Sicillerine bak, dillerine bak!
Ne ilginç gelişmeler ve onun etrafında tartışmalar yaşıyoruz şu günlerde değil mi?
DEM ile bugüne kadar ittifak, iş birliği yapanların, resmen “Ortağımız DEM’e “Teröre cephe al. Türkiye partisi ol” çağrısı yapamazsın” dediğine şahit oluyoruz.
DEM’in “Biz talimatları önderimiz Öcalan’dan alırız. İrademizi o belirler” şeklinde bir duruş sahibi olduklarını bildikleri halde DEM ile ittifak ve iş birliği yapanlar, “teröristbaşı Öcalan’a da “Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykır” diyemezsiniz” noktasında her türlü çirkefliğe başvurmakta, her türlü çamuru atmaktadırlar. Hem geçmişin hem mevcut hallerinin suçunu bastırmak için öyle akıl almaz iftiraları, yalanları üretiyorlar ki, yüzsüzlükte bile kendileriyle yarışıyorlar.
Bu korku, bu telaş, bu kaygı neden?
DEM ve teröristbaşı Öcalan’dan yarattıkları ve destekledikleri “terörle” ilgili adım atması beklenirken, bunlar “hem terör devam etsin hem de ittifakımız devam etsin” düşüncesi içindeler mi?
Hele HDP-Yeşil Sol-DEM ile seçim ittifakları tarihe geçmiş Özgür Özel’in, Ümit Özdağ’ın, Müsavat Dervişoğlu’nun zihinsel yapısı nasıl besleniyor gerçekten çok merak ediyorum.
“HDP-Yeşil Sol-DEM” ile sürekli iş birliği, ittifak yaparken akıl edemedikleri, hiçbir hassasiyet göstermedikleri şehit anasını, babasını terör örgütleriyle en başarılı bir şekilde mücadele eden Cumhur ittifakının terörü bitirme odaklı adımları karşısında nasıl istismar edebiliyorlar?
Şehitlerimize, gazilerimize Cumhur ittifakı kadar gönülden sahip çıkan başka yapı var mı? Şehitlerimizin, gazilerimizin intikamını son 9 yıldır Türkiye, Irak, Suriye üzerinde alan Cumhur ittifakı gibi bir irade olmuş mudur?
Türk Ordusu Afrin operasyonu yapıp, 4600 YPG’li teröristi silahlarıyla gömdüğünde bugün her türlü iftirayla MHP’ye, Cumhur ittifakına saldıran, şehit ailelerini istismar eden Ümit Özdağ “Ey Erdoğan Afrin’i almak için karşılığında ne veriyorsun?” diye operasyonu gölgelemeye çalışıyordu.
Müsavat Dervişoğlu’nun partisi sözcü düzeyinde resmi açıklama yaparak "İyi Parti tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyecek ve beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına tamamen karşıdır" demişti. Müsavat Dervişoğlu da daha sonraki süreçte Irak ve Suriye üzerindeki terörle mücadele tezkeresine HDP ile birlikte “Hayır” oyu veren Kemal Kılıçdaroğlu’nu savunmuştu. Gazetecilerin 'Tezkereye 'hayır' deyip sonra Kandil'i bombalama vaadinde bulunmasının çelişkili olduğu söyleniyor.' şeklindeki bir sorusu üzerine “Kapsamlı bir çelişki de görmüyorum. Kandil başka bir yer, Suriye'nin kuzeyi başka bir yer” diyerek tuhaf bir savunma yapmıştı.
Özgür Özel’i hiç anlatmaya gerek yok… Partisi CHP 2015 yılından itibaren PKK’nın siyasi uzantılarıyla sürekli ittifak ve iş birliği halinde. Türk devletinin her türlü terörle mücadelesine karşı çıkmış bir partidir. Zeytin Dalı operasyonunu engellemek için adeta Türk Ordusu önünde bir canlı kalkan olmadıkları kalmıştı. Özgür Özel’in de terör örgütü PKK’nın yayın organı Medya Haber’e onları da mutlu edecek propaganda yapmaya çıktığı düşünüldüğünde bugün hepsinin sergilediği davranışlar sadece ikiyüzlülük barındırıyor.
Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla her türlü ittifakı ve iş birliği yapanların bunlarla ilgili hassasiyetinin şehit anası, babası olmayacağını dünyadaki bütün canlılar bilmektedir. Şehidimizin cenaze töreni biter bitmez DEM Genel Merkezi’ne ziyarete giderek orada gülücükler saçan Özgür Özel’in her sözü siyasi riyakârlık ve ikiyüzlülük barındırmaktadır. Bugün, DEM’e ve teröristbaşı Öcalan’a yapılan “Teröre cephe al”, Terör örgütünü lağvet” çağrıları üzerinden hem şehit aileleri istismarı yapması hem de bu çağrılara karşı çıkması akıl dışı bir davranıştır.
Her halinden belli ki, bu partilere “teröre cephe almayan” bir DEM lazım… Geçmişteki ve hali hazırdaki terörle mücadele karneleri de ortadadır. Bu adı geçen partilerin ve isimlerin üçü de “Suriye’de ne işimiz var?” noktasında durmakta ve ne Türk ordusunun ne de Suriye Milli Ordusu’nun terör örgütü PKK’ya karşı verdiği mücadeleyi desteklemektedir. Bundan başka somut delile ihtiyaç var mı?
Şimdi bu profildeki parti ve kişilerin hangi söylediği ciddiye alınabilir? Terörle mücadelede kararlılığı, samimiyeti ve mücadelesi ortada olan Cumhur ittifakının neyinden şüphe edilebilir?
Türk milleti, terörle mücadele edenlerin kimler olduğunu, terörle kimlerin ittifak ve iş birliği yaptığını çok net ayırt edeceği günler aslında bu günlerdir. Cumhur ittifakı mücadelesiyle PKK’lı silahlı teröristleri günlük gömerek “Terörsüz Türkiye” diyor…
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin, “DEM heyetiyle İmralı arasında yapılacak ikinci görüşmenin hitamında PKK’nın örgütsel varlığının bittiği, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalıdır.
Kesin ve tavizsiz beklentimiz budur.
PKK’lı teröristler ya silahlarını gömmeli ya silahlarıyla birlikte teslim olmalı veya kaçınılmaz sonlarıyla karşılaşmalıdır.
Altını kalın bir şekilde çizerek ifade ediyorum ki, terörle pazarlık olmaz, müzakere yapılmaz, yalnızca ve yalnızca mücadele edilir.” sözleri bu süreci anlamayanlara son noktadır.