Bir karar verin artık!
Meral Akşener ve partisi sudan çıkmış balık gibi. Ne yapacaklarını, nereye gideceklerini, nereye oturacaklarını, ne konuşacaklarını bilemez haldeler. Aldıkları kararları bir gün geçmeden değiştiriyorlar. Kurdukları cümleleri bir saat geçmeden inkâr ediyorlar. Yerel seçimler için bir şey denemeye kalktılar. Onu da adeta ellerine, yüzlerine bulaştırdılar. Yerel seçimler ittifakı için bir CHP’ye tavır alıyor gibi yapıyorlar bir de bakıyorsunuz tekrar sıcak mesaj veriyorlar.
Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra böyle bir gündem başlattılar. Meral Akşener’in seçimlerden sonra yaptığı “CHP’den 15 milletvekili istedik, hayatımın en büyük pişmanlığıdır.” şeklinde konuşması, yerel seçim ittifakı noktasında bu gel-git hallerinin başlangıç noktası olmuştu. Bu konuşmadan sonra “CHP-İP ittifakı bitti” atmosferi yaratmaya çalıştılar ama biz o günlerde “Bu tür davranışlarının yerel seçimler pazarlığında el güçlendirme adına yapıldığını” vurguladık. Kısa bir süre sonra karşılıklı yapılan açıklamalara ve çıkan haberlere baktığımızda, tespitimiz haklı çıkmıştır. Çünkü Ankara ve İstanbul başta olmak üzere CHP’nin elindeki büyükşehir belediyeleri üzerinde bir pazarlık yapıldığı yahut yapılmak istendiği ortaya çıkmıştı.
Bu haberler, Meral Akşener’in 26 Ağustos’ta Afyonkarahisar’da yaptığı konuşmaya kadar durulmuştu ki Meral Akşener o gün konuştuktan sonra yine gündem “CHP-İP arasında yerel seçim ittifakı olacak mı olmayacak mı?” tartışmasını alevlendirdi.
Afyonkarahisar konuşmasında ve sonrasında yaşananları yan yana getirdiğimizde, Meral Akşener ve kadrosunun aciz durumda oluşu kendini çok belli etmektedir.
“Yerel seçimlerde iş birliği yapmayacağız” diye cümleyi başlatıyorlar sonra diğer partilere “Gelin; tüm siyasi partiler, hep birlikte, ayrı ayrı seçimlere girelim ve milletimize hizmet için yarışalım. Biz varız.’’ çağrısında bulunuyorlar, bir saat sonra tüm ipleri koparmamak için “Bugünden bir şey söylemek mümkün değil. Bazı yerlerde bazı anlaşmalar yerelde olabilir. Onları henüz konuşmuş değiliz.” diyorlar.
Günler sonra yine pazarlığı kızıştırmak adına İP Sözcüsü Kürşad Zorlu, “Yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara’da ittifak yapılacak mı?” sorusuna, “Kendi adaylarımızı çıkaracağız. Bunun hazırlık ve çabası içerisindeyiz. Çok kısa bir sürede bu hazırlıkları tamamladığımızda milletimizle bilgisini paylaşacağız” cevabını verdi.
Ertesi gün ise Fatih Altaylı’nın şu yazısını okuduk.
“Ankara ve İstanbul’da yerel seçimlere kendi adaylarınızla girecekmişsiniz, doğru mu?” diye sordum.
“Kürşad Bey’i (Prof. Kürşad Zorlu) tanırsınız. Bu, onun temkinli üslubudur. Tedbiren böyle bir şey söylemeyi uygun görmüştür.” dedi.
“Yani?” dedim.
“Yerel seçimde ittifak zaten yok. Aday isimleri üzerinde anlaşmalar, uzlaşmalar olabilir. Şu an için de ortada üzerinde konuşulacak, uzlaşılacak isimler olmadığı için Kürşad Bey de bizim kendi adayımızı çıkaracağımızı söylemiştir. Prensip olarak uzlaşamadığımız her yerde adayımızı çıkarırız. Ortak adaylara kapalı değiliz ama bu her halükârda destekleriz anlamına da gelmez.” dedi.”
***
Bir parti elbette başarı grafiğini yükseltmek için pazarlık yapar, ittifak şartlarından kendine en iyi payı almak ister. Bakınız: Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal, Ali babacan.
Ama Meral Akşener’in partisi gibi, pazarlık bu kadar mı ayağa düşürülür? Konuştuğunu, aldığı kararı bir saat içinde, bir gün içinde değiştiren bir parti düşünün? Masaya oturursun, şartlarını koyarsın. Şartlarını kabul etmiyorlarsa masadan kalkarsın. Bu kadar kolay oysa. Bu ne böyle otur-kalk yahut “Aç-Kapa Artema muslukları” gibi…
Türkiye’nin bunca gündemi varken sizin papatya falı açıp “İttifak olacak-olmayacak” şeklinde gündem kirletmenize ne gerek var?
Meral Akşener ve avanesi!
Belli ki seçimlere tek başınıza girerseniz bir Büyükşehir ya da İl Belediyesi kazanmanız mümkün değil. İlçelerde de bu şansınız çok kısıtlı. O yüzden CHP ile büyükşehirlerde pazarlık adına elinizi güçlendirmek için “bir ileri- iki geri” yapıyorsunuz. Ama acizliğiniz paçalarınızdan akıyor.
Meral Akşener ya sen konuşma ya da "Ben 'dur' dedim durdu, 'gel' dedim geldi." diyerek partine alıp sözcü yaptığın Kürşad Zorlu’yu sustur. “Yerel seçimlerde el güçlendirme yapacağız” diye siyasi ahlak anlayışını zayıflatmayın.