27 Kasım 2024
weather
1°
Twitter
Facebook
Instagram

Medyadaki hain Kostoklar yeniden merhaba!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Medyadaki hain Kostoklar yeniden merhaba!

          Türk medyası içindeki Ali Kemaller, hain Kostoklar, hayali haber satanlar, takıntılı ve saplantılı kalemler hepinize yeniden merhaba… Bakın yine karşınızdayım. Hortlak görmüş gibi oldunuz değil mi?

          “Yıldıray Çiçek kovulsa, Yıldıray Çiçek artık yazmasa” şeklindeki bitmek tükenmez bilmez temennileriniz yine boş çıktı. Hayalleriniz yine başka bir bahara kaldı.

          Ben ne zaman okuyucularıma saygımdan dolayı sosyal medya hesaplarımdan “Sağlık sorunlarımdan, kitap çalışmalarından, okul sınavlarımdan dolayı köşe yazılarıma ve paylaşımlarıma kısa bir süre ara veriyorum” diye bilgilendirme notu paylaşsam hemen “Yıldıray Çiçek kovuldu, Yıldıray Çiçek, gazetesindeki köşesinden oldu” gibi haberler yapıyorlar. Bu durum defalarca oldu. Her seferinde rezil oldular ama nedense benimle ilgili bu tür haber yapmaktan bir türlü bıkmıyor ve yılmıyorlar. Her seferinde hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar ve bir sonraki haberlerinde de yine benzer senaryoları haber yapıp, servis ediyorlar.

          Türkgün gazetesini yayın hayatına başlatma sürecinde Ortadoğu gazetesinden ayrılmak için bir veda yazısı yazmıştım. Hemen “Ortadoğu gazetesinden kovuldu” haberini yaptılar.

          Bir zamanlar sınavlarım için yazılarıma ara verdim. Müptezel Sebahattin Önkibar “MHP’den bir mesaj aldım… Devlet bey sifonu çekmiş... Yıldıray’ı süpürmüş… İlgilenenlere duyurulur…” yazısını yazdı. Bu haberin peşine ne kadar soytarı, deli, kansız, soysuz varsa takıldı ve hepsi de gerçek sanıp âdeta zil takıp oynadı. Kendilerine ne kadar dert olduysam hepsi birden piyasaya döküldü.

          Yine bir gün “Çıkacak olan Medyada Düşürülmüş Maskeler-5 isimli kitabımın hazırlıkları ve okunacak bazı kitaplar için yazılarıma ve sosyal medya paylaşımlarıma ara veriyorum” dedim. Hemen yine aynı yaygaraya başlamışlardı. O günlerde, CHP seçmeni olan Seval Türkeş hakkında bir yazı yazmıştım. “Yıldıray Çiçek, Seval Türkeş’e yazı yazdı kovuldu” diye senaryo üzerine senaryo yazdılar. Hele bir tane, MHP ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli düşmanlığından beyin hücresi yanmış sözde gazeteci, ruh hastası bir manyak var. Bu konuda âdeta şahsımla ilgili film senaryosu yazmıştı. Yazdığı film senaryosu vizyona girmeden yine elinde patlamıştı.

          Geçtiğimiz aylarda da yine planlı, programlı ve izinli gittiğim Antalya tatilinden bile “Yıldıray Çiçek, RTÜK üyesi adayı gösterilmediği için bavulunu toplayıp Ankara’yı terk etti” diye haber ürettiler. Hem de bu haberi Antalya’dan Ankara’ya dönmüşken yaptılar. Teknik şartlarımın bile uymadığı böyle bir makam için senaryo üzerine senaryo yazdılar. Rezil olur olmaz haberi de anında sildiler.

          Şahsımla ilgili yapılan bu haberlerin hepsinden sonra yazılarımla yine karşılarında olduğum hâlde akıllanmak bilmediler. Çünkü temennileri “kovulmam, kalemimi bırakmam” olduğu için bu saplantılı düşüncelerinden dolayı gözleri görmez, kulakları işitmez, beyinleri işlemez, yürekleri hissetmez oldu.

          Kurban Bayramı’nın son gününde yine sağlık gerekçelerini ifade ederek yazılarıma ara verdiğimi duyurdum. Bu sefer de “Yıldıray Çiçek, Fatih Altaylı’ya yazı yazdı kovuldu, köşesinden oldu, yazılarına ara vermek zorunda kaldı” şeklinde haber seferberliğine başladılar.

Mesela bunlardan bazılarının haber başlıkları şöyleydi:

Toplumsalhaber: Habertürk tartışmaları, MHP’li yazarı köşesinden etti.

Habermim: Fatih Altaylı’ya ayar vermeye kalktı. MHP Yıldıray’ı sessize aldı. Bildiğimiz kadarıyla Yıldıray’ın sağlık sorunu yok.

Oda Tv: Habertürk eleştirisi yazılarına ara verdirtti.

Cumhuriyet: Habertürk’ü eleştiren Yıldıray Çiçek, Türkgün gazetesindeki yazılarına ara verdi.

Yurt gazetesi: Fatih Altaylı’yı hedef almıştı... Yıldıray Çiçek yazılarına ara verdiğini duyurdu.

Milli Gazete: MHP’de Fatih Altaylı depremi! Yıldıray Çiçek ara verdiğini açıkladı.

Günboyu: Yıldıray Çiçek veda etti.

          Fatih Altaylı için “Habertürk yazarı Fatih Altaylı’nın kimden fonlandığına iyi bakmak lazımdır. Çünkü Habertürk’ü hadsiz, pervasız hâle getirenlerin başında o vardır. Cumhur İttifakı’na yönelik aşırı bir kin, nefret, öfke nöbetindedir. Hadsiz Habertürk haddini bilmeli ve bunun bu nöbetini bitirmelidir” dediğim için ben kovulacağım öyle mi?

          Bunlar haber hazırlarken ne mantık, ne akıl, ne ölçü hiçbir şey tanımıyorlar. MHP’yi ve Cumhur İttifakı’nı savunurken kovulmayı da sadece bunlar hayal edebiliyor. Düşünün işte zekâ seviyelerini…

          Herhâlde MHP ve Cumhur İttifakı düşmanı Fatih Altaylı için MHP ve Ülkücü Hareket’in feda edeceği bir evladı olmadığını bu idrak özürlüler hâlâ anlayamamışlar…

          Oysa benim yazılarıma son ara verme sebebim ise eşimin ve iki çocuğumun, eşimin annesinin, babasının, yeğeninin Tokat’ta koronaya yakalanması sonucu haftalarca süren karantina altında olmaları ve benim de yaklaşık bir haftadır diş sancısı çekmemden kaynaklanmıştı. Bu sebeplerden dolayı da Kurban Bayramı’nı yanımda eşim ve çocuklarım olmadan geçirdim.

Ben ne yaşıyorum, bu CHP ve yancılarının medyası ne yaşıyor görüyorsunuz değil mi?

Bunların hangi haberi doğru ki, MHP ve Cumhur İttifakı’yla ilgili haberlerine inansınlar?

          Şu an CHP ve yancılarına hizmet eden medyanın ABD ve AB fonlarıyla beslenenlerden oluşması ve tamamına verilen misyonunun da Cumhur İttifakı’nın parçalanmasına, zaafa uğratılmasına, itibarının zedelenmesine yönelik katkı sağlamak olunca bunlar karşımıza her türlü yalan, iftira ve kara propagandayla çıkmaktadır. Haberlerinin doğru olup olmamasının bunlar nazarında hiçbir önemi yoktur. Yeter ki, yalan ve iftira yüklü haberler bunların misyonuna uygun bir şekilde toplumu etkilesin.

          Cumhur İttifakı içindeki her gelişmeyi kafalarına göre senaryolaştırmaları, bir şey bulamazlarsa kendilerinin üretime geçmesinin yegâne sebebi işte bu misyonları yüzündendir.

Türk medyası içinde ihanetin bayraktarlığını yapanlar, sizler ne yaparsanız yapın…

Ben sizi çıldırtmaya yine devam edeceğim…

Ben sizlere rahatsızlık vermeyi yine sürdüreceğim…

“Yıldıray Çiçek tekrar hoş geldin” demek yok mu hain Kostoklar?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *