İngiltere Prensi
Sandıklardan istediği sonucu alamayan CHP iktidar yüzü görebilmek için çözümü ya darbelerde ya sokaklarda ya da yabancı başkentlerde arama hastalığından bir türlü kurtulamadı. Emperyalistler için kullanışlı bir aparat, Türk ve Türkiye düşmanları için ise bulunmaz bir Hint kumaşı oldu.
CHP’nin ayakları bu topraklara basmayı bir türlü beceremedi. Atatürk’ün partisi olmakla övünenler onun emanetlerini yok pahasına çar çur etti. Bugün Atatürk’ün koltuğunda oturduğunu söyleyenler dışarıdan dilendikleri siyasi yardımlarla iktidara gelebileceğini düşündü.
CHP için Atatürk, Anıtkabir önünde fotoğraf çektirilecek bir objeden öteye geçmedi. Bir de portresi önünde poz verip Atatürk’ün iki cümle sözüyle kirli siyasetlerini aklayacakları bir maskeden öteye...
Atatürk CHP’nin tekelindeymiş ya da sadece Atatürk’ün koltuğunda bir CHP’li oturabilirmiş gibi garip bir paranoyaya sığınarak her seçim CHP seçmeninin duyguları sömürüldü.
Bugün Atatürk’ün koltuğunda oturan sadece CHP Genel Başkanı mı? Atatürk sadece CHP’yi mi kurdu ve yönetti?
Türkiye Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı ve Başkomutanı Atatürk’ün makamında bugün Cumhurbaşkanı ve Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan oturuyor.
Anadolu Ajansı, Çocuk Esirgeme Kurumu, Demiryolları ve Limanlar Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Yolları, Devlet İstatistik Enstitüsü, Diyanet İşleri Başkanlığı, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü, Etibank, İller Bankası, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Merkez Bankası, Türk Dil Kurumu, Türk Hava Kurumu, Türk Tarih Kurumu v.s gibi birçok kurumu kuran ve yöneten Atatürk değil mi? CHP’nin Genel Başkanlığında oturan kişi Atatürk’ün koltuğunda oturuyor da bu makamlarda oturan kişiler Churchill’in koltuğunda mı oturuyor?
CHP’nin 7. ve 8. Genel Başkanlarının Atatürk’ün koltuğunda oturmakla övünmeleri takdir edilebilir ancak övündükleri kadar da o koltuğun hakkını vermeleri gerekir. Mesela sırtlarını emperyalizme değil, gücünü aldıkları Türk milletine dayamayı denemeliler. Atatürk’ün yaptığı gibi “vatan bir bütündür parçalanamaz” ilkesine bağlı kalıp “manda ve himayeyi reddettiklerini” eylem ve söylemleriyle somutlaştırabilirler.
CHP bu ilkelerin aksine bölücülüğü heveslendiren, emperyalist çevrelere “bizi kullanın” mesajı veren güdümlü bir parti görünümü veriyor.
CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel çıkar amaçlı suç örgütü kurmak şüphesiyle tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklanan diğer isimler için Saraçhane’de insanları sokağa davet etti. Bu davet üzerine Türkiye karşıtlarının elini ovuşturacağı provokasyonlar meydana geldi. Özel, demokratik hakkını sokak terörü için kullandı.
Kim için yaptı bunu? Yolsuzluk ve terör soruşturmasıyla yargılanan bir belediye başkanı için. Almanya, Fransa, Mısır ziyaretlerinde Türkiye’yi dışarıya şikâyet eden CHP’li bir belediye başkanı için.
Aynı şikâyetler CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından da yapıldı. İngiliz The Economist dergisi, İngiliz The Times Gazetesi, Alman Die Zeit Gazetesi, Alman kanalı ARD TV’ye verdiği röportajlarda ve ABD gezisinde yaptığı ziyaretlerde Türkiye’yi şikâyet etmiş, Batı’ya ise “tam uyum” sözü verdi.
Hatırlarsınız… Joe Biden’ın ABD Başkan adaylığı kampanya döneminde muhalefete destek verip Erdoğan’ı sandıkta yenme stratejisine tek kelime cevap vermemişler, aradan aylar geçtikten sonra kamuoyu baskısıyla çekingen bir tavırla geçiştirmekle yetinmişlerdi.
Şimdi aynı tavrı Özgür Özel gösterdi.
Tutuklamaların içeriği ve dosyadaki tespit ve delillere vakıf olmadan Türkiye’yi dışarıya şikâyet etti. Şikâyet ettiği ilk kişi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek oldu. CNN International’a verdiği röportajda “MASAK, Mehmet Şimşek'e bağlıdır ve kurumunu bu darbeye alet etmiştir. Dünya bunu böyle tanısın. Mehmet Şimşek'in gerçek yüzünü dünyaya göstermeyen namerttir” dedi. Daha sonra İngiliz BBC’ye verdiği röportajda İngiliz Başbakan Starmer'e, “İstanbul'un Büyükşehir Belediye Başkanı'nı alıp hapse koyuyorlar ve İngiltere buna ses çıkarmıyor. Terk edilmişlik hissediyoruz. Gerçekten çok kırgınız?” sözleriyle sitem etti.
Şimdi siz söyleyin.
Atatürk’ün koltuğunda bir CHP’li mi oturuyor yoksa bir İngiltere prensi mi?
