12 Aralık 2024
weather
11°
Twitter
Facebook
Instagram

Suriye’nin geleceği

YAYINLAMA:
Suriye’nin geleceği

61 yıllık Baas rejimi çöktü. Esad İktidarı 54 yıl sonra devrildi.

Muhalif unsurların Şam’ı ele geçirmesiyle birlikte Beşar Esad ülkeyi terk etti. İçinde bulunduğu uçağın radardan çıkmasıyla uçağın düştüğü iddia edilse de bir müddet sonra Rusya’dan Esad’ın ağızla yapılan açıklama Esad ve ailesinin hangi ülkeye kaçtığını ya da kaçmasına hangi ülkenin yardımcı olduğunu ortaya çıkardı. Baba Esad’ı yetiştiren Sovyet rejimi yıllar sonra oğul Esad’ı da kukla olarak kullandıktan sonra Sovyet bakiyesi bir çiftlikte koruma altına aldı.

Suriye’nin geleceğinde artık Suriyelilerin söz sahibi olacağı bir döneme girildi. En azından temenniler bu yönde…

Muhalif unsurların ele geçirdiği Şam’da halk sokaklara döküldü ve “Özgür Suriye” sloganları atıldı. Devlet televizyonundan yapılan açıklamada, “Esad devri bitti Suriye özgürleşti” ifadelerine yer verildi.

Muhaliflerin kullandığı üç yıldızlı ve yeşil şerit bulunan bayrak ele geçirilen her noktaya asıldı. Yeni Suriye’nin ilk icraatı 1932 yılında Fransız işgalinin sona ermesiyle kullanılan bu bayrak oldu. Elbette üç yıldızlı bayrağın resmi ve uluslararası alanda kabul edilmesi için yeni bir hükümetin kurulması ve parlamentodan da geçmesi gerekiyor. 

Suriye muhalefetinin ülkenin yüzde 8’ini kontrol altından tuttuğu ve 12 yıldır süren özgürlük mücadelesi 12 günde zafere ulaştı. Esad rejim askerlerinin direniş göstermeden kontrol ettikleri bölgelerden çekilmesi ve muhaliflerin bir kurşun dahi atmadan ilerleme göstermesi Esad’ın aslında bitik bir devlet başkanı olduğunu da ispatladı. Rus ve İran güçlerinin desteğiyle bugünlere kadar ayakta duran Esad rejimi 12 günde mağlup edildi.

Türkiye’nin uzattığı eli her fırsata geri çeviren ve Türk askerinin Suriye’den çekilmesi gerektiğini söyleyen Esad hazin bir sonla askerleriyle birlikte Suriye’yi terk etmek zorunda kaldı. Topraklarının 3’te 2’sinin kontrolünü kaybeden, terör örgütlerine alan açan Esad rejimi arkasına bakmadan kaçtı. 

Bölgede oluşan boşluğu fırsata çevirmeye çalışan terör örgütü PKK/YPG’ye yönelik Suriye Milli Ordusu tarafından operasyon başlatıldı. İlk olarak Münbiç 6 saat gibi kısa bir sürede terör örgütü PKK’dan temizlendi. Deyrizor ise diğer silahlı muhalif unsurlar tarafından kuşatıldı. Suriye’nin özgürleşmesi sadece Esad rejiminin gitmesiyle değil aynı zamanda terör unsurlarının da temizlenmesiyle hayat buldu. 

ABD’nin “bu bizim savaşımız değil. Hiçbir olaya karışmayız” açıklaması da PKK terör örgütünün kullanma tarihi bittikten sonra bir köşeye atıldığını gözler önüne serdi. ABD’nin Suriye’deki en büyük çıkarı ise İran’ın vekâlet unsurlarının muhalifler tarafından çıkarılması oldu. Hizbullah tüm güçlerini Suriye’den çekti. Rusya ise bugüne kadar Esad rejiminin nimetlerinden faydalandığıyla yetindi. 

Suriye’nin Suriyeliler tarafından ele geçirilmesi ve geleceğine Suriyelerinin karar vereceği sevinci Suriye topraklarını aştı. Türkiye’nin dört bir yanında kutlamalar yapıldı. Muhaliflerin Suriye Devlet Televizyonundan “yurt dışındaki Suriyelileri ülkelerine dönmeye davet ediyoruz” yönündeki açıklamaları karşılık buldu. Muhalif unsurların Şam’a yönelik operasyonları sırasında sivil halka zarar verilmemesi, Hristiyan azınlığa hayatlarının ve mallarının teminat altında olduğunun söylenmesi ve yağma olaylarının yaşanmaması Suriye’nin geleceği adına umut verici bir gelişme oldu.

Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan’ın da milyonlarca Suriyelinin artık topraklarına dönebileceğini açıklaması ve Suriye’nin inşasında Türkiye’nin elinden geleni yapacağını ve yeni yönetimle iş birliği halinde olunacağını belirtmesi Suriye’nin geleceğinde Türkiye’nin söz sahibi olacağını gösterdi. 

Binlerce yıllık kültürel bir mirası paylaşan Türkiye ve Suriye’nin bundan sonra komşuluk ilişkilerini hassasiyetle gösteren kardeş iki ülkeden ibaret olduğu gerçeği sahaya yansıdı. Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapması, yeni yönetimde tüm tarafların söz sahibi olacağı bir tarzın esas alınması gerektiği temennileri önümüzdeki günlerde ete kemiğe bürünecek gelişmelerin işaretini verdi. Kim ne derse desin, kim hangi hesap içinde olursa olsun bölgede Türkiye’nin içinde bulunmadığı bir masanın başarısızlığa mahkûm olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Türkiye’nin çıkarlarının gözetilmediği ve kaosun hedeflendiği bir süreç Ankara’nın aklına yenik düştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin uzattığı elleri havada bırakanlar bu eli tutmadığına pişman oldu. Esad bu eli tutmadı ve ülkesinden kaçan devrik bir lider olarak anılmaya mahkûm oldu. Esad’ı korumak pahasına Türkiye’nin milli çıkarlarını iç siyaset malzemesi yapan CHP ve yandaşları da büyük bir ders aldı. DEM de uzatılan eli tutmaz ve terör ağzıyla siyaset yapmaya devam ederse “derdest” edilmekten kurtulamaz. Türk-Kürt kardeşliğini bozmak isteyen herkes aynı akıbeti paylaşır. 

Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun huzuruna kastedenler “devlet aklı” karşısında ezilmeye mahkûmdurlar. Türkiye ve Türk milletinin kardeşliğini kazanmak kolaydır, Allah düşmanı olmayı kimseye nasip etmesin…

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *