15 Ocak 2025
weather
9°
Twitter
Facebook
Instagram

Özgür Özel ile futbol!

YAYINLAMA:
Özgür Özel ile futbol!

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in futbol terimlerine olan düşkünlüğü artık bir tesadüf olmaktan çıkıp adeta bir siyaset yapma biçimi haline geldi. Kendisi, partisinin Cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecini bir maç senaryosuna benzeterek; "Takımda iki forvet var. Biri Mansur Yavaş, diğeri Ekrem İmamoğlu. Günü geldiğinde bu arkadaşlarımızdan biri Cumhurbaşkanı adayı olacak" demişti. Dahası, “Belli ki bu maçın sonlarına doğru bir penaltı kazanılacak. O penaltıyı kimin atacağını teknik direktör karar verir” ifadeleriyle, siyasi liderlik vazifesini bir futbol takımının antrenörlük rolüyle özdeşleştirmişti. Geçtiğimiz günlerde de “kırmızı kart” metaforuyla siyasete yeni bir futbol terimini daha transfer etti.

Gelgelelim Özgür Bey’in futbola karşı bu düşkünlüğü, CHP’nin saha içindeki dağınık oyun planını örtbas etmeye yetmiyor. Yetmediği gibi CHP, hem taktik hataları hem de saha içindeki liderlik eksiklikleriyle sıklıkla kendi kalesine gol atan bir takım görüntüsü sergiliyor. Örneğin, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere CHP’li belediyelerin Türkiye genelinde negatif bir performans sergilemesi, halkın temel sorunlarına çözüm üretme konusunda yetersiz olduklarını göstererek CHP’yi kendi seçmenleri karşısında sık sık ofsayta düşürüyor…

Parti içinde süregelen Cumhurbaşkanı adayı tartışmaları ise başka bir sorunu gün yüzüne çıkarıyor. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun, Özgür Özel’in “penaltıyı atacak kişiyi teknik direktör belirler” söylemiyle bir tür belirsizliğe itilmesi, aslında kendi yarı sahasında top çevirmekten yahut topu taca atmaktan başka bir manaya gelmiyor.

CHP’nin, çözüm odaklı bir siyaset üretmek yerine provokatif bir muhalefet anlayışına dayanması da halk nazarında, “tribünlere oynamak” olarak algılandı hep... Halk, somut ataklar ve gol yollarında başarılı bir takım umarken, CHP teknik heyeti sahayı bırakıp tribünleri coşturmaya odaklandı.

Aslında CHP’nin esas problemi, net bir oyun planının olmaması. Saha içinde dağınık bir görüntü sergileyen, sık sık yanlış oyuncu ve hatalı taktik tercihlerine temayül eden bir takımın galibiyet şansı da yok. İyi bir teknik direktör, takımını şampiyon yapmak istiyorsa, tribünlere oynamayı bırakıp sahaya net bir oyun planı koymalı. Yani Özgür Bey’in yapamadığını yapmalı... Zira onun kırmızı karttan beklentisi, kendi oyun planına güvenmek yerine rakibinin başarılarını baltalamaya çalışmaktan başka bir şey değil… Türk milleti Özgür Özel’in kırmızı kart talebini itinayla geri çevirir. Çünkü bu millet, sahada kimin alın teri döktüğünü, kimin de tribünlere oynadığını herkesten iyi bilir…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *