Çubuk'taki Şehit Törenine gitmek provokasyondu!
Sosyal medyada haberleri takip ederken “CHP ve SHP’nin eski genel başkanlarından Erdoğan’a dört ağır suçlama” başlıklı bir habere rastladım. İçeriğini açtığımda “CHP ve SHP’nin eski genel başkanları, AKP grup toplantısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Çubuk’ta uğradığı linç girişiminin görüntülerinin izletilmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu” şeklinde bilgiler vardı.
O görüntüleri izlemiştim. Hazırlanan o görsel Kemal Kılıçdaroğlu’nun halkın her kesimini kışkırtmasının işlendiği bir bölümde kullanılmıştı. Yani hadise “Yine Çubuk’taki gibi linç edilirsin” gibi bir tehdit, bir mesaj içermiyor. CHP’nin mazlumu oynama, ihanetlerini bu olay üzerinden örtbas etme girişiminden başka bir şey değildir bu. Eski genel başkanlardan Altan Öymen, Murat Karayalçın gibilerin işgüzarlığıdır.
Çubuk’ta yaşanan olay Kemal Kılıçdaroğlu’nun halkı kışkırtan siyasetinin sonudur. Bunu saldırıyı meşrulaştırmak için söylemiyorum. Türkiye’de bir şehit cenaze törenine katılacak son kişi Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Özellikle son 6-7 yıldır uyguladığı politikalar bunun ana nedenidir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı cenaze töreni terör örgütü PKK’nın şehit ettiği Yener Kırıkçı isimli askerimizin töreniydi.
Çok basit sorularla konuyu biraz açalım. Terör örgütü PKK’nın kapatılan gazetesine, televizyonuna, radyosuna, yazarına sahip çıkan, terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık eden HDP’li Belediye Başkanlarına, HDP’li yöneticilere sahip çıkan, terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG’ye her fırsatta sahip çıkan, ortağı Meral Akşener’in bile sıkıştığında “HDP’yi terör örgütü PKK’nın yanında konumlandırıyoruz” dediği HDP ile yerel seçim ittifakı yapan, Suriye’de öldürülen terörist Aziz Güler’in cenazesini CHP Genel Başkan yardımcılarına ve milletvekillerine havaalanından aldırıp, omuzlarında taşıttıran, eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin gazetesi Sözcü’nün bile “Operasyonda yaralanan Dilek Doğan canlı bombacının arkadaşı çıktı” diye haber yaptığı DHKP-C’li militan Dilek Doğan’ın cenaze törenine gönderen, 793 askerimizin, polisimizin şehit edildiği Hendek- Çukur olaylarının bir numaralı azmettiricisi olan PKK’lı terörist Demirtaş’ın serbest bırakılmasını sürekli isteyen bir Kemal Kılıçdaroğlu profilinin, şehidimizin cenazesinde ne işi vardır?
Bu tahrik, kışkırtma değil midir?
Bu şehidimizin cenaze töreninde provokasyon ayarlandıysa bile onlara en uygun iklim bu değil midir?
PKK, PYD, YPG, DHKP-C gibi terör örgütleriyle bu derece iç içe geçmiş “yeni bir CHP” yaratan Kemal Kılıçdaroğlu’nun herhangi bir şehit cenazesinde bulunması tahrik ve provokasyon zemini arayanlar için başlıca malzemedir.
O yüzden Çubuk’ta yaşanan olaylara tek taraflı bakarsanız, bundan sonra yaşanabilecek provokasyonlara da göz yummuş olursunuz.
Nasıl ki, “Afrin yıkılsın, teröristler yakılsın” diyen ve sonuç alan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin bir PKK’lı teröristin cenaze törenine katılması düşünülmeyeceği gibi, 793 şehidimizin azmettirici katili olan terörist Demirtaş için “serbest bırakılsın” diyen, “YPG terör örgütü değil, vatanını koruyan oluşum” diyen ve buna benzer birçok bölücülüğe sahip çıkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bir şehidimizin cenaze törenine katılması düşünülmemelidir.
Altan Öymen, Murat Karayalçın gibi işgüzarların tüm bunlara verecek bir cevabı var mıdır?
Olayın sosyolojisi budur. Eğer cenazesine katıldığın kişinin katillerini kamuoyu önünde açıkça savunuyorsan gittiğin cenazede yakınları tarafından tepkiyle karşılaşırsın. Cinayetle sonuçlanan her ölüm sonrası buyurun bunun denemesini yapın…
PKK ile işbirliği, siyasi uzantılarıyla ittifak yaparsan bir şehidin cenazesine gidemezsin kardeşim… Gidersen ya akli dengen bozuk demektir ya da Türkiye’de provokasyon yaratmaya çalışan bir görevlisindir.
Çubuk’ta Kemal Kılıçdaroğlu’na provokasyon amaçlı linç girişiminde bulunan varsa hukuk önünde cezasını çeksin ama Kemal Kılıçdaroğlu gibi birini şehit cenazesine göndermek başlı başına zaten provokasyondur.
Altan Öymen ve Murat Karayalçın gibilerin Türkiye Cumhuriyeti’ne biraz saygısı, bu vatanı korumak için şehit olan askerlerimize, polislerimize biraz vefası varsa suç duyurusunda bulunacakları tek kişi Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Böyle birinin CHP’nin başında bulunmasının utancını yaşamalıdırlar.