Yerelden ulusala, ulusaldan küresele 2024-2028 ‘BGUS’ raporu
Ülkemiz gibi yüksek nüfuslu, coğrafi olarak geniş ve jeopolitik olarak stratejik öneme sahip bir ülke için bölgesel öncelik ve ihtiyaçları dikkate alan politikaların geliştirilmesi ulusal kalkınma politikalarının işlevselliğinin güçlendirilmesi bakımından hayati önem taşımaktadır
2024-2028 Yıllarını kapsayan Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi (BGUS) geçen hafta yayınlandı. 2014- 2023 dönemi için ülkemizde ilk defa hazırlanan BGUS’un getirdiği tecrübe ışığında 2024-2028 BGUS; “yerelden ulusala, ulusaldan küresele” yaklaşımıyla, ülkemizin uzun vadeli kalkınma hedefleri ve 12. Kalkınma Planı ile çizilen genel çerçeve doğrultusunda, bölgelerin ihtiyaç ve potansiyelleri ile uluslararası gelişmelerin oluşturduğu tehditler ve fırsatları dikkate alarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda hazırlanmış.
2023 Şubat ayında yaşanan depremin ele alınması zorunluluğu nedeniyle yapılan revizyona gidildiği giriş bölümünde ifade edilmiş. Bu vahim durum elbette belirlenen tüm stratejilerin yeniden ele alınması zorunluluğunu doğurmuştur. Planın geç ilan edilmesi için haklı bir gerekçe olabilir. Ancak ülkemiz revizyon gerektirecek iyi ve kötü sürprizler açısından bir cennet diyebiliriz.
Suriye’deki rejim değişimi, geçici mülteci yoğunluğunu tersine göç ile önemli düzeyde azaltırsa tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektörünü de etkileyeceği bir gerçektir. Ancak geçici mültecilerin durumu, sadece güvenlik değil, aynı zamanda geri dönüş için gerekli sosyal ve ekonomik koşulların sağlanması şartına da bağlıdır. Bu nedenle ileriki süreçte planda belki bir revizyon ihtiyacı doğabilir.
Bir önceki plan 153 sayfadan oluşmakta iken yeni BGUS 306 sayfa. Sayfa olarak tam iki katı. Bir önceki plan ile karşılaştırılmasının yapılmasını ilgili araştırmacılara bırakmak gerekiyor. BGUS planları özellikle mekânsal (bölgesel) olarak belirlenen stratejik kararlarla öne çıkıyor. Bu plan döneminde mekânsal kararlar, stratejik amaçlar ve mekânsal tipolojiler üzerinden ele alınmış. İller 9 farklı kategoride ele alınmış. Yaşadığınız ilin hangi kategoride olduğunu ve alınan strateji kararlarını dikkatlice incelemek gerekiyor. Bu özellikle yatırımcıların, STK’ların ve kamu idarecilerinin dikkatlice incelemesi gereken bir detay. Kurumsal olarak 2024-2028 yılları arasında hangi yönde ilerlemeniz gerektiği noktasında sizlere mutlaka rehber olacaktır.
BGUS’un her bir stratejik amacı kapsamında ülkemizde Kentsel ve Kırsal Yerleşim Sistemleri Araştırması (YER-SİS) ve Sosyoekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (SEGE) çalışmaları dâhil olmak üzere üretim yapısı, gelir düzeyi, ihracat, istihdam ve nüfus gibi bölgesel kalkınmada öne çıkan otuzu aşkın gösterge kullanılarak geliştirilen mekânsal tipolojiye göre iller planda 9 tematik alan için stratejiler sınıflandırılmış.
İklim değişikliği sorunlarının küresel ve ulusal düzeyde etkilerini artırması ile üretim ve ihracat süreçleri bakımından getirdiği risk ve fırsatlar nedeniyle “yeşil büyüme” temasına BGUS’ta yer verilmiş ve “iklim 6 değişik mücadele çerçevesinde yeşil büyümenin sağlanması” tematik amaç olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda; iklim değişikliyle mücadele, kaynak verimliliği, yeşil dönüşüm, yeşil işler, yeşil girişimcilik ve yeşil finansman olanaklarına ilişkin stratejiler geliştirilmiş.
Tarım daha kapsayıcı bir üst başlık olan kırsal kalkınma başlığı altında incelenmiş. Tarımın artık sadece kırsal alan içinde değerlendirilemeyeceği gerçeği ile her geçen yıl daha fazla yüzleştiğimiz şu günlerde kentsel gelişme altında da tarımın ele alınması gerektiğini düşünüyorum. BM’nin kent merkezlerinde yaşayanlarının oranının 2050 yılında yüzde 70’e çıkacağı öngörüsünden sonra kent merkezlerini kapsayacak tarım stratejileri kaçınılmazdır. En azından gıda arzı ve girişimcilik penceresinden özellikle başta belediyelere yol gösterecek stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu arada ülkemizde kırda yaşayan nüfus oranı yüzde 17,3. Ancak plan kent merkezlerine yönelik tarım konusunu yeni “kırsal alan” tanımı ile farklı bir şekilde ele almış. Bu noktada, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan “Türkiye Mekânsal Strateji Planı” nın BGUS ile uyumu ve tamamlayıcılığı önem arz etmektedir.
Kırsal kalkınma altında işlenen tarım teması dışında, bu planda yer alan “Ar-Ge ve Yenilikçilik” teması altında oluşturulan amaç ve stratejiler çok değerli. Bu ekosistemin güçlendirilmesine yönelik tedbirlerin ilgili kurumlar tarafından bir an önce hayata geçirilmesi çok kıymetli. Kısa bir hatırlatma Ar-Ge ve yenilik kesinlikle ucuz bir gelişim alanı değil. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’nün (TAGEM) benzeri olan Fransız INRAE’nin yıllık bütçesi 1 milyar Euro. Bu yaklaşık TAGEM’in 100 katı. Bu arada INRAE’ye bağlı 18 araştırma enstitüsü olduğunu da eklemek isterim. Bu açıdan BGUS’da bu konunun ele alınması çok önemli ve kıymetli.
6 Şubat depremine ilişkin bir değerlendirme yapılmış. Kategorik olarak doğru olmamakla birlikte tarım sektörü maalesef “Hayvancılık” başlığı altında değerlendirilmiş. “Depolama tesislerinde, gıda kontrol laboratuvarlarında, balıkçı barınaklarında, sulama tesislerinde ve diğer hasarlarla birlikte tarım ve hayvancılık sektöründe toplam hasar tutarı 24,2 milyar TL olmaktadır.”
Planın Vizyonu:
“Küresel rekabette söz sahibi, refah düzeyi yüksek ve dirençli bölgeleriyle, yerel dinamiklerini kullanarak topyekûn kalkınmış bir Türkiye.”
Bu vizyona ulaşmak için dört stratejik amaç belirlenmiş. Bu stratejik amaçlar altında ise 9’ar mekânsal ve tematik stratejiler oluşturulmuş. Bu amaçlar küresel entegrasyon, rekabetçilik, yakınsama ve afet sonrası ihya yaklaşımı üzerinden belirlenmiş.
Tematik amaç ve stratejiler altında 9 ana konu belirlenmiş. Tarım konusu kırsal kalkınma başlığı altında detaylı bir şekilde ele alınmış. Özellikle yeni kırsal alan tanımı ve kırsal alana ilişkin veriler çarpıcı. Bu alanda strateji geliştirenler için hangi verilere bakılması gerektiği noktasında yol gösterici olmuş. Tarım sektörü kırsal alanda ekonomi başlığı altında ele alınsa da 12. Kalkınma Planında öncelikli kalkınma alanları içinde değerlendirilen tarım-gıda sektörünün ayrı bir tematik alan olarak hem kır hem de kent için ayrı olarak değerlendirilmesi daha uygun olurdu.
Planda kırsal gelirin artırılması, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ve dijital ve yeşil dönüşüme odaklanılmıştır. Bu doğrultuda temel olarak aşağıda yer alan hedefler belirlenmiş;
- Kırsalda ekonominin büyümesi
- Kırsal ekonominin çeşitlendirilmesi
- Kır-kent arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi ve yeni iş birliği yöntemlerinin tesisin Kırsalda yaşam kalitesinin artırılması
- Kırsalda sosyal hayatın canlandırılmasın Kırsal alanda karbon nötrekonomiye geçiş
- Kırsalda yenilenebilir enerji yatırımlarının artırılması
- Kırsalda doğal kaynakların korunması
- Kırsalda beşeri ve kurumsal kapasitenin artırılması
Planda Turizm teması altında Gastronomi Turizmi başlığı yer almaktadır. Gastronomi Turizm rotaları içinde Peynir Rotaları, Zeytin Ağacı Rotaları ve Trakya Bağ Rotaları yer almaktadır.
Bir Ziraat Mühendisi, Tarım Yazarı olarak en büyük hayal kırıklığını “Ar-Ge ve Yenilik” bölümünde yaşadım. Maalesef koskoca planda Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’nün (TAGEM) ismi geçmiyor. Bu nedenle Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Üniversiteler dışında kamuda Ar-Ge alt yapısından kurumsal olarak bir haber bir bölüm hazırlanmış. 50 enstitü ve yaklaşık 3000 araştırmacısı ile binlerce Ar-Ge projesi yürüten bir kurumdan bahsedilmemesi son derece üzücü.
Bu noktada hem TAGEM kurmaylarının hem de Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüklerinin kendilerini kontrol etmeleri oldukça önemli.
Son söz: Bu raporun önerileri ve hedefleri doğrultusunda atılan ve atılacak olan tüm adımların, ülkemizin küresel rekabet gücünü artırarak, daha dengeli ve adil bir toplum inşa edilmesi için katkı sunmasını umut ediyorum.