Elinde soğan, dilinde yalan…
Mutfakta sadece yemek pişirilmediğini Kemal Kılıçdaroğlu’ndan öğrendik…
Onun ufak çaplı bir siyasi fabrika gibi işleyen mutfağında türlü türlü algılar pişiyor.
Fi tarihinden yapılma fayanslar, renk vermeye başlayan çekmeceler, tezgâhın üzerine dizilmiş tanıdık mutfak gereçleri “Ne kadar da bizden biri” algısını tamamlayan öğeler.
Böyle bir mutfaktan videolar paylaşarak nazar-ı dikkatimize celbedilen, ağızdan çıkan sözler değil, izlerken kendimizi âdeta evimizdeymiş gibi hissettirmesi olmalı.
Orta sınıf bir aile yaşantısına sahip, evin rutininde eşine yardımcı, çağdaş ve demokrat bir aile babası figürünü kim cumhurbaşkanı olarak görmek istemez ki!..
Kemal Bey “Ben de sizden biriyim” demek için tüm enerjisini harcadığı bir sürecin içerisinde ama yaman çelişkiler de yakasını bir türlü bırakmıyor.
Mesela depremzede çadırında geceliyor, “İşte genel başkanımızın çadırı” diye yattığı yerin fukaralığını sosyal medyada öven CHP genel başkan yardımcıları otel odasında kalıyor.
Çadırda bir gece, ne de olsa kısa süreli bir eziyet! Depremzede çadırında bir gece geçirmenin, haftalarca, aylarca “Vatandaşla deprem çadırında kalan örnek siyasetçi” olmak gibi bir karşılığı var.
Tıpkı HDP’yle off the record ne görüştüğünü bilemediğimiz gibi Kemal Bey’in sahne arkası hâllerinde karanlıkta kalan çok fazla yer var.
Kamuoyuna çizmeye çalıştığı profil, vatansever, milliyetçi, Kuvayımilliyeci bir hayal karakteri…
Madalyonun öteki yüzünde çok sınırlı bir çevrenin tanıyıp görebildiği bir Kemal Kılıçdaroğlu var.
HDP’li Sırrı Sakık tam da bu noktaya parmak basar gibi, Kemal Bey’in perde gerisinde kendilerine verdiği vaatleri toplumla paylaşmasını istedi.
Böyle bir talepte bulunup Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzündeki vatansever peçeyi indirmek istemiyorlardır elbette. O peçe inerse CHP tabanını bile sandığa götürmek zorlaşır. HDP Kılıçdaroğlu’nu destekleme karşılığında kendilerine verilen sözleri herkesin şahitliğinde somutlaştırma peşinde…
Kemal Kılıçdaroğlu’na “Bize verdiğin sözleri kamuoyuna da açıkla” diye şeffaflık çağrısı yapan HDP’li Sırrı Sakık, bir yandan da 100 yıllık Cumhuriyet’le hesaplaşacaklarını söylüyorsa Kılıçdaroğlu-HDP görüşmesinin içeriği az çok anlaşılıyor değil mi?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP heyetiyle görüşmesinden sonra HDP’lilerde bir anda “Öcalan serbest kalacak” havasının esmeye başlaması da çok tuhaf değil mi?
PKK, Kılıçdaroğlu’nun adaylığından sonra seçime kadar terör eylemi yapmama kararı aldı. Gün geçmiyor ki PKK’nın üst düzey hainlerinden Kemal Kılıçdaroğlu’na açıkça oy verme çağrısı yapan birisi çıkmasın.
Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Bese Hozat, Sabri Ok, Mustafa Karasu, Salih Müslim ve diğer terör elebaşları Kemal Bey’i mücevher bulmuş gibi sahipleniyorlar.
Demek ki kamera önünde tabağın etli kısmını çocuktan yana döndürürken, gizli görüşmelerde Türkiye’nin etli kısımlarını da HDP/PKK’dan yana döndüren bir Kemal Kılıçdaroğlu var.
Sırrı Sakık, muhalefetin ortak adayı Kılıçdaroğlu’nu şeffaflığa, dürüst davranmaya çağırdı. İnsan bir cevap vermez mi? O hâlâ elinde soğan, dilinde yalan, evinin mutfağında siyasi algı pişirme derdinde…