Amerikan çıkmazı

2023 yılının Eylül ayında Hindistan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen G-20 Liderler Zirvesi dikkat çekici bir tema ile toplanmıştı. “Tek dünya, tek aile, tek gelecek”. Zirvede duyurulan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) projesi en dikkat çekici hususlardan birisi olsa da zirvenin ana temasıyla beraber yorumlandığında esas manası daha iyi anlaşılabilmektedir.
Daha önceki yazılarımızda projenin kapsamı, hedefi, maliyeti ve hatta Orta Doğu’daki gelişmelerle ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı bağlantılarına değinmiştik.
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamasında üzerinde durduğu başlıklar Hindistan’daki G-20 zirvesi ana temasının, alınan kararların esasında ne anlamı ifade ettiğinin ve Trump dönemi ABD politikalarının tezahürü olmuştur. Bu anlamda Vance’in açıklamasındaki “Küreselleşme, zengin ülkelerin tasarıma odaklanabileceğini, daha fakir ülkelerin ise üretimi üstleneceğini varsaydı. Ancak üretim yapan ülkeler aynı zamanda tasarım yapmayı da öğrendi ve aradaki fark kapandı. Sonuç olarak, tedarik zincirinin alt basamaklarında daha iyi hale geldiler. Ayrıca, biz yukarıda sıkışırken onlar da üst seviyeye yetişmeye başladı. İkinci yanılgı ise ucuz iş gücüne olan aşırı bağımlılıktı; bu durum inovasyonu baltaladı. Birçok Amerikalının bağımlısı olduğu bir uyuşturucuya dönüştü.” İfadeleri dikkatlerden kaçmamıştır. Bu esasında sadece Trump dönemi değil, G-20 Zirvesinin ana temasına da bakıldığında; ABD’nin önümüzdeki süreçte küresel anlamda nasıl bir politikayı takip etme hazırlığında olduğunu açık etmektedir.
Neredeyse tüm çevrelerin tek kutuplu dünya düzenini reddettiği ve çok kutuplu bir küresel nizamla beraber yerelleşmeye yönelik politikaları benimsediği bir süreçte ABD’nin gerek ekonomik, gerek askeri, gerekse de politik anlamdaki etkisi giderek azalmaya devam etmektedir. Diğer yandan ABD Başkan Yardımcısı Vance’in vurguladığı konu başlıkları çerçevesinden bakıldığında özellikle de ekonomik anlamdaki gerileme ABD’yi oldukça zora sokmaktadır. Yapılan ucuz iş gücü genel kapsamda Asya ülkelerini ifade ederken, ABD’nin inovasyon anlamında özellikle de Çin’in gerisinde kalmaya başladığı ifade edilebilmektedir. Bununla beraber ekonomik anlamda ABD’yi zorlayan en önemli hususlardan birisi ise pek çok çevrenin ikili ticaretlerde yerel para birimlerini kullanmaya yönelik hamleleri olmuştur.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’da düzenlenen Dijital Varlıklar Zirvesi’nde yaptığı “Geçen yıl Amerika’yı dünyanın Bitcoin süper gücü ve kripto başkenti yapma sözü verdim. Bugün bu sözümüzü yerine getirmek için tarihi bir adım atıyoruz. ABD hükümeti daha önce on binlerce Bitcoin sattı ve milyarlarca dolar kaybetti. Ancak bugünden itibaren Amerika, Bitcoin topluluğunun iyi bildiği temel kurala uyacak. Bitcoin’lerinizi asla satmayın.” açıklaması da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Mevcut küresel gelişmelere bakıldığında; ABD’nin askeri, ekonomik ve politik anlamda arzu ettiği hedeflere ulaşması pek mümkün görünmemektedir. Cin şişeden çıkmıştır…