HABER:MEHMET ARKAN
Kalyoncu ''Her şeyin başında, hayvanlara karşı eziyet ve kötü muamele yapılmasının önüne geçilmelidir. Biraz önce ifade ettiğim gibi, bu canlar bizim için can yoldaşıdır.
Hayvanlara her türlü fiziksel zarar verenlere karşı yaptırımların caydırıcı düzeye getirilmesi ve tavizsiz uygulanması gereklidir. Hayvanlara karşı işlenen suçların ceza kapsamına alınması gereklidir.'' ifadelerini kullandı.
SÜRDÜREBİLİR BİR MODEL OLMALI
Sözlerine devam eden Prof.Dr.Hasan Kalyoncu''Ancak şehirlerimizin sokaklarını, önce sahiplenilip bakamayınca terk edilmiş hayvanların doğal yaşam alanı haline getirmesinin de hem güvenlik hem de sağlık açısından getirdiği riskler vardır.
Bu anlamıyla dünya uygulamaları da incelenerek hem insan hem de hayvanlar için sürdürülebilir bir modelin oluşturulması gereklidir.
Şehir parkları, serbest dolaşan tasmasız, tanımsız ve sahipsiz hayvanların barınağı haline gelmesi, başta çocuklar olmak üzere o parklarda hoş zaman geçirmek isteyen halkımız için sorunlar oluşturmaktadır.
Buna çözüm bulmakta yerel yönetimlerin hem maliyet hem de nitelikli personel yokluğu dolayısıyla yetersiz kaldığı ortaya çıkmıştır.
Dolayısıyla merkezi hükümetin burada sorumluluk alması gereklidir. Sokaklarda hayvan popülasyonunun hızla artmasının önüne geçilmelidir.''Şeklinde konuştu.
UZUN VADEDE ÇÖZÜM OLACAKTIR
Hayvanlarla ilgili yapılması gerekenlerin altını çizen Kalyoncu''Bunun gerçekleştirilebilmesi için kısırlaştırma çalışmalarının bir an önce tamamlanması gerekmektedir. Kısırlaştırmanın tamamlanması uzun vadede sorunun kesin çözümüdür.
Kısırlaştırma işlemlerinin bitirilmesinin ardından hayvan sahiplenme işlerinin düzenlenmesi ve hayvanlara mikroçip etiket ve kimlik uygulamaları sorunun tamamen çözülmesi anlamına gelmektedir.
Bu işlemler tam anlamıyla gerçekleştirildikten sonra hem belediyeler üzerindeki hem de Merkezi hükümet üzerindeki maddi yük de ortadan kalkacaktır.''Dedi.
MÜFREDAT YENİDEN DÜZENLENMELİDİR
Hayvan ve doğa sevgisinin çocuklara aşılanmasının önemine değinen ve ders müfredatlarının düzenlenmesi gerektiğini belirten Kalyoncu''Tüm bunların yanında hayvan ve doğa sevgisinin çocuklarımıza aşılanması gerekmektedir.
Bu durumu da gerçekleştirecek olan birim ise Milli Eğitim Bakanlığıdır. Fakat ders müfredatlarına göz gezdirildiğinde biyoloji ders saatlerinin azaltıldığı net olarak görülmektedir.
Biyoloji ders saatlerinin artırılması ve müfredatın yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Sadece üniversiteye hazırlık değil aynı zamanda yeşil bir geleceğe hayvan ve bitkileri korumaya hazırlık da düşünülmeli ve eğitim bu yönde yapılmalıdır.''Diye konuştu.
EKO SİSTEMDEKİ DEĞERLERİ ANLATILMALI
Ülkemiz içinde yayılış gösteren hayvanların ekosistem üzerindeki önemlerinin altını da çizen Prof.Dr.Hasan Kalyoncu''Ülke genelinde yayılış gösteren hayvanlar gençlerimize tanıtılmalı ve insan yaşamı ve ekosistem üzerindeki etkileri ve değerleri anlatılmalıdır.
Bu eğitimler ana okullarından başlatılmalı, değerler eğitimine önem verilmeli, çevre ve hayvan sevgisi yanında Türk Milletinin değerleri de çocuklarımıza öğretilmelidir.
Aynı zamanda çocuklarımıza bu cennet vatanımızda var olan her şeyin korunması ve geleceğe aktarılması gerektiği benimsetilmelidir.''İfadelerini kullandı.
HAYATA HAZIRLAYAN BECERİLERDE KAZANDIRIR
Vatan sevgisi,toplumda insan,çocuk aile ilişkisi ve okulun çocuk üzerindeki etkilerini de anlatan Kalyoncu''Vatan sevgisinin sadece bir kara parçası ile sınırlı olmadığı tüm değerlerinin korunması ve yaşatılması gerektiği öğretilmelidir.
Biyolojik bir varlık olarak dünyaya gelen insan, yaşadığı toplumda ilerleyerek sosyal bir varlık haline gelmektedir.
Bu süreçte en önemli etkenlerin başında aile ve okul gibi kurumlar gelmektedir. Aile, çocuk için doğal eğitmendir, okul ise profesyonel rol oynayan eğitmendir.
Bu yüzden okul, çocuğu hayata hazırlayan, onun sosyalleşmesinde rol oynayan en önemli kurumdur.
Dolayısıyla okullar salt bilgi vermeyi hedefleyen kurumlar değil, bireyi hayata hazırlayan beceriler de kazandırmayı amaçlar.'' şeklinde konuştu.