Konum at bize, neredesin Ekrem?
"Her şey çok güzel olacak” gazıyla şişirilen balon Ekrem İmamoğlu, İBB koltuğuna oturur oturmaz patlamıştı. İBB’yi emanet aldığı günden bu yana, İstanbul halkının yaşamı çileye dönüştü. Belediyecilik manasında sergilediği vizyonsuzluk, çapsızlık, beceriksizlik Ekrem İmamoğlu’nun başkanlık yüzü olmuştur. O da bunun farkında olduğu için geldiği günden bu yana belediyecilik değil, siyasi polemik işleriyle ön plana çıktı. Kendisinin siyasi proje olduğunu göstermek için gerçekten elinden gelen ne varsa onu yapmaktadır.
“Dilencinin keyfi işlek caddede gelir” misali Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarında kendince harekete geçip proje rolünü oynamaya başladı. Trabzon, Bayburt, Gümüşhane, Elazığ gezisiyle başladığı turunu Diyarbakır’da HDP’lilerle poz vererek taçlandırdı. Emin olun o illerden geziye başlaması yavaş yavaş Diyarbakır’a ulaşmak için olmuştur. Çünkü HDP’liler onu, o da HDP’lileri mıknatıs gibi birbirine çekiyor.
Ekrem İmamoğlu İBB Başkanı olmadan önce de, olduktan sonra da, HDP’yi kendinin can parçası gören eylem ve söylemlerde bulunmuş biriydi. O yüzden Diyarbakır ziyaretinde HDP’lilerle mutluluk iksiri tatmış gibi çok neşeli olması bizi şaşırtmamıştır.
“Mustafa Kemal’in generali olsanız ne yazar, it sürüleri” diyen Sırrı Sakık ve “Öcalan’ın özgürlüğü için ittifak kuracağız” diyen HDP Eşbaşkanıyla sırıtarak poz veren Ekrem İmamoğlu’nun terör örgütü PKK konusunda hiçbir hassasiyeti yoktur. Olmadığı gibi PKK’ya hizmet edenlere sahip çıkmakta çok rahat davranmaktadır.
HDP-Kandil-Terörist Demirtaş, Ekrem İmamoğlu’nun kazanması için adeta seferberlik başlatmıştı. İlk ve tekrarlanan seçimlerde desteklerini hiç esirgemediler. Tekrarlanan seçimler öncesi teröristbaşı Öcalan’ın “Millet ittifakına da, Cumhur ittifakına da mesafeli olun” içerikli mektubunu “Biz Önder Apo’nun mektubundan gereken mesajı aldık CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu’nu destekleme stratejimiz değişmedi” şeklinde değerlendiren HDP yine firesiz Ekrem İmamoğlu’nu desteklemişti. Ekrem İmamoğlu’nun seçim danışmanı Necati Özkan seçim sonuçlarını “CHP’nin %98’i sandığa gidip Ekrem İmamoğlu’nu desteklerken, HDP’nin %100’ü desteklemiştir” şeklinde değerlendirmişti.
O yüzden Ekrem İmamoğlu HDP’ye CHP’den bile daha çok bağlıdır. HDP’yi incitecek bir tane sözünü bulamazsınız. Zaten seçimlerden önce “HDP’lilerin başımın üstünde yeri var. HDP’lilere layık olmaya çalışıyorum” demişti.
Ekrem İmamoğlu bu yüzden Diyarbakır’a ziyarete gittiğinde, evlatlarının terör örgütü PKK’ya kaçırılmasına aracılık ettikleri için HDP’ye öfke kusan Diyarbakır annelerini ziyaret etmemiştir. Gitse zaten HD(P)KK’ya yakınlığı yüzünden aileler tarafından tepki görecek, HDP’ye de propaganda darbesi vurmuş olacaktı.
O sırıtarak HDP’lilerle poz vermeyi siyasi projesi için daha uygun bulmuştur. Kendine yakışanda zaten budur. Karakter ve meziyet olarak şehitten, gaziden yana duruş gösterecek bir hali olmadığı alenen ortadadır.
Terörist Demirtaş’ı “uygun bir vakitte cezaevinde ziyaret edeceğini” söylemişti. Bir eksiği o kaldı. Onun dışında HD(P)KK ondan memnun, kendi HD(P)KK’dan memnundur.
“Cumhurbaşkanlığı adaylığına kendimi zorlayım ve elimi güçlendireyim. Olmadı CHP Genel Başkanlığı için şimdiden zeminimi oluşturayım” derdiyle oradan oraya kopturan Ekrem İmamoğlu İstanbul’a bela olduktan sonra şimdi de gözünü Kemal Kılıçdaroğlu’na dikmiştir.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığı “İkazla söylemek isterim ki, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bürokratlara değil, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na kafa yormalı, onu fazla serbest bırakmaktan sakınmalıdır.
Sadece boş zamanlarında belediye binasına ve İstanbul’a uğrayan bu şahsın gezmediği, gitmediği yer neredeyse kalmamıştır.
Gözümüzden kaçtığı sanılmasın, sipariş bir senaryo devrededir.
Görev sahası İstanbul’la sınırlı olan bu belediye başkanının il il, ilçe ilçe gezmekteki amacı nedir? Varmak istediği yer neresidir?
Hatta Yunanistan ziyaretine niye ihtiyaç duymuştur?
Neyin hazırlığı içindedir?
Kimlerin dolduruşuna gelmiştir?” şeklindeki uyarı aslında CHP’de önümüzdeki süreçte yaşanacakları işaret etmektedir.
Kemal Kılıçdaroğlu bu uyarıya ne diyecek henüz belli değil ama Ekrem İmamoğlu, “Beni ne kadar seviyormuş Bahçeli. Sürekli benim yaptıklarımı takip ediyor demek ki” diyerek yine cıvık cıvık bir değerlendirmede bulunmuş…
Ekrem İmamoğlu bırak MHP Liderinin seni sevmesini, seni bir tane MHP’linin, Ülkücünün sevmesi için bu kimliklerini bir daha kullanmayacak olması lazım. Seni sevecek kişi MHP’den, Ülkücü Hareketten ayrılır ve PKK’ya, HDP’ye, terörist Demirtaş’a, PKK’lı Mithat’a, Pervin’e sevdalanır işte o zaman seni sevmiş olur.
Yunan, seni “Bizim Çocuk” diye; Kandil, HDP ve terörist Demirtaş da “Bizden” diyerek seviyor. MHP’li, Ülkücü niçin sevsin?
Türkiye turnen devam ediyor mu? Konum at neredesin şimdi Ekrem?