'Herşeye karşıyız' ruh hastalığı
"Muhalefet partisi ne demek?” diye sözlüğe başvurduğunuzda karşınıza “Demokrasi ile yönetilen bir ülkede ise iktidar seçimle işbaşına gelen seçilmişlerdir ve muhalefet belirli seçmen barajını aşmış ve parlamentoda halkı temsil eden ve sağlıklı siyasette iktidarın politikasını eleştiren ve farklı sunan kişilerdir.’ tanımı çıkıyor.
Muhalefet partileri iktidarı denetleyen siyasi mekanizmadır. İktidarın yanlışına yanlış, doğrusuna doğru demek sağlıklı muhalefetin görevidir. İktidarın doğrusuna yanlış, yanlışına doğru demek ise sağlıksız muhalefetin işaretidir.
CHP’nin en tepe yöneticilerinden Engin Altay’ın “Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok. Milletin bize verdiği görev bu kardeşim.” sözleri Türkiye’deki muhalefetin sağlıksız, dengesiz, ruh hastası, çıkarcı, menfaatçi, kaoscu, krizci olduğunun en bariz delilidir.
“Hükümet doğru bir iş yaparsa destek vermeyiz” demek inanın Türkiye’de muhalefet kurumunun iflası ve o muhalefetin karaktersizliğinin ispatıdır.
CHP muhalefetin tamamını fareli köyün kavalcısı gibi peşine bu şekilde takmıştır.
Olaylara, gelişmelere bakıyorum hangi olumlu bir adım atılırsa atılsın CHP merkezli muhalefet hep karşı çıkıyor. Hükümetin olumlu adımlarına destek vermemek için her yolu buluyor, her türlü bahaneyi üretiyorlar.
Türkiye, markası kendine ait TOGG isimli arabasını üretiyor. Bunu somut olarak ortaya her yönüyle koyduğu halde bir tane muhalefet partisi çıkıp da destek vermedi. Sürekli köstek oluyorlar, sürekli küçümsüyorlar, sürekli kulp takmaya çalışıyorlar. Varsa eksiği onu söyleyip, “Şöyle yapsanız ülkemiz, vatandaşımız adına daha iyi olur” gibi zerre kaliteli muhalefet anlayışını göstermiyorlar. Çünkü hadiseye “Ülkemiz ne kazanacak” şeklinde değil de, hep “Ya bu hükümet kazanırsa” penceresinden bakıyorlar.
Türkiye’nin yerli otomobili TOGG’un sedan modeli, Las Vegas’taki fuarda dünyaya tanıtılmasıyla herkesten olumlu puan alırken, Türkiye’deki muhalefet hala burun kıvırıyor ve sürekli karalayıcı propagandalar yapıyor.
Mesela İngiltere Büyükelçisiyle istişare ederek Deva isimli vebalı partiyi kuran Ali Babacan “Gerçekten yerli üretim istiyorsak bunun yöntemi tasarımını, pil ve motor teknolojisini başka bir ülkeden almak değil. O zaman TOGG millî ve yerli bir otomobil olmuyor” diyerek TOGG üretimini karalamaya çalışmış… İngiliz ekolü partisine bakmayıp, ülkeye kendi markasıyla üretilecek TOGG’u küçümsüyor. Mesela yapıcı bir şekilde “TOGG’un alt yapısı kurulsun, üretime başlayalım zamanla her eksiğimizi tamamlarız. Bu ülke insanının zekâsına güveniyorum” dese ne kaybeder?
Çünkü kendi milli ve yerli olmadığı için, bunu diyemez.
Anayasanın ilk dört maddesini atmosferi geldiğinde değiştirmeyi düşünen Ali Babacan’dan bu ülkeye ne fayda gelir? Bu türler Türkiye’nin başına bir iş gelse, ilk fırsatta İngiltere’ye sığınır. Tarihte örnekleri de vardır.
Mesele sadece TOGG’u üretip somut olarak ortaya koymakla ilgili muhalefetin tutumu değil ki… Her konuda böyleler.
İHA-SİHA üretirsin aynı tutum. Korona’ya karşı yerli aşı üretirsin aynı tutum.
Silah üretirsin aynı, askeri araç üretirsin hep aynı…
MİT-TSK Kandil’in en tepe isim elebaşlarını leş haline getirdiğinde bu muhalefet bir gün olsun tebrik etti mi? Karabağ işgalden kurtarıldığında bu muhalefet bir gün olsun tebrik etti mi?
Ayasofya tüm emperyalist dayatmalara rağmen ibadete açıldığında bu muhalefet bir gün olsun tebrik etti mi?
Terör örgütlerine karşı Türkiye sınırları, Irak ve Suriye sınırları içinde çok başarılı operasyonlar yapıldığında bu muhalefet bir gün olsun tebrik etti mi?
O kadar çok örneğimiz var ki, “Allah bu muhalefetten Türkiye’yi korusun” diye dua etmek her vatandaşımızın dini vazifesi olmalıdır. “Sel, deprem, hastalık, terör, ekonomik kriz çok olsun, hükümet devrilsin” düşüncesini yansıtan bu muhalefetten korunmayacağız da kimden korunacağız?
