FETÖ siciline bakmadan FOX TV için şahitlik yapıyor
“Anadolu’da bir kentte, Adliye Sarayının hemen karşısında bir kahve varmış. ‘Yalancı tanık’ arayan birisi bu kahveye gidip biriyle anlaşıp duruşmaya çıkarırmış. Adam girmiş kahveye, bakınırken biri sokulmuş hemen; ‘Yardımcı olabilir miyim? Nedir sorun?’ ‘Bir alacak davası’ demiş adam. ‘Hâlâ vermedi değil mi o namussuz herif paranızı?’ Adam biraz çekinerek ‘Para benden isteniyor, borçlu benim’ demiş. Hemen yetiştirmiş beriki: ‘Kaç kez vereceksiniz beyefendiciğim, kaç kez vereceksiniz?”
Bu fıkrayı niye mi anlattım?
Daha kendisinin Fethullah Gülen sevdasının hesabını verememiş İP milletvekili ve Yeniçağ gazetesi sahibi Ahmet Çelik’in FOX TV’yi ziyareti sonrası ortaya çıkan tartışmalara benim de katkım olsun düşüncesiyle yazdım. Ahmet Çelik’in yalancı şahitliği gerçekten trajikomiktir.
Yeni Akit gazetesi, Ahmet Çelik’in FOX TV ziyaretini “Yeniçağ’ın sahibi ve İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Çelik, PKK destekçisi gazetelerden CHP’nin medya organlarına kadar tüm yandaş haber siteleri ve TV kanallarını ziyaret ediyor. ABD-FETÖ ilişkisi herkesin malumuyken, FOX’un üst düzey ismi de FETÖ’den tutukluyken, İYİ Parti’nin FETÖ’cülerle dolu olan kanalla neden samimiyeti ilerlettiği sorusu gündeme geldi” şeklinde haber yapmış… Ahmet Çelik bu habere “O gazete, Fox TV'ye FETÖ’cü demiş. Oha!” dedi. Bu cümleyi kuran Ahmet Çelik güler misin, ağlar mısın?
Kim mi Ahmet Çelik?
Bu konularda, bu dünyada en son yorum yapacak kişilerin başındadır.
Sahibi olduğu Yeniçağ gazetesinin 4 yazarını “Fethullah Gülen’i eleştirdi” diye kapının önüne koyan bir patrondur.
FETÖ’den firari olan Adnan Osman Güldaş, Yeniçağ gazetesinden çıkmayan ve âdeta aileden biri olmuştu. FETÖ’nün tertiplediği Türkçe olimpiyatları kafilesini Türkiye’ye ayak basar basmaz Zaman gazetesinden bile önce Yeniçağ gazetesine getiren Adnan Osman Güldaş isimli firari bu FETÖ’cüydü.
İş adamı Adnan Osman Güldaş isimli FETÖ’cünün 2012 yılında gerçekleşen MHP kongresinde aynı Yeniçağ gazetesi sahibi Ahmet Çelik gibi Koray Aydın’ı destekliyor ve onun sponsoru olduğu söyleniyordu.
Bu Adnan Osman Güldaş isimli FETÖ’cü, 1 Kasım 2015 seçimleri sonrası da aynı Yeniçağ gazetesi sahibi Ahmet Çelik gibi bu sefer de Meral Akşener’i desteklemişti.
Ahmet Çelik’in “Fethullah Gülen’i eleştirdi” diye Yeniçağ’dan uzaklaştırdığı yazarların o günlerdeki tepkilerini hatırlayınca aslında “Oha bu gazeteci FETÖ’cü imiş” diyeceksiniz.
Mesela, Yeniçağ yazarı Prof. Dr. Çetin Yetkin gazeteden ayrılış gerekçesini “Ne var ki, bu özgürlük, Fethullah Gülen hakkında yazdığım bir yazıya kadar sürdü. Anımsanacağı üzere, bu arada Fethullah Gülen, ta Amerika'dan işe karışarak, referandumda EVET oyu verilmesi gerektiğini açıkladı, hatta olanak olsa ‘mezardakiler’ de EVET demelidirler dedi. Onun gazetenin yayın çizgisine açıkça aykırı bu sözleri üzerine ben de onun bu davranışını eleştiren bir yazı kaleme olarak gazeteye gönderdim. Ancak, gazeteden aranarak bu kişi hakkında herhangi bir yazının yayınlanamayacağı bildirilerek başka bir yazı göndermem istendi. Kendisiyle görüştüğüm Hayri Köklü de, ne yazık ki durumun böyle olduğunu, bunun kendisini aştığını söyledi” şeklinde izah etmemiş miydi?
Mesela, yine Yeniçağ bünyesinde çıkan Günboyu isimli gazetede 4 ay yazan Neval Kavcar "Çetin Yetkin haklıdır. Aynısı benim başıma geldi. Yeniçağdan bir yetkili ve bir yazarla üçümüzün olduğu ortamda ‘Fetullah Gülen ile ilgili yazmıyoruz’ dendi" diye açıklama yapmadı mı?
Yeniçağ yazarı Prof. Dr. Nadim Macit'in de Fethullah Gülen eleştirileri yüzünden yazıları kesilmiş ve bu yüzden Yeniçağ ile yolları ayrılmıştı.
Prof. Dr. Nadim Macit FETÖ kumpaslarına uğradığını "Bir gün arkadaşımın arabasında otururken etrafı polisler sardı. İlahiyatçıyım, eroin nedir bilmem, görsem bile tanımam, böyle olduğu halde arabamda eroin araması yapıldı. Bu bir mesajdı, bize bir tehditti. 'Konuşmaya eğer devam edersen arabana eroin koyup sonra tuzaklarız' demekti. Böyle bir tuzağa düşmemek için arabamı sattım. Yaklaşık 3 yıl araba kullanmadım. Görev yaptığım ilahiyat fakültesinden ayrılma ihtiyacı hissettim. Çünkü aleyhimde 'Müslüman düşmanı, İslam düşmanı' dediler. Aşağılamalara muhatap oldum" sözleriyle anlatmış biriydi.
Yeniçağ gazetesinin Ankara Temsilciliğini yapan Sabahattin Önkibar bile “Ben dinlerarası diyalogu, İbrahimi dinler safsatasını ve dayatmasını eleştiriyorum. Bunu kimler sahipleniyorsa onları da dolaylı olarak eleştirmiş oluyorum. Dinler arası diyalog konusunu yazımda irdeledim. Niye kaldırıldı, neden kaldırıldı bilmiyorum ama ben de niye kaldırıldı sorusunu sordum, cevap alamayınca da istifa ettim" açıklamasını yaparak Yeniçağ’dan ayrılma sebebi anlatmıştı. Düşünsenize Türkiye’deki en büyük MHP ve Devlet Bahçeli düşmanı Sabahattin Önkibar’ı bile Fethullah Gülen’i korumak için Yeniçağ gazetesi bünyesinde susturdular.
“Cümbür Cemaat” isimli kitabında FETÖ’nün tezgâhlarını yazan yazar İlhami Yangın bile bu Yeniçağ gazetesinin bu hâlini bir köşe yazısında “Az bir zaman daha geçti ki Yeniçağ gazetesi Fethullah Gülen’e yanaştı. Öyle ki, Fethullah Gülen ve Cemaat aleyhinde gazetede haber yorum yapılması yasaklandı. Cemaat aleyhinde yorum yapan Ankara temsilcisi ve köşe yazarı Sabahattin Önkibar ile bazı yazarların işine son verildi. Yeniçağ gazetesi bununla kalmayıp bir adım daha atarak bu defa Fethullah Gülen Cemaatinden bazı kilit isimleri köşe yazarı yapmaya başladı. Ancak, Cemaat operasyonları başlayınca bu yazarlar gazeteden ayrıldı. Gazete arşivindeki yazıları da silindi” şeklinde yorumlamıştı.
Hadi siz de söyleyin “Oha Yeniçağ’da bunlar mı yaşanmış?” diye…
Ahmet Çelik, yıllardır yazıyorum, bu konulara niçin hiçbir açıklama yapma ihtiyacı hissetmiyorsun?
Ahmet Çelik, FOX TV gibi ziyaret ettiğin ve “Oda TV kapalı tutulamaz” sözleriyle sahip çıktığın Oda TV’nin “Çok şaşıracaksınız. Fethullah Gülen ismine yasak koyan gazete” şeklindeki başlığını ve oradaki Prof. Dr. Çetin Yetkin’in şu yazısını hatırladın değil mi?
“Ne yazık ki Yabuloğlu da elinden bir şey gelemeyeceğini, Fethullah Gülen’in adının bile gazetede yayınlanmasının olanaksız olduğunu bildirdi. Böylece Yeniçağ da benim için bitmiş oldu.
Bu süreçte kendileriyle konuştuğum gazetenin kimi yazarları da, aynı sıkıntıyı kendilerinin de yaşadıklarını, hatta bu yüzden gazeteden ayrılmak isteyenler bile olduğunu söylediler. Hatta, gazetenin önde gelen bir yazarı, cumhurbaşkanının ve başbakanın bile eleştirildiği bir gazetede bu kişi hakkında iki sözcük bile yazılamamasının nedenini bir türlü anlayamadığını bildirdi.
Yeniçağ’da yaşanan bu sansür düşündürücüdür. Söz konusu olan, ‘Dünyanın dümeni Amerika’nın elindedir’ diyen ve Amerika’ya biat edilmesi gerektiğini söyleyen bu zatın, Yeniçağ üzerindeki sansüre varan egemenliğidir. Yeniçağ gibi bir gazetede bile bu durum söz konusu olduğuna göre, Türkiye’nin nasıl kopkoyu bir karanlığa sürüklenmekte olduğunu varın siz düşünün!”
Ahmet Çelik, Oda TV’ye bu yazıları, bu haberleri sildirmek için mi takla atmaya gittin yoksa?
Peki, Yeniçağ gazetesinin internet sitesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak’ın “Tazminatımın üzerine yatıp, ahlaksızca işime son verdiniz. Çevirdiğiniz dolapları, sahtekârlıkları, devleti nasıl milyonlarca lira dolandırdığınızı, naylon faturalarınızı, bir gece ansızın matbaanızda basıp yurt dışına gönderdiğiniz kitapları öğrendiğim için mi bu pislikleriniz?” sözleriyle bahsettiği “o matbaanızda basıp yurt dışına gönderdiğiniz FETÖ’ye ait kitaplarla ilgili” bir açıklaman olacak mı Ahmet Çelik?
“O gazete, Fox TV'ye FETÖ’cü demiş. Oha!” diyerek başkasının FETÖ’cü olmadığına referans olan Ahmet Çelik, senin genel başkanın FETÖ’cülerin hazırladığı belgesele "1980 öncesi Sayın Fethullah Gülen'in dinlerarası diyalog modeli uygulansaydı sağdan-soldan ölümler olmazdı" şeklinde konuşan biriyken, senin sicilin bu şekilde iken hayırdır haber müdürü FETÖ’den dolayı hapiste olan FOX TV’ye mi referans olmaya kalkıyorsun?
MHP üzerindeki tüm operasyonlarda bugüne kadar medya karargâhı olan Yeniçağ gazetesini şimdi daha iyi anladınız değil mi?
Kendi FETÖ’nün medya karargâhı olmuş ama FOX’u kurtarmaya çalışıyor.
Mehmet Akif Ersoy ne güzel söylemiş: “Hayâ sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki her yerde / Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer o incecik perde”
Yüzsüzleşme hâli bunlarda aynen devam ediyor. Bu oyunlarla MHP’nin Milliyetçi-Ülkücü hâlini beğenmiyorlardı, şimdi bir de menfaatleri için HD(P)KK ortağı oldular. Tam oldu, kendilerine çok güzel yakıştı… Ahmet Çelik, HD(P)KK ittifakıyla seçilmiş HD(P)KK sevdalısı CHP’li belediye başkanlarından gazetesine reklamını alıyor… Ondan mutlusu yok… Herkesi idare ediyor… Tek nefreti de MHP ve Sayın Bahçeli… Bunu da bir türlü durduramıyor. Zaten bu nefreti dursa, öbür taraftaki menfaatleri de durur.