Beşiktaş’ın elindeki malzeme bu!

Bu bir gerçek… Başakşehir ligin en etkili, bilinçli, futbolcuların birbirlerini iyi tanıdığı, topu en olumlu kullanan, en organize takımlarından biri. Zaten bu da, onları son yıllarda sürekli zirvede tutuyor. Üstelik kulübeleri de çok zengin. Abdullah Avcı da bu zenginliği iyi kullanıyor. Visca, İrfan Can, Mahmut, Eprianu, Elia. Hepsinin kişisel becerileri üst düzey. Tek handikapları özgüvenlerinin yüksek olması. Öyle yerlerde, öyle anlarda, öyle işler yapıyorlar ki, rakiplerini bir anda pozisyona sokuyorlar.

Ama ayağa pas, kaleci Mert’ten başlıyor, en uca kadar gidiyor. Tüm bunlara Abdullah Avcı faktörünü de eklersen, “Yeme de yanında yat” durumu oluyor. Öyle bir haftada, öyle önemli bir üç puan aldılar ki, rakiplerinin hepsinin puan kaybettiği ligde, en yakın rakibiyle puan farkını 4’e çıkartarak, liderliğin keyfini çıkarttılar. Tıpkı manşetimizde olduğu gibi..

“KAP”a, şampiyonlukla görüşmeye başladıklarını bildirdiler. Peki ya Beşiktaş’a ne demeli, bilemiyorum… Şenol Güneş’e kızıyoruz ama, adam ne yapsın. Oğuzhan’ı oynatmıyor, Adem Ljajic oynatmıyor, eleştiri alıyor. Peki bu adamların, top atacağı futbolculara bir baktınız mı? Sahadaki futbolcuların yaş ortalaması 33. Bunu da kaleci Karius düşürüyor. Yoksa daha yüksek! Adam takımın en genci(25)! Babel’e mi atsınlar, Love mı, yoksa “Ahı gitmiş, vahı kalmış” Lens’e mi? Eldeki malzeme bu! Gitmiyor işte, bir maç toparlansalar, ikinci maçta yıkılıyorlar.

Ayaklar artık bedenlerini taşımıyor, takımı nasıl taşısınlar. Şenol Güneş’in ayrılmadan önce, Beşiktaş’a yapacağı son ‘kıyak’, gençlere yavaş, yavaş şans vermesi olmalı. Güven’e şans vermeli, Rocco, Dorukan, Ljajic ve Larin’in önünü açmalı. Ancak o zaman Beşiktaş, sürekliliği olan, taraftarlarının rahatça maçlarını izleyebileceği bir takım olur. Yine de çaba sarfetti, Beşiktaş… Özellikle ikinci yarıda…

Zirveden fazla uzaklaşmamak için… Ama bir türlü Başakşehir defansını aşamadı, fırsatları değerlendiremedi. Tıpkı ezeli rakibi Fenerbahçe gibi.. Üzerindeki kara bulutları dağıtamadı, böyle giderse de dağıtamayacak, sanki!