Hançerleyen “hançerlendim” diyor

Haberleri okurken önce, İP Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu’nun, partilerinden istifa eden milletvekilleri hakkında yaptığı şu açıklamaya denk geldim: "Bu kadar sadakat yoksunu insanı nasıl aday yapmışız? Bunu kendi içimizde tartışmak zorundayız!" Ardından, Mansur Yavaş’ın Ekrem İmamoğlu’na verdiği desteği şu şekilde dile getirdiğini gördüm: "CHP’deki dayanışma duygumuzu kimse hafife almasın, haksız ve hukuksuz uygulamalara birlikte karşı duracağız." 

Düz bir şekilde bakıldığında, bu insanlar gerçekten erdem ve fazilet sahibi gibi görünüyor; biri sadakatten, diğeri dayanışmadan bahsediyor diyebilirsiniz. Ancak, kazın ayağı öyle değil…

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın İsmail Özdemir’in isim vermeden yaptığı sosyal medya açıklamasında belirttiği şu ifadeler, Buğra Kavuncu gibilerine okkalı bir yanıt olmuştur: “Milliyetçi Hareket Partisi’nden neden ve hangi saiklerle ayrıldıklarının cevabını bugün dahi veremeyenlerin, şimdi kalkıp siyasi etik ve ahlaktan dem vurarak ‘utanma, rüşvet ve sahtekarlık’ gibi kavramlardan bahsetmesi kadar trajikomik bir durum olamaz.”

Buğra Kavuncu, hiçbir zaman MHP’li olmamıştır. Ancak aile büyükleri, Başbuğ Alparslan Türkeş’e isyan başlatarak BBP’yi kuranlar arasında yer almıştı. Buğra Kavuncu’nun siyasete başladığı İYİ Parti, MHP’den ayrılan Meral Akşener ve ekibi tarafından kurulmuştur. Bu süreçte, “sadakat yoksunu insan” olarak tanımlanacak birçok MHP milletvekili de Buğra Kavuncu’nun da içinde bulunduğu bu partiye katılmıştı. Peki, o dönemde, Buğra Kavuncu, MHP’den gelenlere tepki gösterip “sadakat yoksunu insan” diyerek bir eleştiri yapmış mıydı?

Ayrıca, Buğra Kavuncu’nun mevcut Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, 2009 yılında “Benim sadakatimde bir sakatlık hiçbir zaman olmamıştır. Ben, görmüş olduğum itibarı, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Muhterem Genel Başkanı Devlet Bahçeli Beyefendi’nin muteber kimliğine borçluyum. Muhterem Genel Başkanımın sadık bir bendesi olma özelliğim, iftiharlarımın en büyüğüdür. Onun sonsuza dek yaşatılacağından herkes emin olmalı.” demişti. Ancak bu sözlere rağmen, MHP’den istifa edip İYİ Parti’ye geçmişti. O yüzden, siyasetin kalitesini düşürenler, bir de çıkıp siyasetin ahlakı ve erdemi üzerine ders vermeye kalkmasınlar… Bu siyaset tarihi, “sadakat” masallarıyla ne kuyular kazanları gördü.

Ya MHP’den ayrılıp CHP’ye geçmesini “40 yıllık geçmişimi geride bırakarak CHP’ye katıldım” diye tarif eden ve şimdilerde CHP içinde dayanışmadan bahseden Mansur Yavaş’a ne demeli? Aslında o “CHP’li yoldaş” olarak yolunu buldu da asıl lafımız, onu hala “Milliyetçi-Ülkücü” diye pazarlayanlaradır. MHP içinde iken hiç dayanışmadan bahsetmiyor, kapı kapı medyayı gezerek “MHP barajlarda boğulabilir” diye propaganda yapıyordu. FETÖ’nün çok önemsediği 12 Eylül 2010 referandumuna destek vermediği için MHP’yi halka tepeden bakan zihniyet olarak suçluyor ve CHP’lileşmek gibi saçmalıklarla MHP’yi itham ediyordu. Hatta o günlerde Ülkücüleri, AK Parti hükümetine destek vermeye çağırıyordu.

Tüm bunları yaparken de “Bazı başka partilerdeki makamlar yüzünden hiçbir zaman ben davasını, partisini satacak değilim” nutukları atıyordu. Sonunda ne oldu? Gitti ve tam da 17-25 Aralık operasyonlarının ortasında CHP’ye katıldı. MHP’de dayanışma göstermeyen, CHP’de neyin dayanışmasını gösteriyor ve böyle birini hala bazı aklı evveller niye “Milliyetçi-Ülkücü” diye pazarlıyor? Mansur Yavaş’ın hayatı boyunca “Şu da Milliyetçi-Ülkücü tavrı olmuştur” diyeceğiniz bir tane örnek gösterebilir misiniz? Mansur hep yavaş yavaş yoluna bakar, menfaatine bakar, makama bakar. Dayanışması onun içindir. Yakın tarihte CHP’de menfaatleri tıkanınca ne yapacağını da herkes görecektir.

Her konuda olduğu gibi siyasette de “Ne oldum değil ne olacağım” denmelidir.

Başka partiyi bölüp parti kurunca ilke, idealistlik; kendi partinden gidince “sadakat yoksunu” öyle mi?

Buğra Kavuncu, içinde bulunduğun parti zamanında MHP’ye ne yaşattıysa, hepsini en rezil şekilde kendi yaşıyor farkında mısınız? Siyasi menfaat uğruna girmediğiniz kalıp kalmadı. Siyasette kazanan olmak için CHP’ye ve HDP’ye ruhunuzu teslim ettiniz. Hele 2019 yerel seçimlerinden önce ve sonra, siyasi ve kişisel menfaatlerinize kavuşabilmek adına adeta CHP’li belediye başkanlarına maskot olmuş gibiydiniz. Bu uğurda, Canan Kaftancıoğlu gibi Türk milletinin milli ve manevi değerlerine karşıtlıkta sicili bozuk biriyle VIP minibüslerde pozlar verdiniz.

Evet, Türk siyasetinde "Bu kadar sadakat yoksunu insan" başlıca bir problemdir. Türk siyaseti, kalitesiz siyasetçilerle ve siyasi ile kişisel menfaatleri için kılıktan kılığa girenlerle seviyesini yitirmektedir. Bu manzaraya katkı sunup bir de nutuk atanlar, seviyenin düşmesinin yegâne sebebidir.

Buğra Kavuncu, MHP’ye ihanet eden "Bu kadar sadakat yoksunu insan", kimlerdi? İsimlerini sayar mısın? Hafızamız tazelensin…

Hey, Mansur Yavaş! MHP’de iken dayanışma duygularını kim tüketmişti? Anlat da seni balon gibi şişiren hikâyeler son bulsun…