İkinci el araç tarafında ortaya çıkan yoğun ilgi ve sonrasında fiyatlarda yaşanan astronomik artışlar kötü niyetli kişileri de akıl almaz yöntemlere başvurmaya itiyor.
Bu yöntemlerden hiç şüphesiz en dikkat çekeni ise son günlerde sıkça gündeme gelmeye başlayan ve çok sayıda vatandaşı mağdur eden aynı model ve markaya ait iki farklı aracın birleştirilerek piyasaya sürülmesi olarak öne çıkıyor.
Her ay 300 araçta kaynakla birleştirme tespit ediliyor
Bu zamana kadar hava yastığına köpük sıkılmasından, km ile oynamaya, orijinal yerine taklit ürün kullanımından gizlenen ayıplara kadar ikinci elde ortaya çıkan sahtekarlık ve işlemler arasında en tehlikelisinin iki aracın kaynakla birleştirilmesi olarak ifade eden piyasa uzmanlarının paylaştığı rakamlar da trafikteki ölümcül tehlikenin hangi boyutlara ulaştığını da gözler önüne seriyor.
Her ay alım ve satımda ortalama 30 bin araca ekspertiz işlemi yapılırken bu araçlardan yaklaşık 300'ünde ise kaynakla birleştirme tespit edildiği belirtiliyor.
Çıplak gözle fark etmek imkansız!
Yükselen fiyatlar ve son yıllarda ikinci el araçlara olan ilginin artışıyla dolandırıcıların da harekete geçtiğini ve geçmişte büyük kazalar geçirmiş araçları insan hayatını hiçe sayarak yanlış onarım teknikleriyle onarıp, "kazasız araç" süsü verilerek satışa sunulduğuna dikkat çeken ekspertiz firması yöneticisi Cihan Emre, ''İkinci el araçta en tehlikeli hile yöntemi bu. Maliyeti düşürmek ve zaman kazanmak için dolandırıcılar hasarlı parçaları onarmak yerine, arkası ve önü farklı iki aracı kaynakla birleştirip satışa çıkarıyor. Vatandaşların bu birleştirmeyi çıplak gözle fark etmesi imkansız." diye konuştu.
İkiye bölünerek ölümlü kazalara sebep oluyor
Birleştirme işlemiyle aracın en temel güvenlik unsuru olan şasinin, tüm koruyuculuğunu yitirdiğinin de altını çizen Emre, "Herhangi bir kaza anında iki araçtan birleştirilmiş, ekleme araçlar kolaylıkla ikiye bölünerek ölümlü kazalara sebep oluyor. TV kanallarında rastladığımız kazada ikiye bölündü haberlerinin asıl sebebi bu. Kaynağın izleri belirli hilelerle kapatılıyor. Kaynak işlemini tüketicilerin basit kontrollerle tespit etmesi imkansız. Özellikle ağır hasarlı araçların tekrar trafiğe çıkmadan önce tamir süreçlerinde denetlenmesi gerektiğine inanıyoruz." dedi.
İnsan hayatıyla alenen oynamaya yönelik bu işleme ilişkin konuşan hukukçular ise bu yönde bir adım atan kişilerin taksirle ölüme veya yaralanmaya neden olma suçundan da yargılanabileceğinin altını çiziyor.
İade edip paranızı geri alabilirsiniz
İki veya daha fazla modele ait önemli parçalar birleştirilerek bir araya getirilen ve satılan bir aracın nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırılık oluşturduğuna dikkat çeken Avukat Emre Alcan, ''Haliyle bu durumun tüketicinin araçtan beklediği faydaları azalttığı ve hatta ortadan kaldırdığı görülmektedir. Araç muadili olan diğer araçlarla kıyaslanmaz hale getirilmiş durumdadır. Bu halde ayıplı bir mal satımı gerçekleşmiş durumdadır. Ayrıca satın alınan maldaki ayıbın, ağır kusurla tüketiciden gizlendiğinin de kabulü gerekir ki bu durumda da tüketici haklarını zamanaşımı olmaksızın kullanabilecektir. Bu itibarla tüketici aldığı aracı iade ederek ödemesini geri talep etme hakkına sahiptir.'' dedi.
Taksirle ölüme neden olma suçundan yargılanabilirler
Önü farklı arkası farklı modele ait iki aracın birleştirilmesi halinde araçların mekaniğinin tamamen bozularak hayati riski taşıyan kazaya yatkın bir araç modelinin ortaya çıktığına da vurgu yapan Alcan, ''Aracı alan kişinin, aslında almak istemeyeceği bir otomobili hile ile onu aldatarak satan ve zarar veren satıcıya yönelik dolandırıcılık suçu kapsamında suç duyurusunda bulunulması mümkündür. Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanununda düzenlenmiş olup, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası içermektir. Bunun yanı sıra mekaniği tamamen bozulan bu araçlarda imalat nedeni ile kaza meydana gelmesi halinde, kanaatimce taksirle ölüme veya yaralanmaya neden olma suçunun da gündeme gelmesi mümkün olacaktır. Zira satıcı, birbirine uyumsuz parçaları toplayarak, fabrika üretimine aykırı olarak başka bir model ortaya çıkarmaktadır. Bu itibarla üretim sebebiyle meydana gelebilecek olası kaza halinde imal eden/satıcı, yaralanma ve ölümden taksirli olarak sorumlu olacaktır.'' diye konuştu.
Can güvenliği nedeniyle yasaklanmalı
Öte yandan Türkiye'de ağır hasar kaydı bulunan yaklaşık iki milyon aracın trafikte dolaştığına dikkati çeken Tüm Oto Servisleri Federasyonu Ünal Ünaldı ise kaza sonrasında hasar alan ve ağır hasar kaydı işlenen bu araçların, onarım aşamalarında ve tekrar trafiğe çıkışında hiçbir denetime tabii tutulmadığını söyleyerek çağrıda bulunuyor.
20 bin onarım noktasının belgesiz ve yetersiz makine ekipman nedeni ile iptidai yöntemler ile ağır hasarlı araç onarımı yaptığını kaydeden Ünaldı, TSE belgesi olmayan, Mesleki Yeterlilik Belgesi'ne sahip kalifiye eleman çalıştırmayan oto servislerinin, ağır hasar kaydı işlenen hasarlı araçları onarmasının can güvenliği nedeniyle yasaklanması gerektiğini ifade ediyor.
Kendilerine de bu yönde çok sayıda araca ilişkin duyum geldiğini ve maalesef piyasada artık bu tarz işlemlerin sayısının arttığını dile getiren İstanbul Motorlu Araç Satıcıları Derneği (İMAS) Başkanı Hayrettin Ertemel, bunun nedenin ise ağır hasarlı araçların satışa sunularak tekrardan trafiğe döndürülmesinden kaynaklı olduğunu belirtti.
Çözüm: Bertaraf edilmesi gerekiyor
Çözüm olarak ise perte ayrılmış araçların kesinlikle trafiğe döndürülmeden direk bertaraf merkezine götürülmesi ve bu araçların preslenmesi gerektiğine işaret eden Ertemel, ''Maalesef bu şekilde bir yöntem yok Türkiye'de. O yüzde önü ve arkası hasarlı iki aracı alıp birleştirerek ortaya kendilerince sağlam bir araç çıkarmaya çalışıyorlar. Bu araçların ekspertiz firmalarında da çok fazla yakalanma şansı yok çünkü ortadan kaynak yapılıyor bu araçlara. O yüzden tavanın açılıp bakılması ya da şaseden anlaşılabilir.'' dedi.