Tarihi çağrı, kritik uyarı

MHP Lideri Devlet Bahçeli Ramazan Bayramı boyunca Türkiye gündemine dair gazetemize “Olaylar, Gerçekler, Gelişmeler ve Düşünceler” başlığıyla önemli değerlendirmelerde bulundu. Kamuoyunda geniş yankı uyandıran ve dikkat çeken tespitlerinin temelinde huzur ortamının tesisi ve bu ortamı hedef alan odaklar vardı. “Terörsüz Türkiye” hedefi ve bu hedefin sağ salim nihayete ermesi için önerileri yer aldı. MHP Lideri Bahçeli yaptığı değerlendirmelerde CHP’nin kaos ve kriz üreten siyasi yapısından Türkiye Partisi olmanın ne demek olduğuna kadar bir çok meseleyi detaylı olarak ele aldı.
Türkiye’nin 40 yılı aşkın süredir mücadele ettiği terörün tamamen bitirilmesi için 1 Ekim’den günümüze kadar geçen sürede önemli mesafe alındı. MHP Lideri Bahçeli’nin tarihi inisiyatifiyle hayat bulan terörsüz Türkiye çağrısı 27 Şubat’ta karşılık buldu ve bizzat örgütün kurucusu Abdullah Öcalan terör örgütü PKK’nın silahları bırakması ve kendini feshetme çağrısı yaptı. Bu çağrı aynı zamanda DEM Parti’nin de Türkiye Partisi olma yolunda önemli bir eşik olarak kayıtlara geçti. Örgütün kurucusu “ayrı ulus devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümlerin” geçerliliğinin kalmadığını, bu nedenle de PKK’nın ömrünü tamamladığını ve aynı zamanda bu tezleri savunan bir siyaset tarzının da geçerliliğini yitirdiğini ilan etti.
Deniz geçildi, sırayı dere aldı…
Türkiye başta olmak üzere bölgemizin terörden temizlenmesi ve huzur ortamının tesisi için son bir adım kaldı. 27 Şubat’ta İmralı’dan yapılan çağrının gereklerinin yerine getirilip demokrasiyi tehdit eden ortamın son bulmasından sonra sıra “Herkes eşittir Türkiye” temelinde milli birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek, bir arada yaşama ülküsünü pekiştirecek ve demokratik standartlarımızı yükseltecek bir Türkiye’nin hayata geçmesine geldi. MHP Lideri Bahçeli de bu ortamın hayat bulması için en önemli unsurun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin mevcut yapısı olduğuna dikkat çekti. Hedefin ise temsilde adalet, yönetimde istikrar ilkesiyle siyasi ve toplumsal uzlaşmanın sağlanarak yapay farklılıkların yerine ortaklaşmayı, kutuplaşmanın verine kucaklaşmayı, yumruklaşmanın yerine tokalaşmayı öne alan bir huzur ortamının tesis edilmesi olduğunu vurguladı. Hali hazırda TBMM’de 16 siyasi partinin temsil ediliyor olması mevcut sistemin temsil kabiliyetinden kaynaklandığını belirtti.
Cumhur ittifakının arzu ettiği ve yoğun çaba gösterdiği terörsüz Türkiye hedefine içeriden ve dışarıdan yapılan sabotajlara rağmen bugünlere gelindi. Terörden nemalanan, huzurdan nem kapan, istikrardan başı dönenler bu hedefi ya basitleştirmek ya da türlü tuzaklarla bozmak için gayret gösterdiler. MHP Lideri Bahçeli bu tuzaklara dikkat çekerek gecikme ve tavsama olmadan PKK’nın kongresini toplayarak kendini feshetmesi gerektiğini bir kez daha yineledi. Çünkü her geçen gün tahrik ve provokasyon tedarikçilerinin ekmeğine yağ sürmekten başka bir anlam ifade etmezdi.
Nitekim terörsüz Türkiye hedefinin gerçekleşmemesi için birçok girişimde bulunuldu. TUŞAS saldırısı, Eylem hazırlandığındaki teröristlerin yakalanması, İmralı Heyeti ve DEM Parti’yi tahrik eden ifadeler, PKK’ya yeni bir koruyucu ülke bulma teşebbüsleri, TV ekranları ve gazete köşelerinden Kürt kökenli vatandaşlarımızı tahrik ve rencide edecek siyasi söylemlerle çeşitli denemeler yapıldı. Sonuncusu ise, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu yargılandığı davayla ilgili olarak CHP’nin sokak çağrılarına DEM Parti’yi de dâhil etme teşebbüsü oldu.
Türkiye’nin toplumsal huzurunu tesis etmek maksadıyla alınan tarihi inisiyatif CHP tarafından kaos ortamına çevrilmek istendi. Yapılan sokak çağrılarıyla Gezi olaylarının devamı hedeflendi. Kamu güvenliğini tehdit eden, boykot kararıyla çeşitli firma ve yerli kuruluşları hedef gösteren bir anlayış sergilendi. Huzuru dinamitlemek isteyenler ellerine aldıkları taş, sopa, asit ve baltalarla geleceğimize kast etti. CHP’nin iç çatışmayı arzu eden bu tavrının terörsüz Türkiye hedefinin önemli bir merhalesine denk gelmesi elbette tesadüf olamazdı. CHP, bir kısım medya ve bir grup sözde insan hakları savunucularıyla birlikte sokaklar üzerinden iktidar devşirmenin arayışına girdi. Ne tesadüf ki bu arayış 40 yıldan fazla mücadele ettiğimiz terörün bitmesi ve huzur ortamının tesis edilmesine denk geldi!
Gezi olaylarıyla elde edemedikleri, 15 Temmuz’la ıslah edemedikleri Türkiye’yi yeni bir sokak hareketi üzerinden engellemeye çalışanlara MHP Lideri Devlet Bahçeli önemli uyarılarda bulundu. Geçmişte yaşanan sokak hareketlerinden ders çıkarılması gerektiğini belirtti ve “sokaklar çare değildir” sözleriyle ikaz etti.
Muhalefetini Türkiye’ye karşı yapan, milli meselelerde milli tavır göstermeyen siyasi partilerin Türkiye ve Türk milletinin bütünlüğüne verdiği zararın geri dönülmez tahribatlar oluşturduğu da bugünün siyasetinin en önemli sorunları arasında alıyor. Bu sorunun çözümüne de değinen MHP Lideri Devlet Bahçeli hali hazırda faaliyet gösteren 170’den fazla siyasi partinin tamamının “Türkiye Partisi” olması gerektiğini dile getirdi. Bu tanımdan neyi kastettiğini ve beklentilerini de madde madde sıraladı. Önceliğin ise Türk devletinin kuruluş ilkelerine, Cumhuriyetin temel niteliklerine bağlılık olduğunu vurguladı.
Türkiye Partisi olmanın hukuk düzenine uymak, ortak değerler etrafında birlikte yaşama iradesi göstermek, kimlik siyasetinden arınmak, terörü ve şiddeti reddetmek, şehidine ağlamak, milli maç galibiyetine sevinmek, anayasanın ilk üç maddesindeki kurucu ilkelere sadık olmak, “önce ülkem ve milletim” diyebilmek olarak özetledi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli 40 yıllık pranganın sökülüp atılacağı terörsüz Türkiye için yaptığı tarihi çağrıdan sonra bu kez de huzurlu Türkiye için kritik bir uyarıda bulundu. Türkiye’nin bölgesel ve küresel anlamda ivme kazandığı, huzur ortamının tesis edilmesi için hassas bir dönemden geçildiği, prangaların sökülüp kabukların kırıldığı bir dönemde demokrasi dışı arayışlara girenlerin, cepheleşmeden medet umanların, siyasi ikbalini sokak şiddetinde arayanların bedel ödemeye hazır olmaları gerektiğini belirtti.
Terörsüz Türkiye hedefine ulaşması için hem sahada hem de siyasi arenada kararlı bir mücadele yürütüldü. Unutmamak gerekir ki bu hedefin mimarı Cumhur İttifakı, teminatı MHP Lideri Devlet Bahçeli kahramanı ise şehit ve gazilerimizdir. Terörsüz Türkiye hedefi sadece terör ve şiddetten arındırılmış bir Türkiye’nin ötesinde siyasi, iktisadi ve sosyal huzuru sağlamış bir Türkiye’ye ulaşmaktır. Bu hedefte herkes sorumluluk sahibi olmalı ve elde edilen tarihi fırsat günübirlik siyasi hırsılara kurban edilmemelidir. “Her şeyden önce Türkiye” diyen herkes MHP Lideri Bahçeli’nin çağrı ve uyarılarını dikkate almalıdır.