Soruşturma, gözaltı ve tutuklamalar

Siyasetçi, gazeteci, sanatçı, işadamı…
Son dönemlerde muhalefetin ön plana çıkardığı soruşturma, gözaltı ve tutuklamalarda yer alanlar kişiler bu unvanlara sahipler. Ülkenin güvenliği, toplumsal huzurun sağlanması için yürütülen operasyonlar, yapılan gözaltılar ve tutuklamalar umurlarında olmadığı için sadece görmek istedikleri kadarını görüyorlar. Çünkü en iyi suiistimal malzemesi buradan çıkıyor.
Muhalefetin terörle mücadele, kapkaç, gasp, uyuşturucu ticareti, sahtecilik, cinayet vs. gibi suçlardan dolayı yapılan adli işlemlere pek ilgisi yok. Çünkü burada istismar malzemesi yok…
Amacım hukuk dersi vermek değil elbette ama kastım şu: Muhalefet neye tepki gösterdiğini netleştirmeli. Suçun işlenmesine mi yoksa suçun yargıya taşınmasına mı karşı? Yani suç işlensin ama yargıya taşınmasın mı istiyor? Ya da suçun çeşidi ve suçlunun kimliğine göre pozitif ayrımcılık yapılmasını mı talep ediyor?
Başını CHP’nin çektiği ve yanında yöresinde yer alan muhalefet son dönemdeki soruşturma, gözaltı ve tutuklamalara karşı çıkıyor. Peki neden? Suçsuz olduklarından dolayı mı? Yoksa suçu işleyen kişilerin makam ve mevkilerinden dolayı mı?
Terör örgütü üyeliği; rüşvet ve yolsuzluk; kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek ve basın yayın yoluyla yayınlamak; halkı kin ve düşmanlığa tahrik; ihaleye fesat karıştırmak; Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etmek; kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret; Terörle mücadelede görev olan kişileri hedef göstermek; Yargı görevini yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs etmek suç değil mi?
CHP bunların suç olduğunu kabul etmiyorsa başka mesele. Ancak suç olduğunu bilip susulsun/görülmesin istiyorsa bu daha büyük mesele!
Gönül ister ki, bu ülkenin cezaevinde bir tane mahkûm olmasın. Hatta ve hatta bu ülkede cezaevi olmasın. Ancak bu temennilerin gerçekçi olmadığını hepimiz biliyoruz.
İnsan varsa suç var, suç varsa hukuk var, hukuk varsa ceza da var…
Siyasetçinin işi siyaset yapmaktır, hakaret etmek değil. Hakaret etmek siyasetin değil, hukukun konusudur.
Gazetecinin işi haber vermektir. Doğru ve ilkeli… Yalan ve ilkesiz habercilik gazeteciliğin değil hukukun konusudur.
Sanatçıların görevi topluma ışık tutmak, aydın olmaktır. Hatta biraz da muhalif olmak… Ancak muhalefet görüntüsüyle antidemokratik organizasyonların içinde olmak sanatın değil, hukukun konusudur.
İş adamı ve sanayicilerin işi ülkenin ekonomik kalkınmasına katma değer sağlayacak iş ve fikirler üretmektir. Herkesin herkesi eleştirmesi demokratik bir haktır ancak sorumluluk sahibi büyük sermaye gruplarının yanlış bilgiler ışığında iktidarı baskılama girişimi ekonominin değil hukukun konusudur.
Bugün ortaya çıkan bu tartışmalar herkesin kendi işinden uzaklaşması ve başkasının sınırlarını ihlal etmesinden kaynaklanıyor. Ateşin bulunması medeniyetin başlangıcı olarak kabul edilir. Ancak medeniyetin miladı insanların evlerinin çevresine çit çekmesiyle başlar. Çünkü herkesin birbirinin sınırlarına saygı gösterdiği bir yaşam bu andan itibaren ortaya çıkmıştır. Herkes özgürdür ancak bir kişi diğerinin özgürlük alanına girmediği müddetçe… Hukuk da bunun için vardır. Kimse kimsenin hakkını ihlal etmesin diye…
CHP istiyor ki, “suçlu olan kişi CHP’liyse görmezden gelinsin.”
Hukuk herkese ayrı muamele etsin isteniyorsa o zaman niye “hak, hukuk adalet” diye bağırıyorsunuz?
CHP istiyor ki, “suç işleyen kişi seçilmişse, büyük sermeye sahibiyse hasıraltı edilsin.”
Hukuk herkesin kapısını çalacak güçte olmazsa adalet nasıl sağlanacak? Hangi vatandaş adaletin tecelli ettiğine inanacak?
CHP son dönemdeki soruşturma, gözaltı ve tutuklama taleplerinin yanlış olduğunu düşünüyorsa ve kendine güveni varsa avukat ordusunu toplar hukuk yoluyla hakkını arar. Kendine güveni olmayan, haksız olduğunu bilen ise hukukla değil, hukukçuyla mücadele ederek suçunu örtbas etmek ister. Tıpkı Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı gibi!
Hukuktan daha güçlü kimse yoktur.
Herkes hukuk karşısında eşittir.
“Ben hukuktan daha güçlüyüm, hukuk karşısında ben pozitif ayrımcılık istiyorum” diyen herkes adaletin düşmanıdır.