CHP, HDP, İP ihanetlerini aklamak sana mı kaldı?
1 Kasım 2015 seçimleri sonrası MHP’yi ele geçirme operasyonlarına figüran olanların kimi yol yakınken döndü, kimisi de o yolda ısrarla yürüyerek kurdukları İP isimli partide başköşede yerini aldı. Bunların başında da Müsavat Dervişoğlu yer almaktadır. Kendisini MHP’de iken gerçekten çok severdim. Sevgi ve saygıya dayalı hukukumuzu da her ortamda koruyan olmuştum. Ama o makam ve koltuk uğrunda kendini çok değiştirdi ve hatta bu uğurda yapısını da çok geliştirdi.
Geçmişi kendini takip etmesin diye de “Teslimiyeti ve hakareti alkışlayanlarla aynı sıfatı taşımayı içime sindiremediğimden bir daha asla ülkücüyüm ya da ülkücüydüm demeyeyeceğim. Çabamız sadece İYİ olmaktır” diyerek CHP-HDP ortaklığına hizmet etmek için yeni maceralara yelken açtı.
İlginçtir İP içinde Bahadır Erdem, Salim Ensarioğlu, Aytun Çıray gibi PKK, HDP, Öcalan, Demirtaş övgücülerinin yapacağı açıklamaları artık Müsavat Dervişoğlu gibiler yapmaktadır. Bu Meral Akşener’in gözüne daha İYİ girme ve CHP nazarında daha itibarlı görünme çabası herhalde… İP içinde birçok milletvekili, yetkili MHP’deki geçmiş hukukları adına çok ölçülü davranırken, Müsavat Dervişoğlu’nun MHP hakkındaki çeşitli açıklamaları, hakaretleri, CHPHDP- İP ortaklığından dolayı oluşan ihanetleri örtbas etmek için ortaya koyduğu kurnazlıkları kendinin büyük ayıbı olmaktadır.
“HDP yasal, meşrudur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun çözüm süreci için Meclisi işaret etmesini destekliyorum” tarzındaki açıklaması, ardından da Kandil’deki tüm teröristbaşlarının yerel seçim desteğini almış Kemal Kılıçdaroğlu’nun Irak ve Suriye tezkeresine “hayır” oyu kullandıktan sonra köşeye sıkışıp “Söz veriyorum o Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem Kılıçdaroğlu demesinler” şeklindeki hamamın namusunu kurtarmaya yönelik komik sözlerini yine aynı komiklikte olan “Kapsamlı bir çelişki de görmüyorum. Kandil başka bir yer, Suriye’nin kuzeyi başka bir yer” sözleriyle desteklemesi bizleri yeterince kanaat sahibi yapmaya yetiyor.
CHP’nin, HDP’nin, İP’in birçok ihanet projesini destekleyen, sürekli onları meşrulaştırmaya çalışan Müsavat Dervişoğlu’nun geçtiğimiz gün MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Sadir Durmaz’ı hedef alan “Fetö’nün kaset tuzağıyla önündeki 1.sıra adayı istifa ettiği için Yozgat’tan milletvekili seçilen, yardımcılığını yaptığı Genel Başkan Yrd. yine aynı FETÖ tezgahıyla görevinden çekilince Gn.Bşk.Yrd olan Sadir Durmaz, İYİ Parti’ye dil uzatacağına, neyin numunesi olduğunu hatırla” şeklindeki sosyal medya paylaşımına denk geldim.
Bu twiti atmasının sebebi de “Adım Adım 2023: İl İl Anadolu Temalı Yeni Çalışma Programı” çerçevesinde Trabzon’a giden Sadir Durmaz’ın orada Koray Aydın’ın İP isimli parti kurulmadan önce MHP’de oynanan oyunları “Bütün illerde cemaat mensupları (FETÖ’cüler) Meral Akşener üzerinde bütünleşiyor ve onun mitinglerine yoğun ilgi gösteriyor. Bu hareketi (FETÖ) temsil eden arkadaşlarımızın destek organizasyonlarını biz de görüyoruz, MHP tabanımız da görüyor. Buradan (FETÖ’den) kendisine bir destek olduğu kesindir” şeklindeki sözlerini hatırlatması olmuştur.
Sadir Durmaz’ın FETÖ’nün kaset tuzağından dolayı önü açıldıysa bu Sadir Durmaz’ı nasıl bağlayabilir?
Birinci sıradaki kişi istifa ettiyse, ikinci sırada kim olursa olsun zaten önü açılmış olmayacak mıydı?
Böyle bir mantık mı olur?
Fethullah Gülen’in örgüt mensuplarına “Akşener’e sahip çıkın onu koruyun” talimatını vererek sahip çıktığı ve “1980 öncesi Sayın Fethullah Gülen’in dinlerarası diyalog modeli gibi model uygulansa sağdan-soldan ölümler olmazdı” sözünün sahibi Meral Akşener, MHP’deki “ele geçirme operasyonunu” başarmış olsaydı MHP’deki koltuklarda FETÖ’nün yardımı ve desteğiyle mi oturmuş olacaktınız Müsavat Dervişoğlu?
Asıl seni ilgilendirmesi gereken bu sorunun cevabı olmalıdır.
MHP’de sadakatli duruş, çizgisini bozmamak Sayın Sadir Durmaz’ın faziletidir. Ama sizin, 1 Kasım sonrası MHP’deki operasyonda FETÖ’nün tüm unsurlarının desteklediği Meral Akşener gerçeğini ve bugün CHP-HDP ortaklığında ortaya koyduğunuz birlikteliğin izahını yapamayıp, MHP’li yöneticiler üzerinde kurguladığınız her şey içine düştüğünüz acizliğin belirtisidir.
AK Parti’nin geçmişindeki yanlışları üzerinden, MHP’nin Cumhur İttifakı’nda yer almasını eleştirerek, bugün tamamen PKK, HDP, terörist Demirtaş çizgisinde hakaret eden CHP’nin koruma memuru gibi davranmanız hem ikiyüzlülüğünüzü, hem de acınacak bir halde olduğunuzu göstermektedir. MHP’ye bulaşmadan, CHP’nin ihanetlerine nasıl paspas olduğunuzu sorgulayın…
Sayın Dervişoğlu, “Bir daha asla ülkücüyüm ya da ülkücüydüm demeyeceğim” demiş olsan da geçmişin bir hukuku yüreğinde elbette bir iz bırakmıştır.
Bırak Meral Akşener’in ihanetlerini, CHP ve HDP’nin hainliklerini Bahadır Erdem, Salim Ensarioğlu, Aytun Çıray gibiler meşrulaştırmaya çalışsın.
Sana yakışıyor mu?
Senin geçmişinle bağdaşıyor mu?