27 Kasım 2024
weather
1°
Twitter
Facebook
Instagram

Atatürk konusunda tuhaf bir el var...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Atatürk konusunda tuhaf bir el var...

          Türkiye’de Cumhur İttifakı’nı kirli algılarla, kara propagandalarla, yalanlarla, iftiralarla, karanlık senaryolarla yıpratmaya ve devirmeye çalışan bir muhalefet basıncı var. Bu hedefleri için başvurmadıkları yöntem yok. Muhalefet öyle yüzsüz, öyle pişkin ki siyaha beyaz, beyaza siyah diyecek kadar gözü dönmüş durumdadır. Muhalefetin karakter hâli bu iken, bir de iktidar yanlısı görülen, iktidar bünyesinde bunlara malzeme taşıyanlar var. Akıl almayan eylem ve söylemlerde bulunarak zaten canavarlaşmış bu muhalefete resmen yardımcı figüran oluyorlar.

Bu manada o kadar çok örneğimiz var ki…

          Mesela bu tarifi yaptığım kişilerin Atatürk konusunda verdikleri olumsuz malzemeler akıl ve mantık alacak gibi değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk konusunda özel ve önemli günlerde çok güzel yazılı açıklamalar ve konuşmalar yapıyor.

          Ama AK Parti içinde bir el, sürekli bunları gölgelemeye çalışıyor. AK Parti’yi Atatürk düşmanı gösterince Türkiye Cumhuriyeti’ne kazandıracağı bir şey olmayacağı gibi, siyaseten de AKP’ye kazandıracağı bir şey olmayacağı ortada iken, niçin birileri sürekli hücresel bu faaliyeti yapmaktadır? Bunu yapan birinin AK Parti bünyesine sızmış bir FETÖ’cü, bir CHP’li olması ihtimali bile düşünülmelidir.

          Mesela şu örneklere baktığımızda gerçekten üzerinde düşünülmesi lazımdır. Ayasofya başta ABD olmak üzere, Batı’nın tüm emperyalist telkin ve tehditlerine rağmen, içeride muhalefetin çemkirmesine rağmen ibadete açılıyor. Açıldığı günden bu yana sürekli ima yollu Atatürk’e hakaretler eden bazı imam, yazar ve yorumcular tarafından hükümetin emperyalizme karşı duruşuyla gerçekleşen manevi hazine gölgeleniyor. Türk milletine Ayasofya’nın tekrar ibadete açılmasının manevi tadı yaşatılması gerekirken, açıldığı günden bu yana kurulan denklem nedir?

Ayasofya’nın ibadete açılması=Atatürk’e hakaret…

          Ayasofya açıldığı günden beri Türkiye’de tartışılan gündem maalesef budur… Çok mu zor İstanbul’u ve dolayısıyla içindeki Ayasofya’yı iki kere işgalden kurtarmış ve tapu siciline “Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi” yazdırmış Atatürk’ün ruhuna bir El-Fatiha istemek, onu hayırla anmak, ona dua etmek?

          Ayasofya’nın açılması Türk-İslam dünyasının manevi hazinesine bir katkı iken, “Ayasofya’yı Atatürk’e hakaret için açmış gibi” davranılmasının ve böyle manzara yaratmanın izahı gerçekten yoktur. Bunun izahını yapabilecek olan varsa buyursun yapsın…

          AK Parti’ye oy verip Atatürk’e sevgisi, saygısı olan milyonlarca insan yok mu? Türkiye’de muhalefetin her türlü şirretliği sürerken, onlara malzeme vererek AK Parti bünyesinde Atatürk’e sevgisi, saygısı olanları uzaklaştırarak hangi hedefe varacaksınız?

          Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan “Bundan 99 yıl önce Dumlupınar’da şaha kalkan imanın rehberliğinde, 84 milyon birlik, dirlik ve kardeşlik içinde aydınlık yarınlarımıza hep beraber yürüyeceğiz.

          Bu düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlarını minnetle yâd ediyorum. Vatanımız, ezanımız, bayrağımız ve bağımsızlığımız uğrunda can veren aziz şehitlerimize ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum” şeklinde çok anlamlı bir açıklama yapıyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı çok güzel Atatürklü görsel ve video hazırlıyor. Ama bakıyorsunuz Cumhurbaşkanı Erdoğan adına sosyal medya hesabından 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlarken kullanılan görselde Mustafa Kemal Atatürk’ün olduğu kısım kesilerek konuluyor. Ve “Bizi destekleyen HDP bizim dostumuz” diyerek PKK’lıları kutsayan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç gibi bir adama bile “Yürekleri sızlatıyorsun!” dedirtiliyor. Böyle adamlara niçin malzeme veriliyor? İnanın bir türlü anlamıyorum.

Bir doğru yapılırken, diğer doğru niçin terk ediliyor?

          Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Etiyopya Başbakanı ortak basın toplantısı düzenliyor. Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed toplantıda “Büyük reformist ve karizmatik lider Mustafa Kemal Atatürk’ten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mevcut dönüşümcü liderliğine kadar Türkiye’nin ulus inşasında örnek olduğunu ve her yönden istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü belirtmekten memnuniyet duyuyorum” şeklinde hem Atatürk’ü, hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı övüyor. Ama tercüman Atatürk kısmını sansürlüyor. Bu sefer de HDP-terörist Demirtaş aşkından yanan CHP’li Tuncay Özkan çıkıyor “Terör örgütü Taliban’ı övmek serbest, Atatürk’ü övmek yasak. Erdoğan ile basın toplantısı yapan Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, Atatürk’ü övdü. Saray’ın çevirmeni o sözleri sansürledi” açıklamasını yapıyor.

İnanın şöyle adamlara bu şekilde malzeme verilince insanın çıldırmaması mümkün değildir.

          Atatürk’ün posterlerini kafa üstü asan belediyeler, Nutuk üzerinden CHP’lilere laf vurduğunu sanan yöneticiler mi ararsınız… Hepsi son günlerde bu tuhaflıklar içinde yerini alıyor.

          Atatürk’e düşmanlık yaparak CHP ile mücadele ettiğini sananlar yüzünden, Atatürk’e en büyük düşmanlığı yapan terör örgütlerinin sığınağı olmuş CHP’ye resmen hayat öpücüğü veriliyor.

          Yahu Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk ile Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalışanlarla kol kola olan mevcut CHP’nin ne alakası var?

          CHP’nin önderi artık teröristbaşı Öcalan, Karayılan, Bayık, Demirtaş, Mazlum Kobani, yoldaşı HD(P)KK’dır.

          HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında “PKK ve Öcalan konusunda CHP ile hiçbir görüş ayrılığımız yok” dediğine göre asıl ahmaklık Atatürk ile CHP’yi yan yana görmektir.

          Atatürk vatandır, bayraktır, Türkiye Cumhuriyeti’dir. CHP PKK’dır, YPG’dir, PYD’dir, DHKP-C’dir, FETÖ’dür. Türkiye’de bunu herkes artık iyi anlamalı ve kavramalıdır. Atatürk düşmanlığı, CHP hizmetkârlığı ve onlara istismar maskesi verme hâlidir.

          Atatürk düşmanlığı yapanlar ya art niyetli hücresel faaliyet yürütmekte, ya da zekâ oranı düşük olduğu için Atatürk düşmanlığını CHP ile mücadele sanmaktadır.

          Başta AK Parti olmak üzere Cumhur İttifakı bu türlere karşı oldukça dikkatli olmalıdır. Mesele siyasi kazanç değil Türkiye Cumhuriyeti’nin özünü, değerlerini korumaktır. Atatürk gibi bir değeri de korumak herkesin gönüllü vazifesidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *