CHP'de çürüme, tezgâh ihanet devam ediyor...
CHP yine bildiğiniz gibi aynı yolunda ilerliyor. CHP’li il ve ilçe başkanlarının taciz ve tecavüz olayları devam ediyor. Erzurum CHP İl Başkanı da parti çalışanı çaycı bir bayanı tacizden dolayı görevden alınmak durumunda kaldı. Siyasi parti il ve ilçe başkanları değişikliğinde genelde “kan değişimi” denir. CHP için de bu gidişle “taciz ve tecavüz değişimi” diye yeni bir benzetme ifadesi oluşacak…
Yalanı-dolanı da bir türlü bırakmıyorlar. Geçtiğimiz günlerde bir dizi ziyaret için Çanakkale’ye gelen CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve beraberindeki heyetin, otobüsten inerken bir sürücünün “Reisi size yedirmeyiz” diyerek üzerlerine araç sürdüğünü ve ezilme tehlikesi yaşadıkları iddiasını ortaya attılar. Suçlanan kişi ise “O gece aracımla evime doğru seyir halindeyken otelin önünde bir otobüsün uzun farlarını yakarak beklediğini fark ettim. Turist otobüsü olduğunu zannedip kendi otomobilimin farlarını söndürüp şoföre el kol hareketi yaparak, camdan önümü göremediğimi anlatmaya çalıştım. Camı açıp ‘uzunlarını kapat’ deyip olay yerinden ayrıldım. Ben çok eski bir CHP’liyim. Bana ‘İzmirli’ derler. Beni bu şehir de, partim de çok iyi tanır. Ülgür Başkanım da bilir. Ben belediyenin inşaat işlerini yapan biriyim. Küçük bir yol tartışmasını bu noktalara getirdiklerine inanmıyorum. Bunun üzerinden siyaset yapmaya çalışanları kınıyorum. Onlar bana bunu yapsa da ben duruşumdan vazgeçmem. İl Başkanlığına gideceğim. İl Başkanımızla ve Belediye Başkanımızla görüşeceğim. Bir özür bekliyor muyum? Evet. Açıkçası bana bu karalamada bulunanlardan bir özür bekliyorum” açıklamasını yaptı.
CHP’nin her işi böyle… Senaryo yazıyorlar, CHP’li birini bile senaryolarına alet ediyorlar ve sonunda rezil oluyorlar.
Gerçekler ortaya çıkınca, kirli algıları patlayınca, kara propagandaları deşifre olunca arkalarına bile bakmıyorlar ve hemen yeni bir tezgâh düzeneği kurma peşinde koşuyorlar.
CHP, Türkiye’ye ihanetleri yanında, gerçekten ahlaken büyük bir çöküntü ve kokuşmuşluk yaşamaktadır. Fethiye’deki küfürbaz ve Bolu’daki sapıkça düşünceler dillendiren CHP’li başkanları izlerken, dinlerken gerçekten büyük utanç manzarasına şahit olduk.
CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’daki çapsızlıkları, becerisizlikleri, Ankara’da CHP’li Mansur Yavaş’ın ağzını yaya yaya “Yandaşa ihale düzenini bitirdik” dedikten sonra İP Samsun milletvekilinin çocuklarına 73 milyonluk ihale verdiğinin ve foseptik çukuru gibi yayın yapan Halk TV’ye yemek faturası adı altında para aktardığının ortaya çıkması, Adana, Antalya ve Mersin’deki CHP’li belediyelerin içler acısı hâli… Say say bitmiyor.
CHP’nin ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski avukatı Kemal Çiçek, CHP’nin bazı medya kuruluşlarına ve anket şirketlerine 600 milyon lira dağıttığını söyledi. Sonra CHP’nin bir televizyon kanalı kurmak için 40 milyon lira topladığını ama bu paranın buharlaştığı iddiaları ortaya atıldı. Bir CHP’li yetkili de çıkıp bu iddialara yönelik henüz bir açıklama yapamadı.
CHP bu hâl içinde dibe çökerken bir de ortaklarıyla Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda gerginlikler yaşıyor. HDP bir taraftan “Aşkımız gizliden değil artık açıktan devam etmeli” baskısı yaparken, İP Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı da “Kemal Bey (Kılıçdaroğlu) son dönem sürekli tekil konuşuyor” sözleriyle Kemal Kılıçdaroğlu’na “Gençlere, esnafa, çiftçiye, KHK’lılara vaatlerde bulunuyor. Bu vaatler bizim açımızdan da olmaz şeyler, karşı çıktığımız durumlar değil. Ama biz ortak bir hükümet için ittifak halindeysek, en azından öncesinde bunları ortaklaşa kararlaştırmalı ve ortak bir dille birlikte açıklamalıyız. Madem birlikte bir hükümet kuracağız, bunları bize sordunuz mu? Öncesinde bir program yapmadan bu tür açıklamalar doğru değil. Bir taahhüt varsa, bunu CHP veya İYİ Parti yapacaksa, ortaklarıyla görüşmeli, karşılıklı görüş alındıktan sonra açıklanmalı…” şeklinde tepki göstermiş… Aynı Cihan Paçacı 2018 seçimleri sonrası “Sağdan CHP’ye oy akışını sağladık” diye övünüyordu.
Bu İP’liler anlaşılan Ekrem İmamoğlu’na teslim oldular. Meral Akşener’in o cıvık cıvık Ekrem İmamoğlu övgüleri sonrası, Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptıkları bu eleştiri yarınlarda nasıl birbirlerine gireceklerini gösteriyor.
CHP ve kuyruklarında hem ahlaki çürüme, hem ihanet, hem de siyasi eğlence devam ediyor. 2023 seçimlerine kadar daha nelere şahit olacağız…