24 Kasım 2024
weather
15°
Twitter
Facebook
Instagram

Vicdan rahatlığı en güzel hazinedir

YAYINLAMA:
Vicdan rahatlığı en güzel hazinedir

Toplumda yaşanan sosyal olayların, bireysel ilişkilerin temelinde konu hep insanlarda var olan yahut yok olan vicdana dayanıyor. Şimdi toplumda aranan da hep vicdan, sorgulanan da hep vicdan… Toplumda yaşanan olumsuz olayların boyutu arttıkça da bu arayış çölde su aramak gibi muhtaçlık halini hissettirmektedir.

Terim olarak vicdan insanın içinde bulunan ahlâkî otorite, ahlâkî değerler ve eylemler hakkında hüküm verme ve yargılama yeteneğini ifade eder. Vicdan; kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma yükümlülüğünü de yükleyen içsel güç olarak tarif edilir.

Hak, adalet adına bir karar beklenirken “Vicdanının sesini dinlemek”, “Elini vicdanına koymak”, “Elini vicdanına koyarak söylemek” gibi deyimler mevcutken haksızlık, adaletsizlik yapıldığında yahut kötü bir davranış sergilendiğinde bunun muhasebesini yapanlar için ise “Vicdan azabı çekmek”, “Vicdan azabı duymak” gibi deyimler toplumda sık sık kullanılır. 

“Vicdan rahatlığı” tanımı da her kaliteli insanın yüreğinde biriktirdiği hazinesidir. Kaliteli insan yaşanmış yahut yaşanacak olaylar karşısında üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getiriyorsa bunun adı “Vicdan rahatlığıdır” ve bu durum kişinin yüreğinde sorumluluğunu yerine getirmenin huzurunu yaşatır. 

Belki söyledikleri sonucu değiştirmez, belki attığı adımlar dikkate alınmaz. Ama etrafına özgüvenle yansıttığı “Benim vicdanım rahat” sözü o kişinin gönül hazinesine eklediği kazancı olur.

Yüce peygamberimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) “İki nimet vardır ki insanların çoğu onun kıymetini bilmezler: vücut sağlığı, vicdan rahatlığı.” sözü işte bu kazanca işaret etmektedir.

Toplumdaki büyük savaş şu an vicdansızlarla-vicdanlılar arasında yaşanıyor. Bahtiyar Vahapzade’nin “Vicdanından korkmayandan korkarım.” dediği halin en zirvesini bugün bu toplumda yaşamaktayız. Belki yarınlarda bugünleri arar hale geleceğiz ki gidişat buna işaret ediyor.

Bu toplumda “Vicdan rahatlığını” yaşayan yahut bunu yansıtan az olduğu için, vicdansızların zafer çığlıkları daha yüksek sesle duyuluyor.

Bu toplumda “Sen de hiç mi vicdan yok?” sözlerini de ne çok duyar olduk. 

Masum insanların canına kasteden katilleri, namus kirletip can yakan sapıkları, devletin-milletin malını çalan hırsızları, üçkâğıtçıları, dolandırıcıları, vatanı bölmeye çalışan hainleri, hayvanlara işkence yapan, orman yakan ruh hastalarını, annesini, babasını döven, sokağa atan, öldüren hayırsız evlatları… Daha say say bitmez toplumda deşifre olmuş bu zalimlerin vicdansızlıklarını…

Ya “Vicdanlı” maskesiyle toplum içinde barınan daha harekete geçmemiş vicdansızlar?

Bu milletin başına kim bilir daha ne belalar getirecekler?

Vicdanlı insanları oluşturacak olanlar; iman, inanç, kültür, edep, adap, fazilet, erdem temelinde yetiştirilmiş “Allah’tan korkan, kuldan utanan” nesillerdir.

Bu manada Aristoteles’in “Kalbi eğitmeden, Aklı eğitmek eğitim değildir. Vicdan olmadan, Bilgi sahibi olmak tehlikelidir.” sözündeki özü de iyi idrak etmek lazımdır.

Vicdan en iyi adaleti, en iyi merhameti sağlar. Vicdanı olmayan her insan tehlikelidir. Vicdansız insanların da nerde can yakacağı, nerde adaletsizlik yapacağı, nerede haksızlıkta bulunacağı meçhuldür.

O yüzden bu milletin özünde var olan vicdanı tekrar ayağa kaldırarak, dirilterek, canlandırarak yerine koymalıyız. “Vicdansızlıkta” ısrar edenlere de asla vicdan sahibi olarak davranmamalıyız. Alacağımız tedbirlerle, vereceğimiz cezalarla “Sen de hiç mi vicdan yok?” sorgulaması bu toplumda en az telaffuz edilen söz haline getirilmelidir.

Vicdan sahibi insanların sesi bu topraklarda artık çok duyulmalıdır. Çünkü bu topraklar “Asırların izi gizli/Bu toprakta, bu toprakta/Erenlerin özü gizli/Bu toprakta, bu toprakta. Bu toprağa ana denir/Yüreklerde filizlenir/Taşlar bile feyizlenir/Bu toprakta, bu toprakta” şeklinde türkülerde tarifi yapılan Anadolu topraklarıdır.

“Mazluma Yunus, Zalime Yavuz” olduğumuzda zaten vicdanlar bu topraklarda yerli yerine oturacaktır. Vakit yüreklerdeki vicdanı filizlendirme, vicdansızları nefessiz bırakma vaktidir.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *