
Meral Akşener o olayda da “Programa sokulmak istenen 15 sayfalık bölüm, Abdullah Öcalan’ın ‘konfederasyon modeli’ ve ‘bölgesel çözüm’ dediği görüşlerin akademik dille yazılmış hâliydi.” açıklamasını yapmıştı. Kimse de çıkıp “15 sayfalık PKK talebini parti programınıza sokan kim, partiyi kurarken PKK’lılarla mı çalıştınız?” diye sormadı. Bu vahim konu da arada kaynadı gitti. Emekli askerlerin bildirisinde de ikiyüzlü, samimiyetsiz, anlık, günlük değişen açıklamalara bakarsanız bu konu da arada kaynayıp gidecektir.
Bunlar gerçekten değişik bir siyasi model…
Bir genel başkan yardımcıları Ekrem İmamoğlu’nun HDP-terörist Demirtaş aşkıyla ilgili soruların içinden çıkamayınca kapı kapı, miting miting oy istedikleri Ekrem İmamoğlu için “Bizim adayımız değildi” demişti…
Bunlar için hayat işte bu kadar kolaydır.
Yarın da çıkarlar bu kadar ihanete imza atan Meral Akşener için “Bizim genel başkanımız değildi” derler…
Derler mi?
Vallahi derler, çünkü bunlar gerçekten İYİ kafa yapan içecek kullanıyorlar…