Montella ekip ruhu aşıladı
Bizim çocuklar yüzümüzü ağarttı, göğsümüzü kabarttı. Federasyonun, Montella hamlesi milli takıma hayat verdi. Nisan ayında ilk kez gönderilmesi gündeme gelen Stephan Kuntz, o dönem gönderilmiş olsaydı, belki de yerine Montella gelmeyecekti. Her şeyde bir hayır vardır derler ya, son 3 maç için yapılan teknik adam değişikliği, sonuçta hepimizin yüzünü güldürdü. 2032’yi ülkemize getirmenin yanı sıra, ardından gelen 2024’e katılma başarısından dolayı Büyükekşi ve kurmaylarını da kutlamak gerek.
MONTELLA NE YAPTI?
Bir ikisi hariç, tüm oyuncular neredeyse aynı, federasyon yönetimi aynı, her şey Kuntz döneminin tıpkısı. Sadece teknik ekip değişmiş. 3 günde elinde sihirli değnek mi vardı da Montella’nın, siyahla beyaz kadar farklı bir takım yarattı bize? Tabii ki, taktik olarak da bir farklılık yarattı. Ama esas reçete ‘EKİP RUHU’ idi. İletişimi üst düzeyde tutarak, kısa sürede bu ruhu yaratıp, canla başla mücadele eden bir milli takım ortaya çıkardı, İtalyan teknik adam. İlk 11’dekiler, sonradan girenler, hepsi yüreklerini ortaya koyarak mücadele ettiler. Çünkü teknik adama inanıyorlardı ve onu sevmişlerdi.
HAKEMLERE DE LAZIM
Aslında Montella’nın reçetesi her kurumda başarının birinci şartı. Hakemlerin başarılı olması için de en önemli faktör. Geçtiğimiz yıl yasa gereği görev süresini tamamlayan Lale Orta MHK’sı bu ortamı yüksek oranda sağlamıştı. Kendim de içindeyim diye yazmıyorum bunları. Yaşadığım, katkıda bulunduğum ve hissettiğim için yazıyorum. 2022-2023 sezonunun son 10 haftasında hakem performansları gayet başarılı idi. Tüm liglerde şampiyon olan takımlar ve küme düşenlerin belirlendiği birçok kritik maçta, play-off maçları da dahil olmak üzere kimse hakemlere fatura kesemedi.
Ancak yeniden seçilen TFF yönetimi, liyakat ve başarıyı dikkate almadan, diğer faktörleri ön plana alarak, MHK değişikliğine gitti. MHK değişiklikleri en çok hakemleri yıpratıyor. Her MHK değişikliğinde hakemler büyük tedirginlik yaşıyorlar. Beyinleri ve ruhları MHK odaklı değil, MHK’yı değiştiren ya da değiştirten güç odaklı oluyor. Bu nedenle de sahada gördüklerini çalamıyorlar. Çünkü özgüven kaybı yaşıyorlar, kaygı ön plana çıkıyor. Hakemlerin yürekten inandığı ve güvendiği bir Merkez Hakem Kurulu hakemleri yönetirse, hakemlerde kısa sürede Montella’nın milli takımı gibi olur.