Bozkurt Kemal, Ülkücü Kemal, sıra geldi Turancı Kemal'e
Başlığa bakıp da Mustafa Kemal Atatürk’ü yazacağımı sanmayın… CHP’nin çizgi film tipli Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu var ya, onu yazacağım. Yazacağım konu hakkında MHP Medya, Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir daha önce sosyal medya hesabından tepki göstermişti. Medya dünyasında Fitneçağ ismiyle bilinen Yeniçağ isimli gazetenin yazarı Yavuz Selim Demirağ’ın nerdeyse Kemal Kılıçdaroğlu’nu Türk Dünyası’nın Başbuğ’u ilan etme içerikli komedi yazısı konumuz olacaktır.
Aralarında bazı siyasilerin, milletvekillerinin ve sporcuların bulunduğu Kırgızistan'dan bir heyet Türkiye’ye gelmiş, bu Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ da o sıra CHP Genel Merkezi’nde Başdanışman Recep Cengiz'in yanında bunun haberini almış ve telefonda biriyle görüşürken buna şahit olan başdanışman ise "Kırgız dostları CHP'ye davet edelim. Sayın Genel Başkanımızla görüştürelim" teklifinde bulunmuş…
Kemal Kılıçdaroğlu da CHP Grup Toplantısından sonra heyeti hızlıca kabul etmiş.
Komik yazar “Kırgız dostlar, ülkelerinin millî kıyafeti Çapan ve Akkülah giydirmişler Kılıçdaroğlu'na...” diyor.
CHP-HDP-İP ittifakının komik yazarı Yavuz Selim Demirağ diyalogdaki bir bölümü de “CHP Grubunun görevlileri fotoğraf çekerken dayanamayıp; "Sayın Genel Başkanım bu fotoğraf yayınlanınca 'Kılıçdaroğlu Turancı oldu' manşeti atarlar mı?" diye takıldım” diye anlatıyor.
Geliyor geliyor Başbuğ Kemal geliyor…
Ah ne duygusal bir sahne…
Ve çakma Başbuğ Kemal cevap vermiş: "Türk Dünyası kimsenin tekelinde değil.”
Zaten, Yavuz Selim Demirağ CHP’yi aklınca Türk Dünyasına konumlandırmak ve “Kılıçdaroğlu Turancı oldu manşeti atarlar mı?" diye espriler yapabilmek için yazısının başında “Geçmişte Türk dünyası deyince MHP ön plana çıkardı. Artık MHP Türk Dünyasıyla ilgilenmiyor” diye iftirasıyla ön hazırlamıştı. MHP Türk Dünyasına sırtını döndü, Başbuğ Kemal Turancı oldu. Bak sen…
Yavuz Selim Demirağ dozajını aşan ne tür bir içecek kullandı acaba?
“Kılıçdaroğlu Turancı oldu” manşeti beklemek gerçekten normal ve sağlıklı bir kafanın işi değildir.
Yavuz Selim Demirağ’ın CHP’ye Türk Dünyası maskesi, Kemal Kılıçdaroğlu’na Turancı sıfatı takmak için kurguladığı heyet ziyaretinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında kim var biliyor musunuz?
31 yıldan beri Ermenistan işgalinde olan Karabağ’ın Türkiye’nin desteğiyle işgalden kurtarılmasına "Maalesef gelen haberlerde, Türkiye'den Azerbaycan'a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların da Azerbaycan'a gönderildiği ifade ediliyor" yorumunda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Dış İlişkilerden Sorumlu Başdanışmanı, Emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz…
Ünal Çeviköz’ün sicili sadece bu değil elbette. Ünal Çeviköz bir konuşmasında PKK’nın Suriye kolu YPG/PYD için "Suriye Kürtleri" ifadesini kullanmış, başka bir konuşmasında da “Türkiye'nin de PYD-YPG birleşkesi şeklinde kullandığı ifadenin bir ayrıma ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. O da şöyle, PYD bir siyasi oluşum, YPG ise onun askeri boyutudur” yorumunda bulunmuştur.
Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’nin tüzüğünde "18 yaşını dolduran kişi Önder Apo'nun demokratik uygarlık çizgisine, parti programına ve yönetmeliğine inanır ve yaşamına uygular" şeklinde bir madde vardır. Turancı sıfatı takılmak istenen Kemal’in adamları işte budur.
PYD-YPG birbirinden ayrılınca ne olacaktır?
PYD/YPG aynı b*kun laciverti değil mi?
Gerçi “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” diyen Kemal Kılıçdaroğlu ne ki, adamları ne olsun?
Yavuz Selim Demirağ’ın Turancı yapmaya kalktığı Kemal Kılıçdaroğlu’nun her manada sahip çıktığı HD(P)KK Karabağ’ın işgalden kurtulmasına ne diyordu?:
“Karabağ’da Ermenistan’ın suçu yok. Karabağ’da mevcut durumu değiştirmeye çalışan Azerbaycan ve Türkiye’dir.”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun onsuz nefes alamadığı HDP zaten “Ermeni Soykırımı utancıyla yüzleşin!” diyen bir partidir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “cezaevinde kaldığı her güne şeref madalyası takılmalı” dediği, her gün avukatlığını yaptığı terörist Demirtaş ise Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ’ın özerk bölge olduğunu ve Azerbaycan’ın haklarından vazgeçmesi gerektiğini geçmişte ifade etmişti.
Ermeni partisi HDP’nin içindeki bu Ermeniler, Turancı Kemal’in vazgeçemediği dostlarıdır işte…
Kemal Kılıçdaroğlu’nu Türk Dünyasıyla beraber anma komedilerini, kurgularını, propagandalarını bir kalemde geçin de, onun Türkiye’deki Türklüğe bakışı nedir, ilişkileri nedir onu konuşun…
Türkiye’yi bölmek isteyen HDP’yi, PKK’lıları kendine dost edinen, PKK’nın kapatılan televizyonu IMC TV’de Anayasa’nın 2. ve 3. maddesini işaret ederek sorulan soru karşısında “Dedik bunların hepsini. Gelin değiştirelim” diyen, HDP ile Türklüğü ortadan kaldırmayı hedefleyen Anayasa taslakları hazırlayan bir Kemal Kılıçdaroğlu için “Turancı” sıfatları takmak olsa olsa gülünecek bir fıkra olur.
Tunceli'nin Pülümür ilçesinde askerlerimizin dağlara yazdığı Atatürk’ün "Ne mutlu Türküm diyene" sözünü nasıl değerlendirdiği sorulduğunda “Bu söz gururla her yere yazılmalı” demek yerine "Ben olsaydım Tuncelililere sorardım, Atatürk'ün bir sürü güzel sözü vardır. 'Hangisini istiyorsanız onu yazalım' diyebilirdim" cevabını veren kişinin adıdır Kemal Kılıçdaroğlu…
Büyük ihtimal Selahattin Demirtaş’ın etnik kökeninden olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun zihniyetiyle Türk Dünyası yanyana gelmez yahut gelemez. Bunun mümkünatı yoktur.
Yavuz Selim Demirağ gibi senaristler yazar, Kemal Kılıçdaroğlu gibi siyasi figüranlar da bunu oynar.
“Türk Dünyası, Turancı” gibi hikâyeler de bunun içindir. Ülkücüleri kandırmak, aldatmak için “Ben de Ülkücüyüm” diyen, Bozkurt işareti yaparak selamlama yapan Kemal Kılıçdaroğlu işte bu hikâyelerin konu mankenidir. “Dersimli Kemal'im ben, devrimci Kemal'im ben” derken ona “oyna” diyorlar, o da böyle senaryolarda oynuyor…
CHP HD(P)KK’lılarla yol yürürken, Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden Türk Dünyası, Turancılık senaryoları, sıfatları hem ahmaklık, hem komedidir.
AK Parti hükümeti ve Cumhur ittifakı, Türk Dünyasında çok somut birliktelik, işbirliği adımları atarken kimse bizi Kemal Kılıçdaroğlu’nun Turancı, Türk Dünyası hikâyesiyle uğraştırmasın… Kemal Kılıçdaroğlu fıkra gibi adamdır. Gülmek istediğimiz vakit biz kendisine döneriz.
Türk Dünyası devletlerinin oluşturduğu Türk Konseyi’nin 8. Zirvesi Kasım 2021 tarihinde İstanbul’da gerçekleşecektir. Nisan ayının başında da Türk Konseyi Devlet Başkanları Zirvesi Kazakistan’ın ev sahipliğinde çevrim içi gerçekleşmişti. Yavuz Selim Demirağ, o toplantıda hangi kararlar alınmış onların bilgisini genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na götürsün versin. Belki etkilenir ve Türklüğe ihanetlerden vazgeçer.
Türk Dünyası İstanbul’da toplandığında emin olun, o hala “PKK’lı Demirtaş’ı nasıl cezaevinden kurtarabilirim, HDP’ye nasıl kol kanat gerebilirim?” mücadelesini veriyor olacaktır.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ittifak ve işbirliği ortağı HD(P)KK ile neyi kuracağı bellidir. O yüzden bize “fıkra anlatıyoruz” uyarısıyla yaklaşın…
Hatırlayın Barzani başta Kerkük, Musul olmak üzere Türkmen şehirlerini sözde Kürdistan’ın içine katan bağımsızlık referandumu yapmak istemişti. Türk devleti o günlerde Barzani’ye bu konuda haddini bildirirken, Özgürlük ve Sosyalizm Partisi Genel Başkanı Sinan Çiftyürek Kılıçdaroğlu’nun bağımsızlık referandumuna bakışını “Kemal Kılıçdaroğlu görüşmemizde bütün milletlerin olduğu gibi Güney’in de referanduma gitmeye hakları olduğunu söyledi” diye duyurmuştu. Daha 3 yıl önce olmuştu bu…
Türkmenleri satan Turancı mı olur?
Yavuz Selim Demirağ’ın hikâyelerinde, fıkralarında oluyor işte… Gülün geçin…
CHP’yi etnik bölücü, siyasal Kürtçülerin yuvası haline getiren Kemal Kılıçdaroğlu genetik misyonu gereği zaten Türk Dünyasıyla işi olmaz.