"Kobani'ye asker gönder, Afrin'e asker sokma" diyen ihanetçi!
Geçtiğimiz hafta TBMM’de oylanan Irak ve Suriye tezkeresi milli duruşun, ihanetin, tiyatronun hangi partiler nazarında sergilendiğini herkese göstermiştir. AK Parti ve MHP tezkere konusunda dimdik dururken, CHP HDP’den aldığı talimatı harfi harfine uygulayarak resmen ihanetin yanında yer almıştır. CHP-HDP ortağı İP ise “Evet” oyu kullanmış görünse de oylama esnasında çoğu elini dahi kaldırmamış, bazı milletvekilleri açıktan “Hayır” verdiğini açıklamıştır. Zaten onların tezkere duruşu dostlar alışverişte görsün mantığıyla geliştiği için sadece tiyatrolarını oynadılar.
Kemal Kılıçdaroğlu, İP’in istişareli tiyatrosunu bildiği için rahatlıkla “‘Evet’ deseydik Cumhuriyet’e ihanet etmiş olurduk” açıklamasını yaptı. Senden habersiz nefes alamayan ortağın sözde “Evet” demedi mi Kemal efendi?
Meral Akşener’in partisi de oynadığı rolünü çok iyi bildiği için “Sen bize nasıl Cumhuriyete ihanet eden muamelesi yapıyorsun?” diyemedi. Niye desin ki, meclise CHP sayesinde girmiş bir parti olarak “yat” diyorlar yatıyor, “kalk” diyorlar kalkıyor.
İP kendilerini “ihanetçi” olarak suçlayan Kemal Kılıçdaroğlu’na karşılık vermedi ama televizyon programında ısrarla bundan önce aynı metin içerikli tezkerelere “Evet” oyu veren CHP’nin bu tavır değişikliği sorulunca İP’li yetkili Müsavat Dervişoğlu “İşi siyasallaştırmadan anlatmaya çalışayım; bu iki tezkere arasında üzerinde tartışılacak bir şey yok ise ilk tezkereye evet deyip bugün hayır diyenin durumu tartışılır. CHP’nin durumu tartışılır” demek mecburiyetinde kaldı.
Gazeteciler sormasa o topa da hiç girmeyecekti.
CHP, ortağı İP’e “Evet” oyu verdiği için “Cumhuriyete ihanet ettin” diyor. CHP’nin diğer ortağı HDP ise “Hayır” oyu verdiği için “Türkiye İşçi Partisi ile Saadet Partili vekillerin yanı sıra CHP grubunun kendi öncelikleri ve hassasiyetleri çerçevesinde bu tezkereye hayır oyu kullanmalarını önemli, Türkiye’nin demokratik geleceği açısından çok kıymetli buluyoruz” açıklamasıyla CHP’ye teşekkür ediyor.
Bunların hepsi birbiriyle ortak. Biri PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile hareket edip ondan teşekkür alıyor ve diğer ortağını “ihanetçi” ilan ediyor. PKK ile işbirliğine susan ve kendine hakarete göz yuman diğer ortak ise sadece aval aval bu gelişmeleri izliyor. Halden kazançlı çıkan ise HD(P)KK… CHP de aklınca 2023 seçimleri için “1 koyup 5 kazanacağım” düşüncesiyle HDP’nin tezkere talebini yerine getiriyor.
Bugüne kadar yapılan oylamalarda “kerhen, istemeyerek, içimiz kan ağlayarak” ifadelerini kullanarak tezkereye “Evet” oyu veren CHP, bugün “Hayır” oyu kullanıyorsa tek sebebi HD(P)KK işbirliğidir.
CHP’nin bugün “Hayır” oyu vermesine kılıf bulmak için 40 dereden su getirdiğine, bin bir çeşit bahane uydurduğuna bakmayın, meselenin gerçeği budur.
Bugün, Suriye’nin Türkiye sınırının büyük bir bölümü boydan boya terör örgütü YPG’nin elinde iken “Suriye’de ne işimiz var?” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, 2014 yılında niçin “Gelin askerimizin kara harekâtını Kobani’nin kurtarılması ve IŞİD’in buradan püskürtülmesi hedefi ile kısıtlayalım. Böyle bir tezkereyi Meclis’ten hemen yeniden çıkaralım. Böylece halkımızın akrabalarını IŞİD gibi bir terör örgütünün öldürmesine izin vermeyelim” çağrısında bulunmuştu?
Aynı Kemal Kılıçdaroğlu 2018 yılında Afrin’e yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı’nı değerlendirirken “şehrin içine girilmesini doğru bulmadığını” ifade ederek ve “Daha derinlere inmenin mantığı yok. Hiç gerek de yok. Daha fazla şehit veririz, yazıktır, günahtır” açıklaması yaparak niçin feryat ediyordu?
Aslında 2014 tarihinde terör örgütü YPG’nin Kobani işgaline destek, 2018 yılında da Türk ordusunun terör örgütü YPG’ye operasyonunu engelleyebilmek için bu açıklamaları yapıyordu.
İhanet düşünceleri için “Türk ordusu Suriye’ye hemen kara harekât düzenlesin” diyen Kemal Kılıçdaroğlu niçin Türkmenlerin, Arapların, Kürtlerin ve tüm mazlumların terör örgütü YPG’nin elinden kurtulması amacıyla yapılan operasyona karşı çıkmak için seferberlik başlatmıştı? Tüm bunları anlamak için zihninizin ön belleğinde hep Kemal Kılıçdaroğlu’nun “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” sözü bulunmalıdır.
Tezkerelere “Evet” oyu verip terör örgütü PKK/YPG’ye yapılan operasyonlara karşı çıkması unutulmadığı gibi, bugün direkt tezkereye HD(P)KK talepleri doğrultusunda “Hayır” vermesi de unutulmayacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti’ne, vatana, millete, bayrağa Atatürk’e ihanet eden biri varsa o da Kemal Kılıçdaroğlu’ndan başka biri değildir. Onunla hareket eden kim varsa emin olun tarihte vatan haini olarak anılacaktır.
Tezkere konusunda HD(P)KK safında durup kimseye masal anlatmaya kalkmasınlar…