Bölücüye sustular, bir de ona "Geçmiş olsun" dediler!
Osmanlı zamanında da, Türkiye Cumhuriyeti zamanında da emperyalizmin güç odakları Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini hiç boş bırakmamıştır. Teşvik ettikleri isyanlar ve kurdukları terör örgütleriyle sürekli bölücülüğü canlı ve diri tutmuşlardır. Yüzyıllar önce gerçekleştirmeye çalıştıkları hesaplar, planlar bugün de devam ediyor. Hem Türkiye üzerinde hem de bizi ilgilendirecek şekilde bölgemizde terör örgütleri cirit atıyor ve sürekli destekleniyor. Irak, İran, Suriye ve Türkiye’den parça alarak “4 parçalı Kürdistan” dedikleri emperyalizm laboratuvarında üretilen yaratığı oluşturmaya çalışıyorlar.
Çok basit bir soru: Sözde Kürdistan’ı kurmak isteyen terör örgütlerine ABD niçin tonlarca silah yardımı yapar ki?
ABD’nin silah yardımının yanı sıra Batılı diğer ülkelerin de her manada bu terör örgütlerine destek vermesi şuurları uyandırmayacaksa ne uyandıracaktır?
Osmanlı zamanında da her Kürt isyanının arkasında yine Batı yok muydu?
Osmanlı zamanında da, Türkiye Cumhuriyeti zamanında da devlet adamlarının, ülke yöneticilerinin yanlış politikaları emperyalistlerin emellerini güçlendirecek atmosferin oluşmasına neden olmuştur. Verilen tavizler, açılan alanlar “Bölücülük” alanını hep diri tutmuş ve bu atmosferin zehirlediği insan yığınları oluşmuştur.
“Türkiye’nin beka problemi yok” diyen ahmak siyasetçilere inanmayın. Zaten terör örgütleriyle kol kola yürüyen bu siyasilerin varlığı bile beka problemimizin somut delilidir.
Bölmek isteyen var, parçalamak isteyen var, milletin evlatlarını birbirine düşürmek isteyen var. Bir de bunları yapmak isteyenleri her daim destekleyenler var.
Geçtiğimiz hafta Siirt’te beyni zehirlenmiş bir bölücü Meral Akşener sayesinde varlığını Türkiye’ye hissettirdi. HDP’nin kurumsal bölücülük faaliyetlerine “Buranın adı Kürdistan’dır” diyerek bireysel manada destek gösterisi yaptı. Meral Akşener de HD(P)KK’yı üzmemek, ittifak ortaklığına zarar vermemek adına “Haddini bil ulan” diyemedi ve bu bölücülüğün daha çok haber olmasını sağladı.
Meral Akşener’in bölücü alçakla konuşurken hep alttan alması ve “Sen burayı Kürdistan olarak tarifleyebilirsin başkası için de farklıdır..” diyerek yumuşak uyarıları hafızalarda kaldı. Bunun üzerine bir de İP’in Ortadoğu Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Salim Ensarioğlu’nun Meral Akşener ile tartışan ve “Buranın adı Kürdistan’dır” diyen bölücü alçak için “Öncelikle gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan vatandaşımıza geçmiş olsun dileklerini ilettiğini” ifade etmesi olayın tam tuzu-biberi oldu.
Bölücü-PKK’lı olduğu alenen ortada olan birine neyin “geçmiş olsun” mesajı bu?
Teröristbaşı Öcalan için “Bana göre Öcalan’a daha ılımlı işte bir ev hapsi gibi imkân tanınarak, ister televizyonla, ister telefonla, görüntülü, görüntüsüz, gibi bir ortam sağlanması gerekir” şeklinde görüşü olan Meral Akşener’in Genel Başkan Yardımcısı sıradan bir bölücü alçak için “geçmiş olsun” mesajı yayınlamış çok mu?
Siirt’teki bölücü alçak “Ona (Akşener) ‘Selahattin Demirtaş terörist mi?’ diye sordum. Bunun cevabını bana veremedi” demiş… Bu gerzek bölücü, Meral Akşener’in “Demirtaş serbest bırakılsın”, “Demirtaş serbest bırakılırsa evimde kahvaltı yaparım” dediğini, Aytun Çıray, Bahadır Erdem, Yavuz Ağıralioğlu, Hasan Subaşı gibi avanesinin “AİHM kararları çerçevesinde derhal serbest bırakılmasını“ istediklerini duymadı mı da böyle sorular sormuş…
Meral Akşener’in yüksek hoşgörüsü karşısında, alçak bir bölücülük sergileyen kişi bölgede sıradan bir vatandaş değil, HDP’de yöneticilik yapmış, PKK’lı bir şahıstır. Meseleye bu kimlik üzerinden baktığınızda silahı ABD’den alan emperyalizm köpeklerinin Türkiye’de nasıl bir zehir saçtığını daha net görürsünüz.
AKP’nin geçmişteki yanlış politikaları üzerinden kendi ihanetlerini meşrulaştırmaya çalışanlar şunu da görmelidir. Bölücülerin “Burası Kürdistan” dediği yerleri, AK Parti hükümeti ve Cumhur ittifakı bölücülere “Kabristan” yapmaktadır. Son 6 yılda 18 bin 600 terörist imha etmiş bir irade karşısında, HD(P)KK işbirliğinizi meşrulaştırma gayeniz boşa bir çabadır. Siirt’teki bölücü alçağın “Burası Kürdistan” dediği günlerde 4 PKK’lı terörist Siirt’te leş olmuştu.
“Burası Kürdistan” diyen alçağa niye sustunuz, niye geçmiş olsun mesajı ilettiniz?” dediğimizde bize HD(P) KK işbirliklerini örtbas etmek için Oslo, Habur, Dolmabahçe, çözüm süreci hatırlatması yapıyorlar. Dün, tüm bu süreçlerde mücadelemizi verdik mi? Verdik… Hangisinde sustuk ve şimdi gelinen nokta nedir?
O halde şimdi sizin HD(P)KK ile ittifakınıza, işbirliğinize niye susalım?
Dün eleştiriyor göründüğünüz her şeyi bugün siz yapıyorsunuz.