Devrimci katiller neredeler? Ne yer, ne içerler?
DEVRİMCİ KATİLLER NEREDELER? NE YER, NE İÇERLER?
Sol medyanın, siyasilerin ve bunların peşine takılmış zihinsel zavallıların, sürekli diline pelesenk ettiği sıfatlar vardır. Türkiye’de bir olayı, bir hadiseyi anlatırken yazı ve konuşmalarının aralarına sürekli “Ülkücü çete, Ülkücü mafya…” sıfatlarını serpiştirirler. İşlenen bir suçun ideolojisi olmaz. Fakat gelin ideolojik kavgalarda yaşanan sebep-sonuç ilişkisine dair tezatlıklara, tuhaflıklara bir göz atalım. “Ülkücü çete, Ülkücü mafya…” sıfatlarını kullanarak kendi sol ideolojilerine temizlik maskesi giydirmeye çalışanlara soralım o halde. 12 Eylül 1980 öncesi resmi raporlarla tespit edilen 3 bin Ülkücü yahut resmi raporlara girmeyenlerle birlikte 5 bin Ülkücüyü kim şehit etmişti? Ülkücüleri şehit edenler, uzaydan mı geldiler de onları şehit edip geri gittiler? 1980 öncesi faaliyette olan Dev-Yol, Dev-Sol gibi terör örgütleri Ülkücüleri şehit ettiğine göre yakalanıp cezasını çekenler şimdi nerededir? Ne yiyip ne içmektedir? Bunlardan niçin hiç bahseden olmaz? Mafya, çete ve uyuşturucu baronu olarak faaliyet sürdürenler var mıdır? Yer yarılıp içine mi girdiler? Sol zihniyet film çeker, sol yazar kitap yahut gazetede köşe yazar, televizyonda yorum yapar “Ülkücüler hep katil, hep suçlu” olur. “Solcuların insan öldürmesi suç değil, Ülkücülerin her yaptığı suç” diye hukukta bir kanun maddesi mi vardır?
Şehit edilen Ülkücülerin sayısı, öldürülen solculardan fazla olduğuna göre, sol zihniyetin hayal dünyasındaki bu insanlık edebiyatları neyin maskaralığıdır?
Sol zihniyet, olaylar karşısında o kadar çifte standart uyguluyor, o kadar mantıksız ve garabet duruş sergiliyor ki “Bunlar insan olmanın başka bir boyutunda mı?” diye düşünmeden edemiyoruz.
Hakim oldukları medya dünyasında, sinema ve dizi sektöründe Ülkücüler hakkında hep bu imajı verdiler, kendi yoldaşlarını da kahramanlığın, özgürlüğün ve mazlumun sembolü gibi gösterdiler. Sistemleştirdikleri propaganda aralıksız hep böyle devam ediyor. Savcı katili Yılmaz Güney’i kutsama hallerine bakarsanız bunu çok iyi görürsünüz.
Fakat vicdanı olanlara soruyoruz. 5 bine yakın Ülkücüyü şehit, binlerce Ülkücüyü gazi edenler kimlerdir?
Dünlerde Dev-Yol, Dev-Sol adı altında terör faaliyeti sürdürenler, 1980 sonrası PKK, DHKP-C, TİKKO adına dönüşmedi mi? Halen terör eylemlerini sürdüren bu terör örgütlerinin siyasal ayağı CHP-HEDEP gibi partiler değil mi?
Babası ve amcasının oğlu Ülkücü şehit olan Alaattin Çakıcı, işlediği tüm suçlardan cezasını çekip hapisten çıktığı halde ona hala suçlu muamelesi yapılırken olay, Hendek-Çukur olaylarında 793 asker ve polisimizin şehit edilmesinde “Hendek kazanların ellerinden öpüyorum” diyerek baş azmettirici olan PKK’lı terörist Selahattin Demirtaş’a gelince Türkiye’nin en masum insanı olarak göstermeleri bir garabet hali değil midir?
On binlerce insanımızı öldürmüş, binlerce askerimizi, polisimizi şehit etmiş ve halen terör eylemlerini sürdüren PKK’nın, her türlü unsuruyla iş birliği yapanların, “Ülkücü çete, Ülkücü mafya…” gibi cümlelerle itibar suikastı yapması alçaklık değilse nedir?
12 Eylül 1980 öncesi bölücü-sol terör örgütlerine karşı mücadele eden herkes adıyla, sanıyla ortadadır. Peki, 5 bine yakın Ülkücüyü şehit eden devrimci katillerin kaçı acaba şimdi Kandil mağaralarında? Kaçı DHKP-C’nin, TİKKO’nun hücre evlerinde? Ya da nerdeler?
Seçimlerde, on binlerce kişiyi öldürmüş terör örgütü PKK’nın uzantısıyla yapılan ittifakları göz göre göre destekleyen, sol terör örgütleriyle CHP’nin omuz omuza halini sürekli alkışlayan Uğur Dündar, Soner Yalçın, İsmail Saymaz, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağıel, Timur Soykan, Cengiz Erdinç, Emin Çölaşan, Rahmi Turan, Saygı Öztürk, Ayşenur Arslan, Emin Çapa, Şirin Payzın, Barış Yarkadaş, Merdan Yanardağ ve benzerleri acaba bunun cevabını verebilir mi? Yoksa 5 bine yakın Ülkücünün katillerini siz yanınızda yahut kurumlarınızda mı istihdam ediyorsunuz? Bunların akıbetleri hakkında zahmet olmazsa kamuoyunu bilgi sahibi yapsanız keşke? Malum, nasıl oluyorsa dosyalar hep sizde birikiyor, dünyadaki uçan kuştan ilk sizin haberiniz oluyor.
Bu çifte standart ve garabet halinizi düzeltmek istemez misiniz?
‘Ülkücüye düşmanlığınız, PKK’lı, DHKP-C’li teröristlere sevdanız’ bu kadar açık ve net iken kendinize bir de utanmadan objektif gazeteci, etik yorumcu süsü vermeniz yok mu? İnsanda sinir sistemi bırakmıyor!
Bu kadar masumsanız, ismini saydıklarımdan yahut benzerlerinden birisi, bunu görev kabul edip 5 bine yakın Ülkücüyü şehit eden Dev-Yol, Dev-Sol gibi terör örgütündeki katillerin şu an nerde, ne yaptığını bize anlatmak ister mi? Halk TV; hep MHP’li, Ülkücü, Cumhur ittifakı düşmanlığı yapmak yerine bize katil yoldaşlarının yaşam şartlarından bahsedebilirsin mesela. Hem de onları böylelikle anmış olursunuz. Mesela yoldaşlarınız bir suç işleyince niçin sizin tarafınızdan “Devrimci, Solcu” sıfatlarıyla anılmıyor? Bu sıfatları taşıyan mafyalar, çeteler, teröristler niçin sizler tarafından anında sıfatsız bırakılıyor?
Suç işleyen birisinin, MHP-AK Parti sembolleriyle fotosunu bulup manşete taşırken, aynı kişinin CHP’li yöneticilerle olan fotoğraflarını niçin görmezden geliyorsunuz? Uyuşturucu meselesinde de aynı çifte standartları yapıyorsunuz? CHP’li, HDP’li, İP’li birisi uyuşturucuyla yakalanınca neden gizliyorsunuz? Yahut isimlerinin baş harflerinden haber hazırlıyor, sıfatlarını anında yok ediyorsunuz. Bunların örneğini defalarca verdik ama sizde zerre yüz kızarması olmadı.
Herhangi bir ideolojiye, siyasi partiye mensup kişi, işlediği suçların cezasını çekmekten muaf değildir. Türkiye bir hukuk devletidir. Türkiye’de mafya da çete de terörist de suç işliyorsa elbette cezasını çekecektir. Ama siz yüzlerce askerimizi, polisimizi; azmettirdiği PKK’lı teröristlere şehit ettirmiş PKK’lı alçaklara özgürlük korosu kurarak “Ülkücü çete, Ülkücü mafya…” propagandalarınız da sizin alçaklığınız olmaktadır.
Koruyup kolladığınız Dev-Yol, Dev-Sol üyeleri kaç Ülkücü çocuğu yetim ve öksüz bıraktı?
Sürekli ittifak ve iş birliği yaptığınız PKK’lı teröristler; kaç askerimizin, polisimizin, vatandaşımızın çocuğunu yetim, öksüz bıraktı?
Yazılarınızda edebiyat parçalarken yorumlarınızda nutuklar atarken hiç bunlar aklınıza gelmiyor değil mi?
Siz adeta sapık bir tarikat kurmuşsunuz. Adeta tarikat felsefeniz “Bizim solcular, bizim devrimciler suç işlerse sayılmaz, Ülkücü yapmadıklarından bile suçlanabilir.” şeklinde işliyor.
Gerçi önderiniz, lideriniz olarak kabul ettiğiniz Stalin, Lenin, Mao milyonlarca insanı öldüren olarak tarihe geçmedi mi? Üstelik onların ideolojisi üzerinden yıllarca bu ülkede özgürlük, insan hakları, demokrasi martavalları okudunuz. Siz gerçekten zihinsel dengelerini kaybetmiş kişilersiniz. O yüzden tedavilik olduğunuz muhakkak.
Ama biz gerçekten çok merak ediyoruz. 5 bine yakın Ülkücüyü şehit eden devrimci katiller nerde? Hangi devlet kurumunda, hangi medya organında, hangi holdingde, hangi terörist hücre evinde, hangi terörist mağarasında… Ne yerler ne içerler?
İçlerinde dünyanın en büyük uyuşturucu üreticisi ve satıcısı olan terör örgütü PKK/YPG adına uyuşturucu kuryeliği yapanlar var mıdır? Vardır vardır…
Hadi Halk Tv, hadi Tele1, hadi KRT, Hadi Sözcü, hadi Flaş Tv bir gün bu dosyanın kapağını açın… Türkiye’nin çokbilmişleri olarak bu konuda da bir bilen ilk siz olun.