21 Kasım 2024
weather
13°
Twitter
Facebook
Instagram

Atatürk ve Türk Ordusu milli hassasiyetimizdir

YAYINLAMA:
Atatürk ve Türk Ordusu milli hassasiyetimizdir

Türklüğün sönmeyen güneşi Mustafa Kemal Atatürk üzerinden kutuplaştırma, ayrıştırma, kaos, kriz yaratma çabaları yıllardır Türkiye’de hız kesmeden devam ediyor. Mustafa Kemal Atatürk düşmanları bir yandan, onun ismiyle ihanetlerini örtmeye çalışan istismarcıları diğer yandan bu çatışmayı sürekli körüklüyor. Atatürk’ü içten, samimi, özüyle sevenler de Atatürk’ün saygınlığını bu tiplerden korumaya çalışıyor. Atatürk hayata veda ettikten sonra yavaş yavaş oluşmaya başlayan bu taraflar 1980 sonrası katbekat arttı. Bu süreçten sonra Atatürk’ü gerçek manada sevdirmek, tanıtmak, onun miraslarını korumayı öğretmek yerine herkesin kendi ideolojisine göre Atatürkçülük anlayışı ve bakışı ortaya sürüldü. 1991 yılında Atatürk istismarcılığının mimarı olanlar, terör örgütü PKK’nın kurduğu HEP’i, SHP üzerinden meclise taşıdılar. HEP isimli parti teröristbaşı Öcalan’ın "HEP'e destek vermeyen Kürdün tavuğuna kadar öldürün. Otoritemizi kabul etmeyenlerin evdeki faresine kadar başını ezin, göçertin. O topraklarda tarafsız kimse olmaz, ya bizdendir ya da düşman” şeklinde kendilerinin desteklenmesini istediği bölücü bir partiydi. Bu partiyi TBMM’ye taşıyanlar, sözde Atatürkçüler olmuştu. En acı olan da terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısını TBMM’ye taşıyan SHP’nin başında, Atatürk’ün silah arkadaşı İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü vardı. Erdal İnönü’nün de Atatürk’ü öven konuşmaları var. Nasıl olacak şimdi? Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’ü sözde çok sevdiğini söyleyenler, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen terör örgütü PKK’ya 1991 yılından itibaren hep sahip çıkıyor. Alın işte CHP’nin son haline bakın… Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ekrem İmamoğlu’nun, Özgür Özel’in; terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla yıllardır yürüttüğü iş birliği devam ediyor. Hepsi de Atatürk’ün ismini sözde çok seviyormuş gibi ağızlarından düşürmüyorlar.

Misal Ekrem İmamoğlu daha geçtiğimiz gün, “Kafamı yastığa titreyerek koyuyorum. Ben yarın sabah görevimi nasıl en iyi yapacağım, Atatürk’e nasıl layık olacağım diye başımı yastığa koyuyorum.” dedi. 

“Başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz”, “PKK’lı gençlerin ölüsüne de dirisine de sahip çıkacağız ve “Türk devleti, benim anavatanım Kürdistan’da işgalcidir” diyen PKK’lı terörist Selahattin Demirtaş’ı “Demirtaş’ın siyasette aktifken çizdiği çizgiyi beğeniyordum” şeklinde övdüğü halde Atatürk istismarından asla vazgeçmiyor.

Sözde Atatürkçü Ekrem İmamoğlu’nun terör örgütü PKK noktasında verilecek çok örneği var. O yüzden Atatürk’e layık olmak kim, Ekrem İmamoğlu kim?

CHP’nin emanetçi genel başkanı Özgür Özel de geçtiğimiz günlerde “Atatürk'e mi saldırdılar? En net, en sert cevabı verecek, sonra hemen gerçek gündeme döneceğiz.” demiş… Bu cümleyi terör örgütü PKK’nın uzantısıyla olan ilişkisine bakmadan ve utanmadan kurabiliyor.

İktidar safında gözüken bazı yazar, yorumcu, sosyal medya kullanıcısı, siyasetçi, din adamları da tam bunların ekmeğine yağ sürerek; istismarlarını ve maskelerini güçlendirmek için sürekli Atatürk’e hakaret ediyor. CHP’deki Atatürk maskeli istismarcıların istediği de tam böyle bir şey... Onlar Atatürk’e saldırsın ki, bunlar da Atatürk üzerinden birçok ihanetine perdeleme, örtme taktiğini uygulasın…

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın atmosferinde Atatürk’e yapılan saldırılar ve Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde yaşananlar, CHP’deki Atatürk istismarcıları için bulunmaz bir nimet olmuştur.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Atatürk’ün anılmasından büyük rahatsızlık duyan bir tayfanın başlattığı atmosfer sürerken, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde teğmenlerin “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganını atmasının yarattığı atmosferde buna eklenmiştir. CHP’nin eli/gönlü PKK’nın siyasi uzantısı DEM’de iken bile, bu konuda sanki Atatürk’ü savunan tek odak gibi davranışlara girdiler. CHP, bu durumun dozajını günden güne artırmak içinde her türlü siyasi gösteriyi de sergilemekten kaçınmıyor.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin bu konuyla ilgili yapmış olduğu açıklama içindeki “CHP’nin ve diğer yedeklerinin yemin meselesini istismara yeltenmesi, sokak röportajlarında millete hakaret eden edep yoksunlarını baş tacı etmesi elbette ahlaki ve demokratik bir ayıptır.” cümlesi de CHP’nin bu konudaki niyetini gözler önüne seriyor. CHP’nin vatana ihanette durduğu yer belli iken, teğmenlerin davranışlarını aşırı istismar etmesi yüzünden bazı soru işaretlerinin de cevabının bulması gerekir.

Geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili yazdığım “Mustafa Kemal’in askerleri, düşmanları, istismarcıları” başlıklı yazı içindeki “Türkiye Cumhuriyeti’ndeki bir Türk askerinin "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganını atması kadar doğal ve meşru bir durum yoktur. Bu sloganlar üzerinden darbe paranoyası içine girmek doğru değildir. Elbette bu ülkede yaşanan askeri darbelerin geçmişine bakarak dikkatli ve her daim uyanık olmak zorundayız. Din maskeli FETÖ’nün TSK içinde nasıl yapılandığı ve 15 Temmuz’da nasıl darbe girişiminde bulunduğu da Türk tarihinin arşivine kara gün olarak girmiştir. FETÖ’nün Atatürkçü, solcu, milliyetçi maskesini çok iyi kullandığı da bilinen bir gerçek.  Unutmamalıdır ki; Sü uyur, düşman uyumaz.” cümlelerimde “dikkat uyarısı” şeklinde kaleme almıştım.

Sol medya, bizim bu cümlelerimizi MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin bu konuyla ilgili açıklamaları üzerinden başka yönlere çekmeye çalışsa da zaten ben yazımda eski yemin konusuna tekniği, disiplini ve arka planı açısından hiçbir yorumda bulunmadım.  Benim üzerinde ısrarla durduğum "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganına aşırı düşmanlık gösterenler ve bu sloganı istismar edenler olmuştur.

O yazı içindeki “Unutmamalıdır ki; Sü(Asker) uyur, düşman uyumaz.” cümlesi, her gelişmeye karşı dikkatli olunmasını işaretliyor. O yüzden ortada tezat olacak bir durum yok.

Başta Liderimiz Devlet Bahçeli olmak üzere hepimiz “Atatürk, Türk Ordusu” konusunda çok hassasız. Bu değerlere saldırı kimden, nereden, hangi yönden gelirse gelsin hepsiyle mücadele azmimiz diridir, aşikardır. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bilgi ağı, öngörüleri, yorumları tarihsel süreçte kendini her daim haklı çıkarmıştır. O bir şey diyorsa arka planına kulak vermekte fayda vardır.

Açıklaması içinde “190 yıllık bir geleneği kucaklayıp bugünlere ulaşan Harbiye Mektebi’nden yetişen her millet evladı göz nurumuz, istikbal ve istiklalimizin güvencesidir.” diyerek muhabbetle kucakladığı teğmenlerin samimiyetini; onları içeride istismar edeceklere ve kaos odaklı farklı bir yönlendirme yaparak dışarıdaki siyasi istismarcılara alan açmak isteyebileceklerine dair vurgusu da “dikkat çağrısı ve uyanıklık” dahilinde değerlendirilmelidir.

İt sürüleri, siz Mustafa Kemal'in değil askerleri generali olsanız ne yazar.” diyen PKK’lı Sırrı Sakık gibilerle ortaklık yapan, terör örgütü PKK’nın yayın organına çıkıp “Türk ordusu kimyasal silah kullanıyor” iftirasını atan Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı’yı hep başköşede ağırlayan CHP’nin; "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" tiyatrosunu oynamasına gerek yok çünkü kendileri siyaseten rezil, rüsva ve sefil bir görüntüye sahiptir.

Din maskesiyle Atatürk düşmanlığı yapanlarla, Atatürk istismarı yaparak terör örgütleriyle yol yürüyenlerle; her daim mücadelemiz sürecektir. Mustafa Kemal Atatürk’ü bunların iftiralarından ve yanlış tanıtılmasından kurtararak, Türk gençliğine Atatürk’ün en büyük mirası ve emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni koruma vizyonunu öğretmeliyiz.

Yorumlar
Z
Ziyaretçi 2 ay önce
Teşekkür ederim.
BEĞENME
0
CEVAPLA