Halk meyhanesi…
Özgür Özel geçtiğimiz günlerde CHP iktidarında olacakları duyurdu.
Türkiye’nin AB’ye üye olacağından bahsetti.
Bahsetti bahsetmesine de, her zamanki gibi birçok detayı açıkta bıraktı.
***
Mesela…
AB tarafına göre Türkiye-AB ilişkilerini tarihin en düşük seviyelere gerilemesinin sebebi olarak gösterilen Doğu Akdeniz politikamızda ne gibi bir değişikliğe gideceğini anlatmadı.
Örneğin…
Suriye, Libya ve Türk dünyası ile ilişkilerimizin endişe verici boyutta olduğunu öne süren Avrupalının endişelerini nasıl gidereceğini açıklamadı.
***
Türkiye’nin AB’ye girmesinin olmazsa olmaz şartı sözde Ermeni soykırımının kabulü hakkında ne düşündüğünü belirtmedi.
Yani CHP iktidarında Türkiye’nin mi, yoksa AB’nin mi taviz vereceğini açıklama gereği duymadı.
Bunun yerine ihanetini maskelemeye çalışan herkesin başvurduğu bilindik bir yönteme başvurdu.
Türkiye ile AB arasında köprülerin atılmasına vesilelerin nasıl aşılacağı kurcalanmasın diye, AB üyeliği sonrası ekonomimizin coştukça coşacağını söyledi.
***
AB üyeliği sonrası coşan ekonomide nelerin yaşanacağını örneklendirdiği konuşmasında Özgür Özel ayrıca CHP iktidarında rakının litresinin 140 lira olacağını da müjdeledi.
Bu müjde bir tek Yılmaz Özdil’in çok hoşuna gitti.
Genel başkanlığa geldiği günden beri Özgür Özel’i yerden yere vuran Yılmaz Özdil’in bakışı bir anda değişti.
“Rakıyı hiç böyle eğip bükmeden cesur şekilde dile getirdiği için ben kendisini yürekten kutlarım, bütün samimiyetimle söylüyorum” dedi.
***
İkili arasındaki buzlar bir anda eridi.
Özgür Özel, Yılmaz Özdil’den ilk aferini rakının litresinin 140 lira olacağını duyurmasıyla aldı.
Bu aferin sonrası daha çok aferin almak için neler yapar, belirsiz…
Kent lokantalarını halk meyhanelerine çevirir mi, bilinmez…
***
Ama bilinen bir tek şey var.
O da CHP yönetiminin hayatın gerçekleri ve ülke meselelerinden fersah fersah uzak olduğu…
Sizce de bu zihniyet için söz konusu rakıysa gerisi teferruat değil mi?
