27 Kasım 2024
weather
1°
Twitter
Facebook
Instagram

Muhalefetin Sedat Peker ikiyüzlülüğü ve oyun içinde oyunlar

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Muhalefetin Sedat Peker ikiyüzlülüğü ve oyun içinde oyunlar

          Sedat Peker’in videoları ve açıklamaları gündemde tartışılmaya devam ediyor. Türkiye’deki karaktersiz muhalefet yine bildiğiniz ikiyüzlülüğüne bu konuda da devam ediyor. Amaçları gerçekten hukuk, adalet, temiz toplum değil…

          Sadece bu kavramların istismarını yapıyorlar. Tek amaçları, “Sedat Peker’in açıklamaları üzerinden iktidara, hükümete yönelik bir atmosfer oluşturabilir miyiz?” düşüncesidir.

          “Sedat Peker’in açıklamaları doğru mu yalan mı?” demeden tüm umutlarını onun açıklamalarına bağlamış durumdalar. Sedat Peker’in açıklamalarını gündemde tutan, yayan ve o açıklamaların içeriğini dolduran-sündüren hep tarifini yaptığımız bu karaktersiz muhalefet olmaktadır.

Bu ikiyüzlülerin başında da Meral Akşener gelmektedir.

          Sedat Peker’in açıklamaları üzerinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu istifaya davet eden Meral Akşener’i 2019 yılında aynı Sedat Peker hedef alarak ‘’Parti başkanı @meral_ aksener suç duyurusunda bulunacaksa 1997’de işlenen barmen cinayetinin hemen sonrasında kendisi İçişleri Bakanı’yken, ortak tanıdığımız birinin gizli organizasyonuyla benimle niçin görüştüyse, asıl bunun için suç duyurusunda bulunmalıdır.

          Meral Akşener (@meral_aksener) suç duyurusunda bulunacaksa İzmit’teki Welborn Otel’de Gürkan Turizm’in sahibinin oğlunun 2014 yılındaki sünnet düğününde yerel televizyoncuların kameralarının kapattırılmasını düğün sahibinden isteyerek bir kenarda birçok şahidin huzurunda @meral_aksener benimle kulaktan kulağa ne konuşmuştur? Bence bununla ilgili suç duyurusunda bulunması daha doğru olacaktır.’’ açıklamasını yapmıştı. Bu açıklamalar karşısında Meral Akşener istifa yoluna mı gitmişti yahut onu istifaya davet eden bir CHP, bir HDP olmuş muydu?

Meral Akşener, bu iddialara karşı bir cevap vermiş miydi?

          Ben araştırdım, o günlere dair bir cevabına rastlamadım. Sanırım kendisi ve yancısı olduğu partilerin hepsi o günlerde üç maymun rolünü oynamış…

          Sedat Peker’in her dediğini doğru kabul ediyorsanız, bir cinayet sonrası İçişleri Bakanı iken “gizli organizasyonla” Sedat Peker’le görüşmesinin gizemini Meral Akşener’e niye soran olmamıştır? Meral Akşener 2014 yılında Sedat Peker’le kulaktan kulağa ne konuşmuştur? “Mafya, suç örgütü lideri” sıfatları üzerinden hükümete yönelik bol bol nutuk atanlar, o günlerde niçin bir hassasiyet yansıtmamıştır?

          Mesela aynı Sedat Peker 2016 yılında dönemin CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin hakkında da “Gürsel Bey’in Ulaş isminde çok beyefendi bir oğlu var. Ayrıca akrabası olan Yener isminde benim bir çocukluk arkadaşım var. Yener kardeşim beni arayarak Gürsel Bey’in selamını ileterek oğluyla tanıştırmak istediğini söyledi. Evime gelip bana şeref verdiler. Sohbetler ettik, kendilerinin isteği üzerine fotoğraflar çekildik.

          Aradan zaman geçince Gürsel Bey ile Taksim Gümüşsuyu’ndaki CVK Bosphorus otelin lobisinde karşılaşıp selamlaştıktan sonra, karşılıklı hal hatır sorarak biraz sohbet ettik. Çok samimi, çok sıcak, çok dostane bir sohbetti (Otel güvenlik sistemlerinde bunlar zaten mevcuttur.). “ açıklamasını yapmıştı.

          Yani günümüzdeki tartışmalar başlamadan yıllar önce Sedat Peker’le düşüp kalkanlar, bugün Sedat Peker’in açıklamaları üzerinden nutuk atıyorlar. Kendileri görüşürken “mafya, suç örgütü lideri olmayan Sedat Peker” konu hükümete gelince âdeta birbirleriyle yarışarak “mafya, suç örgütü lideri” üzerinden destan yazıyorlar.

          Ortaya çıkan iddiaların, suçlamaların, iftiraların hepsi araştırılsın, sorgulansın, kimsenin kafasında soru işareti kalmasın… Ama buradaki ikiyüzlülüğü de herkesin görmesi gerekiyor.

          Muhalefet öyle aciz bir hâldedir ki, terörist Demirtaş’ı hapisten kurtarsalar ya onu ortak Cumhurbaşkanı adayı gösterecekler ya da tüm umutlarını bağladıkları Sedat Peker’i ortak Cumhurbaşkanı adayı göstereceklerdir. Sedat Peker’in de bu ilgi hoşuna gidiyor olmalı ki, sosyal medya sayfasında nerede HD(P) KK’lı, DHKP-C’li, FETÖ’cü, devrimci, komünist artıkları var onların yorumlarını, haberlerini paylaşmaktadır.

          Ben tekrar Meral Akşener’in ikiyüzlülüğüne dönmek istiyorum. Sedat Peker’in açıklamaları üzerinden Türkiye’de siyasi konum belirlemeye çalışan CHP ve HDP’ye figüranlık yapan Meral Akşener’e geçtiğimiz hafta yazdığım bir yazıda emekli asker Veli Küçük ile Sedat Peker’in MHP üzerinde operasyon yapmak için yaptığı telefon görüşmesinden şu bölümü yayınlamıştım: “Ben Meral’i aradım. Meral ille bir görüşelim dedi. Meral da aynı şeyi söyledi. Tamamen yanındayız. Beraber olucaz dedi. Sen telefon olmaz. Sen geldiğinde oturucaz. Her şey dört dörtlük çok güzel bir planlama yaptık.” (2004)

          Veli Küçük, Meral Akşener ve Sedat Peker o tarihlerde de yan yana gelip oturdu mu bilmiyorum. Ama aynı 2004 tarihinde ben Ortadoğu gazetesinde MHP üzerinde yapılmak istenen operasyonu yazmıştım, şimdi onu hatırladım. Tam 17 yıl önce “FİTNE KARARGÂHININ YENİ FÜZELERİ” başlıklı bir yazı kaleme alarak oynanan oyundaki Meral Akşener rolünü bakın nasıl yazmışım:

          “Fitne karargâhının patronu, çıktığı kutsal(!) savaşta yeni bulduğu bu füzeden de verim alamazsa, sır gibi sakladığı yeni füzesini artık açıklamak zorunda kalacaktır.

          Patronun sır gibi sakladığı bu kişiyi, herkesten önce biz açıklıyor ve birinci haberimizde yarım kalan sonucu telafi etmesi açısından, katkı sağlayacağını düşünüyoruz.

          Fitne karargâhının nankör patronunun (Ahmet Çelik) sır gibi sakladığı diğer kişi de, AKP daha “Yenilikçiler” sıfatında iken soluğu Tayyip Erdoğan’ın yanında alarak “Ben eskiden Ülkücüydüm, şimdi demokratım” diyen, daha sonra tekrar ayrılan ve aramıza dönen bir kişidir. (Meral Akşener)

          Nankörler olmazsa dürüst olanların, yetinmesini bilenlerin kıymeti anlaşılmazdı. Bu ve benzer nankörlerin varacağı menzil, olsa olsa hüsrandır. Çünkü bu nankörlerin gözleri, kime tezgâh yaptıklarını bilemeyecek kadar kararmıştır. Bu nankörler, kendilerine her konuda sahip çıkmış, değer birikimli kişiyi bile devirmeye çalışmaktadırlar.

          Bu nankörlerin buldukları hataları ya da hata gördükleri konuları kutsallaştırdıkları bakarak, fitne karargâhında üretim yaptıklarına bakmayın… Bugün ‘yıkıcılık, ayrımcılık’ adına herkesi kucaklarına almaları, kucaklardan inmemeleri, nankörlüklerinin bir yansımasından ibarettir.

Hem acınacak hem de traji-komik bir haldedirler. (2004)

***

          “Yıldıray Çiçek, 17 yıl önce böyle bir yazıyı neden ve niçin yazdın?” diye soracak olursanız bunun cevabı şu olur: O tarihlerde ben Ülkü Ocakları Genel Sekreterliği görevi yapıyordum. O günlerde de MHP’ye sürekli düşmanlık barındıran ve MHP’ye karşı yapılan her operasyonun merkezinde olan Yeniçağ gazetesinin içinde önemli görevi olan birinden bize bilgi akışı geliyordu.

          O kişi bize “Yeniçağ binasında sürekli Meral Akşener’i MHP Genel Başkanı yapmak için toplantı düzenliyorlar, Meral Akşener de toplantılara katılıyor” bilgisini vermişti. Ben de gelen bu bilgi sonrası böyle bir yazı kaleme almıştım. Düşünsenize, Meral Akşener 2001 yılında MHP’ye katılıyor ve 2004 yılında bu tür MHP üzerindeki operasyonlarda yer alıyordu.

          17 yıl önce yazdığım bu yazının içeriğini, 1 Kasım 2015 seçimleri sonrası bizzat yaşadık. Yeniçağ gazetesinde Fethullah Gülen’i eleştirmeyi yasaklamış ve dört yazarını bu yüzden sansürleyip kapı önüne koyan Ahmet Çelik, bugün Meral Akşener’in partisinde milletvekili ve Yeniçağ gazetesi şimdi Meral Akşener’in tetikçiliğini yapmaktadır. Hayatlarını hep tezgâhlar ve operasyonlar içinde, figüranlık yaparak, roller oynayarak geçirenlerin hikâyesidir bu… Bir Sedat Peker ile geçmişteki ilişkilerine bakın, bir de bugün Sedat Peker’in açıklamaları üzerinden yaratmaya çalıştıkları atmosfere…

          Bunların yaratmaya çalıştığı atmosferden Türkiye’yi korumak Türkiye’yi seven herkesin görevidir. Çünkü bunlar oyun içinde oyun oynamaktadır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *