Menfaatleri için PKK'yı, HDP'yi savunan dönekler!
MHP’liler ve Ülkücüler için en acı olan manzara, bazı kişilerin MHP ve Ülkücü Hareket’ten ayrıldıktan sonra kişisel ve siyasi menfaatleri için gittikleri yerde ihanetler konusunda âdeta kraldan çok kralcı olmalarıdır. Bunlar öyle menfaat, çıkar peşinde koşuyorlar ki HDP’yi, PKK’yı bile savunmaktan imtina etmiyorlar. Kimi de MHP ve Ülkücü Hareket’e sızmış, sızdırılmış kişilerdi. MHP içinde köşeye sıkışınca ayrılıp gerçek kimliklerini gittikleri yerde buldular.
Son 20 yılda buna örnek vereceğimiz o kadar isim var ki, inanın bunların ihanetleri, satılmışlıkları say say bitmez ve bu sayfalar almaz. Allah kimseyi bunların bu rezil hâline düşürmesin.
Bunlardan birisi de bu harekette geçmişte Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapan daha sonra sırasıyla DYP, AKP, CHP gibi partilere geçen Alaattin Aldemir isimli şahıstır. Çözüm sürecinde AKP bünyesinde birçok ihanet söylemine imza atan Alaattin Aldemir, AK Parti terörle mücadelede PKK’ya kan kusturur hâle gelince soluğu CHP’de aldı. Şimdi de son 7 yıldır PKK ile yol yürüyen CHP’de çözüm sürecindeki ihanet söylemlerine devam ediyor.
Geçmişte Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış Alaattin Aldemir isimli bu adam, çözüm sürecinde “Çıkıp, ‘Öcalan ile niye konuşuluyor’ diyorlar. Çözüm için kiminle konuşulması gerekiyorsa oturup konuşabilmeliyiz. Öcalan bu işin bir tarafıdır. Öcalan ile konuşmayıp da, BM ile Cibuti ile mi konuşacağız” diyecek kadar gözü dönmüştü. O dönem AKP’den milletvekili olmak için PKK’lıdan daha çok PKK’lı gibi açıklamalar yapıyordu. Kendini de “Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı./MHP Lideri Merhum Alparslan Türkeş’in Danışmanı” sıfatıyla kullandırıyordu.
Orada bir baltaya sap olamayınca o da PKK’nın yanına geçen CHP’ye geçti. Orada da aynı sıfatları kullanarak ihanetleri meşrulaştırmaya çalışıyor.
Geçtiğimiz haftalarda da Deutsche Welle’de Nevşin Mengü’nün sorularını yanıtlayıp orada “Kürtler bu coğrafyada bizden önce de vardı. PKK, Kürt sorununu çıkaran bir yapı değildir. Kürt sorunu olduğu için PKK çıkmıştır” cümleleriyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Siyaset kurumunun 35-40 yıldır çözemediği bir Kürt sorunu var. Kürt sorununu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. Devlet dediğimiz kurum gayrı meşru organla muhatap olmaz. HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz. Halkın desteği var, parlamentoya gelmiş. Bu sorun çözülecekse meşru bir organlar çözebiliriz” açıklamasını meşrulaştırmaya çalışmıştır.
Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaparken terör örgütü PKK’ya nefret kusan adam, şimdi siyasi menfaatleri için emperyalizmin Türkiye’yi bölmek için kullandığı “Kürt sorunu” kavramına sahip çıkıyor ve PKK’nın bu yüzden ortaya çıktığını vurguluyor.
Emperyalist güçlerin PKK’ya alan açmak için “Kürt sorunu” diye bir kavram yarattığını düşünemeyecek bir zekâ ile CHP’ye hizmet ediyor ama hâlâ 20 yıl önce sahip olduğu sıfatları kullanıyor.
Fakat “Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı./MHP Lideri Merhum Alparslan Türkeş’in Danışmanı” sıfatını kullanmazsa o nursuz suratına bakanın olmayacağını bildiği için, terör örgütlerinin siyasi karargâhına dönmüş CHP’de hep bu sıfatları kullanarak açıklamalar yapıyor. Alaattin Aldemir DYP’de ve AKP’de de bulundu niçin onları hiç kullanmıyor?
Emin olun HDP “Gel seni milletvekili yapacağız” desin oraya da koşa koşa gider. Kılıfı da “Kürt sorununu burada çözeceğim” olur.
CHP’deki ihanet yolculuğuna tepki gösterenleri de “Fikirlere ve çözüm önerilerine hakaret ya da iftira ile karşılık veren sahibinin sesleri, yarınlarda, ummadığınız anlarda yüz yüze geldiğimizde de aynı cesareti (!) göstermenizi beklerim...” diye sayfasında tehdit etmiş…
Keşke sadece Alaattin Aldemir olsa…
MHP’den kaçıp giden İP isimli partideki HDP, Öcalan, terörist Demirtaş sevdalıları…
2013 yılında “Bugün 40 yıllık geçmişimi geride bırakarak, CHP adayı olmamla, geride kalan tüm tartışmalar bitecektir” diyen Mansur Yavaş’ın “Ajans isterse HDP ile görüşürüm” sözleri, ekranlardan PKK’nın talebi olan “Mali Özerklik” talebini istemesi, ABB Başkanı olmak uğruna CHP’nin HDP ittifakına, PKK ilişkilerine rıza göstermesi diğer örnek ihanetler olarak gösterilebilir.
Geçmişte MHP ve Ülkücü Hareket’te hasbelkader bulunan bu tiplerin bugün düştüğü bu hâl rezilliktir, pespayeliktir ve çocuklarına bırakacakları utançtır.
Allah hiç kimseyi siyasi ve kişisel menfaatleri için PKK’nın yoldaşı olmuş CHP’yi, PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yi savunur hâle getirmesin…